Benim kararımı soracak olursanız belediyeler için ya yeni, hesap verebilir şeffaf bir denetleme mekanizması kurulmalı ya da ilçe belediyeler kaymakamlıklara il belediyeleri ise valiliklere devredilmeli diye düşünüyorum. Şayet belediyeler kimsenin babasının çiftçiliği değil!
Koltuğu devreden belediye başkanının arkasından öyle ya da böyle hep konuşulur. Yeni gelen belediye başkanı ise geçmişte belediyenin yapmış olduğu faaliyetleri, harcama kalemlerini görünce uykuları kaçar, ne yapacağını bilemez. Belediye borçluysa bu borçla hiçbir şey yapılamaz diyerek kaynak aramaya başlar. Kaynağı bulursa projeler yapar bulamaz ise elinden bir şey gelmez ve hizmet yılını borç ödemeyle geçirir.
Bir önceki dönem belediyeyi yöneten kendi partilisi olmasına rağmen belediyenin geçmişinin araştırılması için müfettiş talep eder. 31 Mart yerel seçimleri sonrasında yaşadığımız gibi bu durumu her seçim döneminde yaşarız. Zamanında iyi yapılmayan veya göz ardı edilen denetimler belediyeleri adeta bir çıkmaza doğru sürüklüyor. Belediyeler her zaman için istihdam depoları olarak görüldüğü için hizmet ikinci planda kalıyor. Hatta bazı belediye başkanları açıkça ya istihdam sağlayacağım ya da hizmet, siz karar verin diyebiliyor. Aslında planlı bir şekilde hem istihdam sağlayıp hem de hizmet eden birçok belediye var. İstenildiğinde bunlar yapılabiliyor. Bunun yanında personel fazlası belediyelerde var.
Belediyedeki harcama kalemi belediye başkanına bırakıldığı için her gelen başkan kendine göre harcamalar yapıyor. Bu harcamalar fazla olduğunda halk arasında homurdanmalar başlıyor. Dedikodular havada uçuşuyor. Ama hiçbir zaman valiliklerin ve kaymakamlıkların harcamaları dikkat çekmez ve çok konuşulmaz.
Yeri geldiğinde valiliklerden bir ildeki belediyelerin toplam harcamalarından kat ve kat daha fazla harcamalar yapılır, kimse de dönüp bir kez bile bakmaz. Çünkü insanlarda güven vardır, buralarda denetleme mekanizmasının çok daha iyi işlediğine inanırlar.
Ve seçilmiş ile atanmış göz önünde bulundurularak kimse beni işe al diye valiliğin kapsını aşındırmaz. Ama bunu belediye için yapar. Evet, belediyeler insanlara istihdam sahaları açmalıdır, bunda hem fikiriz, bunu yaparken ise abartmaması gerektiğine inanırız ama bu pek de umursanmaz. Belediye başkanlarını kimse kendi haline bırakmaz. 1 yıl hayırlı olsun ziyareti sürer, sonrasında işini halledemeyen eleştirmeye başlar.
Diğer yandan belediyeye bir işçi alımı olacaksa oraya onun bunun torpillisi değil, hak eden alınmalıdır.Belediyelere gereğinde fazla personel alımı yaparsan belediyeler hizmet yapamaz konuma gelir. Ee vatandaşların konuşmaması için hizmet lazım, hizmet içinde para! Hizmet yapabilme uğruna da maalesef belediyeler borçlanmaktadır. Bu borçlanma ise belli bir süre sonra kabararak çıkmaz bir hal alıyor ve sistemin işlemesini engelliyor. Bu açıdan belediyelerin daha şeffaf bir şekilde hizmet etmeleri herkesin çıkarı için gereklidir. Bu konuda sistemi tıkayan belediyelere ise kayyum atanmalıdır!