30 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlerin şehrimizde çok daha farklı bir havada geçeceğe benziyor. Öyle ki herkes şimdiden kendi listesini yapma derdine düşmüş.
Hangi ilçeye, hangi adayın karşısına kimi çıkartsam, sen miydin bana yan bakan, o halde şimdi gel bakalım, sonrada git bakalım. Sen benim küçük bir işimi bile yapmamıştın zaten, şimdi hesap vakti düştün mü elime? Bu şehirde artık bizim borumuz ötecek! Yok, oraya eşeği koysan kazanır zaten, önemli olan benim adamım olması…
Gibi düşünceler her zaman birilerinin planları dahilinde olmuştur. Ama bu sözleri şu günlerde çok daha fazla duyar olduk. Bizler öyle bencil bir toplum haline geldik ki, herkes gücü tek elinde tutmak istiyor. Çünkü güç, öyle bir şeydir ki; tadını aldıkça bırakmak istemezsin, koltuklar, makamlar hiçbir şeyle ölçülemez. Onun havasıyla insanlara iyi hizmetlerde sunabilirsin, ya da hizmetlerin erzak dağıtmaktan öteye gidemez. Oysa gücü aslan payı değil de kardeş payı yapsak herkes kazanacak, bunu biliyoruz ama bu bir türlü işimize gelmiyor. Sevilen, takdir edilen insan olmakta elimizde, sövülüp, beddua eline kişi olmakta…
Herkes kendi adamını bir yerlere getirme çabasında. Evet, şehrimizde yerel seçimlere çok farklı sürpriz adaylarla da gidebiliriz, kamuoyunun takdir ettiği kişileri de. Ama ne olursa olsun sırf benim adamım diye halkın istemediği, sevilmeyen, bilgi ve birikim geçmişi olmayan kişilerin olamaması gerekir.
Bu yerel seçimlere onun yada bunun adamı değil, halkın adamlarıyla girilmesi lazım. Yoksa bu halk o adayları sandıkta görmezden gelecektir. Ha diyebilirsiniz yok, kardeşim vatandaş adaya değil, partiye o veriyor zaten ne alaka şimdi, bizi birde kriterlerle de uğraştırma, benim adamım olacak partiye de iyi bağış yapacak daha ne yahu! Karar sizin tabi ki bizimkisi naçizane bir uyarı. Kamuoyunu görmezden gelip aday belirleme içerisinde olanlar için kahraman şehrin evlatlarının elbet söyleyecek bir çift sözü olacaktır. Ve bu insanlarında elbet bir gün ayranı kabarıp, Osmanlı tokadını atmaktan çekinmeyeceklerdir.