Ali Keklik
Köşe Yazarı
Ali Keklik
 

Tatsız, tuzsuz et yığınlarına dönüştük!

Nefes almak senin, benim, onun yani bütün canlıların hakkı öyle değil mi?   Peki, doğrudan nefes alamıyorsak ya da dolaylı nedenlerden dolayı nefes almamız engelleniyorsa ne yapmalıyız?  Sessizce bir köşede sinmelimiyiz? Sesimizi biraz yükselttiğimizde neden bir tarafın yolunun yolcusu ilan ediliyoruz?  Ya da boş verin bunları,  sizce hangi tarikatın safında yer alırsak daha fazla sevap kazanırız onu söyleyin! Sahi bazı camiler neden tarikatlar ya da cemaatlerin himayesine veriliyor? Neden buralar rant kapılarına dönüştürülmek isteniyor?   2020 yılı kime ne öğretti?    Depresyonlara girdik, çıkmazlara itildik, boş amaçlar için yıllarımızı nasıl heba ettiğimizi anladık. Bizlere çok büyük gösterilen ülkelerin aslında çok küçük olduklarına şahit olduk. Hayatta tek başımıza olduğumuzu anladık. En yakınlarımıza bile yardım edememenin üzüntüsü ve acısı içerisinde olduk. Rahatça nefes alabilmenin hazzını anlamış olduk. Kimseye öyle körü körüne bağlanmamayı, mesafeli olmayı öğrendik. Bazıları insan olduğunun farkına vardı, bazıları insanlığını kaybetti!  Ama ortak olduğumuz tek şey psikolojilerimizin çok yıprandığı oldu.  Bu pandemi süreci bittiğinde herkesin mutlaka bir psikologa gitmesi gerekiyor. Yaşadığımız normal bir süreç olmadığı için çoğumuzun sinirleri altüst oldu. Artık kimseye teamülümüz kalmadı, ilk fırsatta isyan potansiyelimiz yükseliyor! Olur, olmadık konular hakkında konuşur, bizi ilgilendirmeyen mevzular için fikir sahibi olmaya başladık. Pandemi bizlere daha önce 3 kez izlediğimiz filmleri 4. Kez izlediğimizde bile şaşırtmasını öğretti. Fiziki olarak bir ortamda bulunsak da ruhen başka bir yerlerdeydik. Bu süreçte adete tatsız, tuzsuz, düşüncesiz et yığınlarına dönüştük…   Yardımseverlik değil, şovmenlik!   Tabi ki bu süreçte iyi yaptığımız noktalarda oldu. Hani bunu bayramda, seyranda, ramazan aylarında yapıyorduk ama bu süreçte biraz daha abarttık ha, ne dersiniz?  Kızılay için verilen kan bağışları farkındalık oluşturmak için yapılıyor, tamam bunu anladıkta, ihtiyaç sahiplerine yardım yapılıp bunun bir lütufmuş gibi gösterilmesi de neyin nesi?   Bu hangi kitapta yazıyor, bunun hangi dinde yeri var?  Birde marifetmiş gibi 10 kadar yoksula yardım edip, sosyal medya hesaplarınızdan yüzlerce fotoğraf paylaşarak takipçilerinizin beğenisine ve yorumuna sunuyorsunuz!   “Bak ben bunu yaptım, ahanda fotoğrafı bakın, ne güzel yardım ediyorum.” Gerçekten sizleri anlamakta güçlük çekiyoruz. Bırakın artık şu gariban halkı sömürmeyi,  yetmedi mi ha yetmedi mi? Yoksulun üzerinden daha fazla rant devşirmeyi bırakın! Kuldan utanmıyorsunuz maden Allah’tan korkun birazda insan olmayı deneyin biraz!  
Ekleme Tarihi: 03 Ocak 2021 - Pazar

Tatsız, tuzsuz et yığınlarına dönüştük!

Nefes almak senin, benim, onun yani bütün canlıların hakkı öyle değil mi?

 

Peki, doğrudan nefes alamıyorsak ya da dolaylı nedenlerden dolayı nefes almamız engelleniyorsa ne yapmalıyız?  Sessizce bir köşede sinmelimiyiz? Sesimizi biraz yükselttiğimizde neden bir tarafın yolunun yolcusu ilan ediliyoruz?  Ya da boş verin bunları,  sizce hangi tarikatın safında yer alırsak daha fazla sevap kazanırız onu söyleyin! Sahi bazı camiler neden tarikatlar ya da cemaatlerin himayesine veriliyor? Neden buralar rant kapılarına dönüştürülmek isteniyor?

 

2020 yılı kime ne öğretti?

 

 Depresyonlara girdik, çıkmazlara itildik, boş amaçlar için yıllarımızı nasıl heba ettiğimizi anladık. Bizlere çok büyük gösterilen ülkelerin aslında çok küçük olduklarına şahit olduk. Hayatta tek başımıza olduğumuzu anladık. En yakınlarımıza bile yardım edememenin üzüntüsü ve acısı içerisinde olduk. Rahatça nefes alabilmenin hazzını anlamış olduk. Kimseye öyle körü körüne bağlanmamayı, mesafeli olmayı öğrendik. Bazıları insan olduğunun farkına vardı, bazıları insanlığını kaybetti!  Ama ortak olduğumuz tek şey psikolojilerimizin çok yıprandığı oldu.  Bu pandemi süreci bittiğinde herkesin mutlaka bir psikologa gitmesi gerekiyor. Yaşadığımız normal bir süreç olmadığı için çoğumuzun sinirleri altüst oldu. Artık kimseye teamülümüz kalmadı, ilk fırsatta isyan potansiyelimiz yükseliyor! Olur, olmadık konular hakkında konuşur, bizi ilgilendirmeyen mevzular için fikir sahibi olmaya başladık. Pandemi bizlere daha önce 3 kez izlediğimiz filmleri 4. Kez izlediğimizde bile şaşırtmasını öğretti. Fiziki olarak bir ortamda bulunsak da ruhen başka bir yerlerdeydik. Bu süreçte adete tatsız, tuzsuz, düşüncesiz et yığınlarına dönüştük…

 

Yardımseverlik değil, şovmenlik!

 

Tabi ki bu süreçte iyi yaptığımız noktalarda oldu. Hani bunu bayramda, seyranda, ramazan aylarında yapıyorduk ama bu süreçte biraz daha abarttık ha, ne dersiniz?  Kızılay için verilen kan bağışları farkındalık oluşturmak için yapılıyor, tamam bunu anladıkta, ihtiyaç sahiplerine yardım yapılıp bunun bir lütufmuş gibi gösterilmesi de neyin nesi?

 

Bu hangi kitapta yazıyor, bunun hangi dinde yeri var?  Birde marifetmiş gibi 10 kadar yoksula yardım edip, sosyal medya hesaplarınızdan yüzlerce fotoğraf paylaşarak takipçilerinizin beğenisine ve yorumuna sunuyorsunuz!

 

“Bak ben bunu yaptım, ahanda fotoğrafı bakın, ne güzel yardım ediyorum.” Gerçekten sizleri anlamakta güçlük çekiyoruz. Bırakın artık şu gariban halkı sömürmeyi,  yetmedi mi ha yetmedi mi? Yoksulun üzerinden daha fazla rant devşirmeyi bırakın! Kuldan utanmıyorsunuz maden Allah’tan korkun birazda insan olmayı deneyin biraz!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

14
Mayıs
23
Ağustos
29
Temmuz
24
Ocak
05
Ocak
01
Nisan
21
Mart
20
Ekim
17
Kasım
24
Haziran
02
Mayıs
26
Mart
25
Ocak
03
Aralık
24
Ekim
25
Temmuz
14
Temmuz
03
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.