Toprağı korursan yaşamı da biyolojik çeşitliliği de korursun

AKTÜEL 13.11.2021 - 17:25, Güncelleme: 13.11.2021 - 17:25
 

Toprağı korursan yaşamı da biyolojik çeşitliliği de korursun

Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyon kaynaklı toprak bozulumunun biyolojik çeşitliliğe olan etkisine dikkat çekiyor. Vakıf, hafta boyunca tüm Türkiye’de toprak ve biyolojik çeşitlilik temalı eğitim ve etkinlikler düzenleyecek.TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç,sunduğu birçok ekosistem hizmetinin yanında, toprağın biyolojik çeşitliliğin dörtte birine ev sahipliği yaptığını belirterek, erozyona karşı toprağı koruyan uygulamaların önemini vurguladı.

Bu yıl 15-21 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyon ilebiyolojik çeşitlilik arasındaki olumsuz etkileşimin altını çiziyor.   Erozyonun, toprak bozulumunun en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bunun da biyolojik çeşitliliğin kaybında önemli bir etkisi olduğunu ifade etti. Ataç, “Erozyon kaynaklı toprak bozulumu, arazi tahribatı, iklim değişikliği, doğal varlıklardan aşırıyararlanma, işgalci türler ve kirlilik gibi sorunlar, biyolojik çeşitlilik kaybınınana nedenleriarasındasıralanabilir.Toprak bozulumunun en yaygın ve en büyük sebeplerinden biri de erozyondur.Bugün iklim değişikliğiyle artansağanak yağışlar, yaşadığımız selgibi felaketlerle birlikte erozyonun şiddetini de artırıyor. Dünyada her yıl ortalama 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu durum, her 5 saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgarla taşınması anlamına geliyor. Türkiye’de ise yılda 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor” dedi.   Toprak,biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan bir doğal varlıktır   Toprağın, milyonlarca canlı varlığın yaşadığı ve etkileşim içinde bulunduğu bir ekosistem olduğuna dikkat çeken Ataç, “Toprakta sadece çok sayıda canlı bulunmakla kalmaz, aynı zamanda bu canlılar çok fazla çeşitlilik de gösterir. Toprak biyolojik çeşitliliğini oluşturan bu organizmalaryaşam döngülerini, toprak içinde ya da toprak yüzeyindeki üst toprak katmanında geçirirler.Ne yazık ki erozyon,toprak biyolojik çeşitliliğine ev sahipliği yapan, organik madde açısından toprağın en değerli kısmı olan üst toprağın taşınmasına ve kaybına sebep oluyor. Kısacası toprak çeşitliliğini,üretkenliğinikaybediyor ve geleceğin gıda güvenliği riskini artırıyor” diyerek, tarımsal ürünlerde erozyon kaynaklı üretim kaybının %50’lereulaşabildiğinibelirtti.   Ataç, “Ormansızlaşma, meralarda aşırı otlatma ve toprak koruma tedbirleri alınmaksızın yapılan tarım uygulamalarıerozyonun en temel sebeplerinioluşturuyor. Arazi tahribatına neden olan bu faaliyetleriniklim değişikliğinde de önemli rolü bulunuyor. Atmosferdeki karbon birikiminin %23’ü arazi tahribatından kaynaklanıyor. Buna karşılık iklim değişikliği ile mücadelede, toprakkarbon stoğunun korunması ve artırılması en etkili yollardan birini oluşturuyor. Bu anlamda tahrip olmuş orman ekosistemlerininrestorasyonu, mera ıslah çalışmaları ve toprak dostu sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması, erozyonla mücadele kadar doğrudan gıda güvenliğinin sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadele için de büyük önem taşıyor” dedi.
Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyon kaynaklı toprak bozulumunun biyolojik çeşitliliğe olan etkisine dikkat çekiyor. Vakıf, hafta boyunca tüm Türkiye’de toprak ve biyolojik çeşitlilik temalı eğitim ve etkinlikler düzenleyecek.TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç,sunduğu birçok ekosistem hizmetinin yanında, toprağın biyolojik çeşitliliğin dörtte birine ev sahipliği yaptığını belirterek, erozyona karşı toprağı koruyan uygulamaların önemini vurguladı.

Bu yıl 15-21 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyon ilebiyolojik çeşitlilik arasındaki olumsuz etkileşimin altını çiziyor.

 

Erozyonun, toprak bozulumunun en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bunun da biyolojik çeşitliliğin kaybında önemli bir etkisi olduğunu ifade etti. Ataç, “Erozyon kaynaklı toprak bozulumu, arazi tahribatı, iklim değişikliği, doğal varlıklardan aşırıyararlanma, işgalci türler ve kirlilik gibi sorunlar, biyolojik çeşitlilik kaybınınana nedenleriarasındasıralanabilir.Toprak bozulumunun en yaygın ve en büyük sebeplerinden biri de erozyondur.Bugün iklim değişikliğiyle artansağanak yağışlar, yaşadığımız selgibi felaketlerle birlikte erozyonun şiddetini de artırıyor. Dünyada her yıl ortalama 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu durum, her 5 saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgarla taşınması anlamına geliyor. Türkiye’de ise yılda 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor” dedi.

 

Toprak,biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan bir doğal varlıktır

 

Toprağın, milyonlarca canlı varlığın yaşadığı ve etkileşim içinde bulunduğu bir ekosistem olduğuna dikkat çeken Ataç, “Toprakta sadece çok sayıda canlı bulunmakla kalmaz, aynı zamanda bu canlılar çok fazla çeşitlilik de gösterir. Toprak biyolojik çeşitliliğini oluşturan bu organizmalaryaşam döngülerini, toprak içinde ya da toprak yüzeyindeki üst toprak katmanında geçirirler.Ne yazık ki erozyon,toprak biyolojik çeşitliliğine ev sahipliği yapan, organik madde açısından toprağın en değerli kısmı olan üst toprağın taşınmasına ve kaybına sebep oluyor. Kısacası toprak çeşitliliğini,üretkenliğinikaybediyor ve geleceğin gıda güvenliği riskini artırıyor” diyerek, tarımsal ürünlerde erozyon kaynaklı üretim kaybının %50’lereulaşabildiğinibelirtti.

 

Ataç, “Ormansızlaşma, meralarda aşırı otlatma ve toprak koruma tedbirleri alınmaksızın yapılan tarım uygulamalarıerozyonun en temel sebeplerinioluşturuyor. Arazi tahribatına neden olan bu faaliyetleriniklim değişikliğinde de önemli rolü bulunuyor. Atmosferdeki karbon birikiminin %23’ü arazi tahribatından kaynaklanıyor. Buna karşılık iklim değişikliği ile mücadelede, toprakkarbon stoğunun korunması ve artırılması en etkili yollardan birini oluşturuyor. Bu anlamda tahrip olmuş orman ekosistemlerininrestorasyonu, mera ıslah çalışmaları ve toprak dostu sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması, erozyonla mücadele kadar doğrudan gıda güvenliğinin sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadele için de büyük önem taşıyor” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.