Hatice Güzel
Köşe Yazarı
Hatice Güzel
 

Psikopat cani'nin biri!

Kadın cinayetlerinin yaşanmadığı, Annelerin evladından, evladın ise Annesinden koparılmadığı bir güne hasret kaldık. Bu kadar fazla kadın cinayetlerinin olmasına rağmen neden tedbirler alınamaz ve cinayetler önlenemez? Türkiye'de kadın cinayetlerinin, çocuk istismarı ve cinayetlerinin önüne geçmek için caydırıcı en ağır cezalar neden gelmez?   ***   Bir evladı en zor şartlarda ne umutlarla büyütüp yetiştiriyoruz. Psikopat cani'nin biri gelsin öpmeye kıyamadığın yavrunu canice katletsin diye mi?   Kadınların yaşamlarına son verme hakkını kendinde bulan bu canilerin hiç vicdanları sızlamıyor mu acaba! Hayatının baharında eski erkek arkadaşı tarafından katledilen Pınar Gültekin'i öldürmekle yetinmeyip, cesedi yok etmek için yakmaya çalışmış, birde bidon varile koyup üzerine çimento dondurmuş. Nasıl bir zihniyet ve ruh hali, insanlığa sığmayan toplum dışı bir davranış.   Toplum olarak kadın cinayetlerine çanak tutan davranışlardan özelliklede erkek evlatlarımızı uzak tutmamız gerektiğini ve benlik (ben her şeyi yapma hakkına sahibim, istediğim her şeyi yaparım) duygusuyla yetiştirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Kız çocuklarımızı, nasıl topluma ve değer yargılarımıza göre yetiştiriyorsak, erkek çocuklarımızı da aynı şekilde yetiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Örneğin kızlarımızın vücudunda görülmemesi gereken bir yeri açıldığında, aman yavrum kapat kimse görmesin dediğimiz gibi; Erkek çocuklarımızın da önünde bir yerleri açıldığında aman yavrum kimse görmesin diyelim. Diyelim ki: Toplumda kendini kısıtlaması gerektiğini öğrensin.      Milenyum çağında hâlâ erkek egemen bir toplum anlayışı mevcut. Bu anlayışa son vermek için eğitim şart. Özelliklede kadınlarımızın iyi bir eğitim alarak kendilerini yetiştirmeleri ve ekonomik özgürlüklerini temin etmeleri, erkek egemen toplumu ortadan kaldıracaktır diye düşünüyorum. Ne zaman erkek egemen bir toplum olmaktan çıkarsak eğer işte o zaman kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve cinayetleri son bulacaktır inşallah.   2014 yılında "Kadına karşı yapılan bütün şiddetlerin önlenmesi. Şiddete maruz kalmış kadınların korunması, Suçluların cezalandırılması, Kadına karşı şiddet ile mücadelenin bütüncül politikalarla desteklenmesi," amacıyla" İstanbul sözleşmesi" imzalanmıştır. Bu sözleşmenin yüzlerce, binlerce kadın cinayetlerine rağmen uygulamaya konulmaması insanı nedense düşündürüyor. Acaba neden? Daha fazla  kadın cinayetleri yaşanmadan, masum küçük meleklerimiz istismar ve cinayetlere kurban olmadan "İstanbul sözleşmesinin" yetkililerce uygulanmaya geçirilmesini Ümit ediyorum.
Ekleme Tarihi: 22 Temmuz 2020 - Çarşamba

Psikopat cani'nin biri!

Kadın cinayetlerinin yaşanmadığı, Annelerin evladından, evladın ise Annesinden koparılmadığı bir güne hasret kaldık. Bu kadar fazla kadın cinayetlerinin olmasına rağmen neden tedbirler alınamaz ve cinayetler önlenemez? Türkiye'de kadın cinayetlerinin, çocuk istismarı ve cinayetlerinin önüne geçmek için caydırıcı en ağır cezalar neden gelmez?

 

***

 

Bir evladı en zor şartlarda ne umutlarla büyütüp yetiştiriyoruz. Psikopat cani'nin biri gelsin öpmeye kıyamadığın yavrunu canice katletsin diye mi?

 

Kadınların yaşamlarına son verme hakkını kendinde bulan bu canilerin hiç vicdanları sızlamıyor mu acaba! Hayatının baharında eski erkek arkadaşı tarafından katledilen Pınar Gültekin'i öldürmekle yetinmeyip, cesedi yok etmek için yakmaya çalışmış, birde bidon varile koyup üzerine çimento dondurmuş. Nasıl bir zihniyet ve ruh hali, insanlığa sığmayan toplum dışı bir davranış.

 

Toplum olarak kadın cinayetlerine çanak tutan davranışlardan özelliklede erkek evlatlarımızı uzak tutmamız gerektiğini ve benlik (ben her şeyi yapma hakkına sahibim, istediğim her şeyi yaparım) duygusuyla yetiştirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Kız çocuklarımızı, nasıl topluma ve değer yargılarımıza göre yetiştiriyorsak, erkek çocuklarımızı da aynı şekilde yetiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Örneğin kızlarımızın vücudunda görülmemesi gereken bir yeri açıldığında, aman yavrum kapat kimse görmesin dediğimiz gibi; Erkek çocuklarımızın da önünde bir yerleri açıldığında aman yavrum kimse görmesin diyelim. Diyelim ki: Toplumda kendini kısıtlaması gerektiğini öğrensin.

 

   Milenyum çağında hâlâ erkek egemen bir toplum anlayışı mevcut. Bu anlayışa son vermek için eğitim şart. Özelliklede kadınlarımızın iyi bir eğitim alarak kendilerini yetiştirmeleri ve ekonomik özgürlüklerini temin etmeleri, erkek egemen toplumu ortadan kaldıracaktır diye düşünüyorum. Ne zaman erkek egemen bir toplum olmaktan çıkarsak eğer işte o zaman kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve cinayetleri son bulacaktır inşallah.

 

2014 yılında "Kadına karşı yapılan bütün şiddetlerin önlenmesi. Şiddete maruz kalmış kadınların korunması, Suçluların cezalandırılması, Kadına karşı şiddet ile mücadelenin bütüncül politikalarla desteklenmesi," amacıyla" İstanbul sözleşmesi" imzalanmıştır. Bu sözleşmenin yüzlerce, binlerce kadın cinayetlerine rağmen uygulamaya konulmaması insanı nedense düşündürüyor. Acaba neden? Daha fazla  kadın cinayetleri yaşanmadan, masum küçük meleklerimiz istismar ve cinayetlere kurban olmadan "İstanbul sözleşmesinin" yetkililerce uygulanmaya geçirilmesini Ümit ediyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.