Resulullah: “Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır. Birlikten kuvvet, ayrılıktan felaket doğar. Hedefi Allah rızası olanın yüzü aktır, yardımcısı da Cenab-ı Hak’tır." diye buyuruyor!
Şehirler de bazı insanlar gibidir, ilgi ve şefkat bekler. Ne kadar çok değer verirsen sana hep daha fazlasını verir. Adeta sen ona minik minik adımlar atarsan o sana hiç böbürlenmeden koşarak gelir. Cebinde paran olmayınca kimse seni adam yerine koymaz ama o, bu tür konulara takılmaz, seni koruyup kollar. Onu sevmesini öğrenirsen senden daha zengin insan yoktur.
Yeri geldikçe birçoğumuz, “Ben vatan sevdalısıyım, ben bu şehre aşığım.” gibi cümleleri kullanırız. Ama bu cümleler hep havada kalır inmesini bekleriz. Ve bir türlü birbirimizle sidik yarıştırmaktan öteye gidemeyiz. Bizler hep birilerinin bir şey yapmasını bekleyip onu taklit etmekten başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz, yaptırmıyoruz! Sorarsanız hepimiz vatan sevdalısıyız ama iş eyleme geldiğinde vergi ödememek için bile aciz durumlara düşebiliyoruz.
Soruyorum sizlere şehir için ne yaptınız? Durun siz söylemeden ben yazayım. Oturduğumuz yerden onun bunun kafasını boş laflarla şişirdik. Sosyal medyalardan yaptığımız paylaşımlarla egomuzu tatmin ettik. Ciğeri üç para etmez adamlardan hokkabazlık dersleri aldık. Sırf bizim çıkarımıza ters düşüyor diye şehir için bir değer olan iyi niyetli insanların duygularıyla oynayıp onları ötekileştirdik. Silahşorlarımızla hedefler şaşırtıp küçük işler peşinde koşmayı bir marifet sandık…
Geçmiş köşe yazımda Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın ve CHP Kahramanmaraş Milletvekili ve CHP Parti Meclis Üyesi Ali Öztunç’un şehir için bir değer olduklarını onlara sahip çıkılması gerektiğini kaleme almıştım. Hiç ummadığım kişilerden değişik yorumlar aldım. Maalesef bardağın boş tarafından bakıp yorumlarını öyle yapmışlar. Benim bu kişilerden hiçbir şekilde kişisel çıkarım olmadı, olamaz da. Sayın Ünal ile karşılaşsak işi başından aşkın olduğu için beni tanımayabilir belki de. Sayın Öztunç ile de hiçbir ortamda karşılıklı oturup bireysel sohbetler etmemişizdir. Çünkü onun da işi başından aşkın ve kişisel sohbetlere ayıracak vakti yok. Aynı durum diğer milletvekillerimiz için de geçerli. Herkes kendi çabasıyla şehir için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bizlerin onlara köstek olmak yerine destek olması gerektiğini düşünüyorum. Hep şehrimiz için Gaziantep örneği veririz. Veririz vermesine ama kendimizle uğraşmaktan şehir için bir şeyler yapmaya zamanımız kalmaz.
Bizler kentin değerli başkanlarından ve milletvekillerinden kişisel hizmetler değil, şehir için hizmetler isteyip şehre destek olmalıyız. Şayet bizim düzlüğe çıkmamızın tek yolu bu gibi görünüyor.