Taşıma suyu ile değirmenin dönmeyeceği gibi tehditle, şantajla, kahpece yapılan oyunlarla, sindirmeye yönelik yapılan eylemlerle de o değirmen dönmez, dönmeyecektir!
Bu üç maymunu oynayarak da dönmez, haksızlık karşısında susarak da! Birileri paracıklarından güç alarak sarhoş kafayla ağzından salyalar akarak langır lungur konuşup kendisini kral olarak ilan etse de o değirmeni döndürmeye gücü yetmeyecektir.
O değirmenin dönmesi için illaki birilerine el pençe divan durmak gerekmiyor! İnsanların yalakalık, liboşluk, fırıldaklık ve bukalemunluk gibi mesleklerden uzak durarak, hak, hukuk ve adaletin yanında yer alarak gerçeğin peşinde koşması gerekiyor. Ama maalesef insanlar menfaatleri için haksızlık karşısında güçlünün yanında yer almayı tercih ediyor. En ufak bir menfaat için olsa bile eşini, dostunu ve kardeşini gözünü kırpmadan satıp pazarlayabiliyor.
Örneğin gazeteci olarak bir haber yapıyorsun, hiç alakasız kişilerden ses çıkıyor. Bir ahtapot gibi çevrenizi o kadar iyi sarmışlar ki; inanamazsınız! Bazı güçler bazı insanları kendilerine üç kuruş karşılığında kukla yapmışlar,keyfe keder yaşayıp gidiyorlar. Bu kuklalar ise “Bana değmeyen yılan bin yaşasın.”mantığıyla ve “Padişahım çok yaşa” düşüncesiyle hareket ettikleri için kendilerini de mesleklerini de ayaklar altına almaktan hiç çekinmiyorlar. Ve bunlar narkoz etkisiyle hiçbir zaman kral çıplak demiyor, diyemiyor! Bu her sektörde olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de mevcut, biat üstüne biat, fırıldaklık üstüne fırıldaklık var!
***
Ne gariptir ki; birileri konuşmaya geldiğinde mangalda kül bırakmıyor ama iş eyleme geldiğinde ise süt dökmüş kediye dönüşüveriyorlar. Ve kaliteleri o an gözler önüne seriliyor. Bir insanı tanımak için o kişiyle iş yapmak gerekiyormuş, bunu bir kez daha yaşayıp görmüş olduk. Bu ülkede adalet sana, bana, ona değil herkese lazım. Unutmayın gün gelir bir gün ıskartaya düştüğünüzde adalet adalet diye bağırdığınızda o adalet kişiye göre işlediği için sizden yana da olamayacaktır.
İnsanları sadece kararları ve davranışları mahvetmiyor. Etrafındaki goygoycuları, dost görünen düşmanları ve yiyicileri de mahvediyor. Unutulmamalıdır ki; rızkı veren Hüda’dır, o yüzdendir ki kulunun kıçını yalamanın bir önemi yoktur!