Son zamanlarda gündemdeki konulardan biride elbette asgari ücret zam oranının belirlenmesi… Herkes kendi cephesinden bakacaktır elbette.  İşverenler gerekirse hiç zam gelmesin kârım hiç eksilmesin derdinde. Şimdiden koyduğu zamlarla gelecek maliyetlerin önünü almış durumda zaten. Asgari ücret arttığında personel maaşlarını ödeyemeyeceğini, işyerlerini kapatacağını, personel çıkaracaklarını söyleyen işverenler yıllık bazdaki kârınızı açıkladığınızda ne diyeceksiniz acaba. Personel kendi maaşını amorti edip patronuna kâr yaptırandır. Bir yerlerden kısılacaksa bir yerlerden tasarruf yapılacaksa o personel olmamalıdır. Aksine Personeline çok vereceksin ki sana daha çok kazandırsın. Personelin kafasında para sıkıntısı olmazsa kendini daha çok işine verecektir. Bu da verimi ve karlılığı getirecektir. Bana göre asgari ücret net 10.000 TL’nin altında olmamalıdır. Örneğin aylık bazda bin Lira personeli biraz olsun rahatlatır ama işvereni zorlayacağını zannetmiyorum. Yıllık bazda on iki bin lira yıllık karından devede kulak gibi gelecektir. Bazı işverenlere sesleniyorum. Personeli sömürmeyi bırakın, onlar sizin köleniz değildir. Emeğinin karşılığını isteyen emekçilerdir. Burada devletimizin denetimlerini düzenli bir şekilde yapamadığı bir aşikar.  Bazı işverenler var ki kan emiciler emek hırsızları diyorum. Örneğin Eylülde personelle asgari ücret şeklinde anlaşıp, ocakta asgari ücret zamlandığında eski fiyattan devam ettirip zammını vermeyen emek hırsızları sizde kendinizi bir düzeltin diyorum. Maalesef hükümetler hep zenginin hükümeti. Zenginlere kazanlarla garibana kaşığı bile eksik doldurur. Hep göstermeliktir. Bu düzen böyle gelmiş böylede geçecektir. Herkes bencildir. Hiç kimse düzeltmek için uğraşmaz.