Ali Keklik
Köşe Yazarı
Ali Keklik
 

Suriyeliler de Askere Alınmalı!

Her şey 2011 yılında başladı. Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle binlerce Suriyeli kendilerine yardım eli uzatan Türkiye’ye sığındı. Hiç kimse o zamanlar için bunların bu kadar uzun süre ülkemizde kalacağını düşünmemişti. Onlar için herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor, adeta giymiyor giydiriyor, yemiyor yediriyordu. Aradan geçen 8-9 yılda birçok vatandaşın bunlara karşı bakış açısı değişti. İlk zamanlar sudan çıkmış balık gibi biraz afallayıp çevreye adapte olmaya çalıştılar. Sonrasında yok fiyatlara ne iş buldularsa çalıştılar.  Aradan biraz zaman geçti verilen işçi paralarını az buldular. Örnek vermek gerekirse, hurdacılıkla geçimini sağlayanlar yavaş yavaş kendi iş yerlerini açmaya başladı. Ev, apartman, daire aldılar. Arapça yazıları büyük büyük harflerle dükkanlarına astılar. Bazı yerler Suriyeli Sokağı, Suriyeli parkı, Suriyeli iş yerleri gibi anılmaya başlandı. Bindikleri arabalardan yüksek seste Arapça müzikler dinlettiler. Yıllardır çalışıp da ev, araba veya da iş yeri açamayanları bunların böyle savaştan gelip de dükkan açmaları olumsuz etkiledi. Bunlar çevreye alıştıkça zaman zaman şımarıklıklarını duyduk ve şaşırdık.  Bu arada bazı vatandaşlarımız Suriyeli kadınlarla evlenip çocuklar yaptılar. Bazı yerlerde hırsızlık olayları duyulmaya başladı. Bazı mahallelerde yerli halk mülteci konumuna düştü ve oralardan taşınmak zorunda kaldı. Yerli halk küçük çaplı ve biriken, sürekli hale gelen olaylardan etkilenip eylemler yaptılar. Gerçekten Suriyeliler bizim alışkanlıklarımızı değiştirdi. Yardım kuruluşlarında, hastanelerde vatandaşlarımız ikinci sınıf muamelesi görüyor. Kısa sürede mantar gibi türeyen ve hiçbir şekilde vergiye tabi olmayan iş yerleri vatandaşlarımızın tepkisi üzerine kayıt altına alınmaya başlandı ve 100 üzerinde iş yeri kayıt altına alındı. Vatandaşlar kaçak olarak faaliyet gösteren iş yerlerini gerekli yerlere şikayet ederse bunlar da kayıt altına alınır. Ve birçok Suriyeli Türk vatandaşı oldu. Onurumuza dokunuyor! Yeri gelmişken söyleyeyim hiçbir şekilde Suriyelilere karşı art niyetli veya onları ülkemde istemiyor değilim. Sadece bizim vatandaşlarımıza yurt dışında nasıl davranılıyorsa onlar da aynı muameleyi görmeli! Önüne gelen Türk vatandaşı olmamalı! Yılbaşı gecesi Taksim Meydanı'nda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bayrağıyla kutlama yapan Suriyeliler bizleri ziyadesiyle kahrediyor. Her bayramda memleketlerine giden ve bayram sonunda tekrardan ülkemize dönen Suriyeliler vatandaşlarımızın sabrını sınıyor. Ve sormadan edemiyoruz, madem orada savaş var onlar nereye gidiyor? Veya da savaş yoksa neden gitmiyorlar? Türkiye'nin Suriyeliler için harcadığı paranın 30 milyar dolardan fazla olduğu söyleniyor. Türkiye hiç kimse için beslenme kampı değildir! Bizim yiğitlerimiz Suriye’de şehit olurken, Suriyeli gençlerin sahil kenarlarında güneşlenmeleri bizlerin onurumuza dokunuyor. Benim şahsi önerim eli silah tutan her Suriyeli zorunlu olarak askere alınmalı ve bu Suriye’deki operasyonlarda öncü birlik olmalıdır.  Şayet çıkacak bir üçüncü Dünya Savaşı'nda bunlar geçmişte bazılarının yaptığı gibi memleketin en güzel yerlerine gidip sahiplenirler. Bu konuda daha fazla şeyler yazmak istiyorum ama konuyu sizler biliyorsunuz.
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2019 - Cuma

Suriyeliler de Askere Alınmalı!

Her şey 2011 yılında başladı. Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle binlerce Suriyeli kendilerine yardım eli uzatan Türkiye’ye sığındı. Hiç kimse o zamanlar için bunların bu kadar uzun süre ülkemizde kalacağını düşünmemişti. Onlar için herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor, adeta giymiyor giydiriyor, yemiyor yediriyordu. Aradan geçen 8-9 yılda birçok vatandaşın bunlara karşı bakış açısı değişti. İlk zamanlar sudan çıkmış balık gibi biraz afallayıp çevreye adapte olmaya çalıştılar. Sonrasında yok fiyatlara ne iş buldularsa çalıştılar.

 Aradan biraz zaman geçti verilen işçi paralarını az buldular. Örnek vermek gerekirse, hurdacılıkla geçimini sağlayanlar yavaş yavaş kendi iş yerlerini açmaya başladı. Ev, apartman, daire aldılar. Arapça yazıları büyük büyük harflerle dükkanlarına astılar. Bazı yerler Suriyeli Sokağı, Suriyeli parkı, Suriyeli iş yerleri gibi anılmaya başlandı. Bindikleri arabalardan yüksek seste Arapça müzikler dinlettiler. Yıllardır çalışıp da ev, araba veya da iş yeri açamayanları bunların böyle savaştan gelip de dükkan açmaları olumsuz etkiledi. Bunlar çevreye alıştıkça zaman zaman şımarıklıklarını duyduk ve şaşırdık.

 Bu arada bazı vatandaşlarımız Suriyeli kadınlarla evlenip çocuklar yaptılar. Bazı yerlerde hırsızlık olayları duyulmaya başladı. Bazı mahallelerde yerli halk mülteci konumuna düştü ve oralardan taşınmak zorunda kaldı. Yerli halk küçük çaplı ve biriken, sürekli hale gelen olaylardan etkilenip eylemler yaptılar.

Gerçekten Suriyeliler bizim alışkanlıklarımızı değiştirdi. Yardım kuruluşlarında, hastanelerde vatandaşlarımız ikinci sınıf muamelesi görüyor. Kısa sürede mantar gibi türeyen ve hiçbir şekilde vergiye tabi olmayan iş yerleri vatandaşlarımızın tepkisi üzerine kayıt altına alınmaya başlandı ve 100 üzerinde iş yeri kayıt altına alındı. Vatandaşlar kaçak olarak faaliyet gösteren iş yerlerini gerekli yerlere şikayet ederse bunlar da kayıt altına alınır. Ve birçok Suriyeli Türk vatandaşı oldu.

Onurumuza dokunuyor!

Yeri gelmişken söyleyeyim hiçbir şekilde Suriyelilere karşı art niyetli veya onları ülkemde istemiyor değilim. Sadece bizim vatandaşlarımıza yurt dışında nasıl davranılıyorsa onlar da aynı muameleyi görmeli! Önüne gelen Türk vatandaşı olmamalı!

Yılbaşı gecesi Taksim Meydanı'nda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bayrağıyla kutlama yapan Suriyeliler bizleri ziyadesiyle kahrediyor. Her bayramda memleketlerine giden ve bayram sonunda tekrardan ülkemize dönen Suriyeliler vatandaşlarımızın sabrını sınıyor. Ve sormadan edemiyoruz, madem orada savaş var onlar nereye gidiyor? Veya da savaş yoksa neden gitmiyorlar? Türkiye'nin Suriyeliler için harcadığı paranın 30 milyar dolardan fazla olduğu söyleniyor. Türkiye hiç kimse için beslenme kampı değildir! Bizim yiğitlerimiz Suriye’de şehit olurken, Suriyeli gençlerin sahil kenarlarında güneşlenmeleri bizlerin onurumuza dokunuyor. Benim şahsi önerim eli silah tutan her Suriyeli zorunlu olarak askere alınmalı ve bu Suriye’deki operasyonlarda öncü birlik olmalıdır.  Şayet çıkacak bir üçüncü Dünya Savaşı'nda bunlar geçmişte bazılarının yaptığı gibi memleketin en güzel yerlerine gidip sahiplenirler. Bu konuda daha fazla şeyler yazmak istiyorum ama konuyu sizler biliyorsunuz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

28
Ağustos
14
Mayıs
23
Ağustos
29
Temmuz
24
Ocak
05
Ocak
01
Nisan
21
Mart
20
Ekim
17
Kasım
24
Haziran
02
Mayıs
26
Mart
25
Ocak
03
Aralık
24
Ekim
25
Temmuz
14
Temmuz
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.