Akdeniz Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Federasyonu genel başkanı Seyfi Moroğlu’nunda sıkça kullandığı cümle gibi gerçekten insanlık ölmüş! Buna bir kez daha şahit olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz ama bu kimin umurunda ki?
Kiminin ruhu ölmüş, kiminin bedeni…
Birer et yığınları gibi nedenini çok iyi bildiğimiz bir hiçliğe doğru sürükleniyoruz. Giderken ise yanımızda yönümüzde kim varsa onları da alıyoruz. Dudaklarımızda ben yandım o yanmasın değil, ben yandım o da yangın cümleleri var. İnsanın sonunu bir başkası değil, kendisinin bizzat yaptıkları getiriyormuş. Birer birer yalnızlığımızda kayboluyoruz. Düşünün artık, o varsa diye başlayan cümleleri kurmayı kendimizde cesaret bulabiliyoruz.
En ufak bir olayda bile bir sürahi ayranı devirip dökebiliyoruz yada eşeklerden daha güzel anırabiliyoruz. Topraktan geldik ama konumu belli olmayan bir bokluğa doğru gidiyoruz. Artık elimizden “Allah sonumuzu hayreylesin” demekten başka bir şey gelmiyor.
Pandemi sürecinde tat ve kokunun da olmadığı gibi insanlarda umut yok, heyecan yok, ruhları çürümüş kokuyu alan yok, yaşayan ölüleri fark eden yok!
Covid’de her şeyin tuzu biberi oldu. Önceden ölülerden korkaktık şimdilerde ise yaşayanlardan korkuyoruz. Yazar Bukowski’ninde kendini böyle tanımladığı gibi pandemi hepimizi münzevi yaptı. Hiçbir canlıya teamülümüz kalmadı. Kendimizden bile nefret eder hale geldik. Maalesef bu hayatta her şey olduk ama bir tek insan olmayı beceremedik. Hani birde adam kelimesi var ya ona yaklaşanımız bile olmadı! Burada hiç suçlu aramaya gerek yok, bilerek ya da bilmeyerek içerisinde bulunduğumuz duruma gelmemiz de hepimizin parmağı var. Hayatı tersten okuyup çapraz yaşayarak mutlu olmaya çalışıyoruz.
Hani 3 kişi bir araya geldiğinde hep sohbet konusu olur ya, “şehir su şebekelerine antidepresan ilaçları dökülmeli” diye! Gerçekten bu yapılsa su fiyatlarına ne kadar zam gelir?