Mesleğimiz gereği birçok kurum ve kuruluşlarla iletişim halindeyiz. Gidiyoruz, geziyoruz, görüyoruz. Kim ne amaçla orada, kimin ne çıkarı var, kim daha samimibunu biliyoruz. Herkesin ortak fikridir kurum ve kuruluşlarda etkili iletişim önemlidir. Siz ne kadar iyi olursanız olun, çevrenizdeki mesai arkadaşlarınız işinde ve halkla ilişkilerinde iyi olmazsa onun başarısızlığı sizin hanenize sayılıyor. Bu yüzdendir ki birçok kurum ve kuruluşlardaki sorunun başlıca sebebi vitrinden kaynaklanıyor.
Siz yola çıktığınızda insanlar sizden çok çevrenizdeki insanlara bakıyor. Eğer siz ekibinizde at sineği, lağım sineği ve bostan sineği barındırıyorsanız vatandaşların gözünde 1-0 yenik başlıyorsunuz. Sonrasında ise insanlarımız bundan bir B.K olmaz deyip yüzünü bir daha size dönmüyor, midesi bulanıp kanalı değiştiriyor!
Kanal değiştikten sonra ise ne yaparsanız yapın insanlar size bakmıyor. Adam iyi ama ekibi kötü, sözüne hepimiz aşinayızdır. Evet, belki de o kişide bunun farkındadır ama belki de kendisine dayatılan ekibin sınırları budur. Kişi kendi kurmadığı ekiple nasıl başarılı olabilecek ki?
Kimse kendinden güçlü kimseyi karşısında görmek istemiyor. Karşısındaki güç ile birleşmek yerine onu yok etmek çabası içerisinde oluyor. Bu işten zararlı çıkan ise o kurum ve kuruluşlara gönül veren kişiler oluyor. Kişi bağlı olduğu yerden uzaklaşmaya başladığında ise onun yerine konuyla alakası olmayan kişiler geliyor. Bu kişiler ise halk ile iletişim nasıl yapılır, bunu bilmediği için her görüştüğü kişiye negatif enerji yüklüyor. Negatif enerji yüklü olan kişi ise mutsuzluğa, karamsarlığa gömülüyor.
Bu döngünün sürekli böyle devam etmesi halinde ise büyük kopuşlar oluyor, o kurum ve kuruluşlar asıl amacının dışına çıkıyor. Birde işin içine rant girdiğinde ise ortalık yangın yerine dönüyor. Hepimizin bildiği ve sık kullandığı bir cümle vardır: "Sinekde küçük ama mide bulandırıyor." diye! Benden söylemesi siz siz olun bu sinekleri çevrenizde tutmayın! Sonra sinekler B.K’a gelir, diye söylenmesinler!