Aydınlık çağında karanlığı, varlık içinde yokluğu, iletişim çağında ise iletişimsizliği yaşıyoruz!
Hiç düşündünüz mü, bizler neden kolay olanı değil de hep zor olanı tercih etmek için yönlendiriliyoruz?
Neden bazı şeyler bazı insanlar yüzünden zorlaştırılıyor?
İnsanların hayatı neden basit nedenler yüzünden çıkmaza giriyor?
Okumuyor, yazmıyor, iletişemiyoruz!
Peygamber Efendimiz: (sav)
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın.
Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.
Uyuşun, ihtilafa düşmeyin. İnsanlara yumuşak davranın, şiddet göstermeyin.”diye buyurmuyor mu? Peki, bu onca karmaşa ne için?
***
Hayatımıza anlam veren, bizi biz yapan tek şey kurduğumuz iletişimdir. İnsan iletişim içinde doğmuş, büyümüş ve hayatını devam ettiriyor.
Etkili iletişim her zaman insanların hayatını kolaylaştırmıştır. Ama ne yazık ki bizler bu etkili iletişimi etkisiz hale getirme adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Kötü olan her şey bizlere daha cezbedici geldiği için kavga ve tartışma hep bu yüzden kaynaklanıyor.
***
Bir türlü birbirimizle sağlıklı iletişim kuramıyoruz. Bu iletişimsizliği ise bazen bilerek ve isteyerek bazen fark etmeden bazen ise ortaya çıkarlarımız girdiği için yapıyoruz. İletişimin yanında istişare kültürümüzün de yok olması bizleri hiç şaşırtmadı. Artık bir bilsek de bin bilene danışmıyoruz. İnsanlar birbirini dinlemediği gibi kendi bildiğini okumaya devam ediyor.
Önceleri bir oda içerisinde üç aile yaşayabiliyordu. İlk olarak odaları sonra sofraları daha sonra ise evlerimizi ayırarak yalnızlaşma ve iletişimsizleşme yolunda minik minik adımları atmış olduk. Bu minik adımlarla başlayan serüvenin geldiği nokta ise evlere şenlik!
Artık birbirimizi görmeye bile tahammül edemediğimiz gibi bir kaşık suda fırtınalar koparıyoruz. Bir oda içerisinde üç aile yaşıyordu şimdi ise koskoca dünya üç kişiye dar geliyor.
Hayatlarımızı ne kadar zorlaştırırsak onu kendimize kâr olarak görüyoruz. İnsanlar birbirine bir telefon uzaklığında ama kimse kimsenin umrunda değil…