Özdemir, İnsanların hayatını kolaylaştırıcı adımlar atıyoruz!

Özdemir, “Seçim yasasında artık oyların oyu alan partiye yansıtılması getirdiğimiz en önemli düzenleme. Çünkü artık oylar daha önce ittifakın büyük partisine yazılıyordu. Şimdi oyu kim almışsa ona yazılacak. Bu adaletli bir tercih oldu o yüzden de buna da bir itiraz olmadı.” Dedi. “Seçim yasasında iyileştirme yapıldı” Seçim yasasında iyileştirmelerin olduğuna dikkat çeken Ahmet Özdemir: “Ben hem Seçim İşleri Başkan Yardımcısı olarak, hem de AK Parti'de grup yönetim kurulu üyesi olarak yasanın hazırlık aşamasında da mecliste kabul edilme aşamasında da çalıştım. Bu yasayla ilgili partilerin çok fazla bir itirazları olmadı. Seçim barajının yüzde ondan yüzde yediye düşürülmesi bütün Türkiye'nin beklentisiydi, bu bir iyileştirme olarak değerlendirildi. Seçimde görev yapan hakimlerin sayısını arttırdık. Ve hepsi de birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından yaparak bir adalet sağladık. Onlar arasında kurayla belirlenerek yapılmasını sağladık. Bu tür yaptığımız düzenlemelerin hepsi kamuoyunda karşılığı olan, kamuoyunda yaşanmış sıkıntıları çözmeye yönelik attığımız adımlardı. Bunun arkasından muhtarlarla ilgili bir düzenleme yaptık. Geçen hafta muhtarların maaşlarını arttırdık. Seçim kanunumuzda da muhtarlarla ilgili, onların seçim usulleriyle ilgili bir düzenleme vardı. Yine birçok müteahhidin beklentisiydi. Fiyat farkı, çünkü maliyetlerdeki artış müteahhitlerin yaptıkları işleri zorlaştırıyordu. Geçen hafta çıkarttığımız kanunla yeniden fiyat farkı verilmesini sağladık.  Bizim bugünlerde yaptığımız kanun çalışmalarının hepsinin ortak amacı şu; Ticari hayatın devam edebilmesi, vatandaşın pahalılıktan daha az etkilenmesi sürdürülebilir bir ekonomik seviye yakalayabilmek için aldığımız önlemler.”ifadelerine yer verdi. “Ürün azaldı fiyatlar arttı” Ekonomik dar boğazın tüm dünya’da yaşandığına değinen milletvekili Özdemir şunları söyledi:“Ramazan ayında geçen yıllarda daha çok program yapıyordum. Ama pandemi kurallarından iki senedir bu mahalle, sokak iftarlarını fazla yapamadık. Bu sene daha küçük katılımlarla, daha çok gençlerle programlar yapıyoruz. Elimizden geldiğince vatandaşımızla bir arada olmak istiyoruz. Bilindiği üzere tüm dünya’yı sarsan ekonomik dar boğaz var. Aslında bu dünya geneli üretimden kaynaklı sebeplerden oluyor. Ukrayna - Rusya savaşı başlamadan önce bin kişinin çalıştığı bir iş yerinde şimdi üç yüz kişi çalışıyor. Bin kişinin ürettiğini de üretemiyor doğal olarak. Dolayısıyla da bin kişinin ürettiği ürün artık dünyada üç yüz kişinin ürettiği bir ürün olarak ortaya çıkıyor. Ürün azaldı. Ürün azalınca da ona talep çoğaldı. Talep çoğalınca da fiyatlar arttı. İşin mantığı ve matematiği bu aslında yani bunu böyle bir değerlendirmek gerekir. Bazı ürünleri kendimiz üretiyoruz. Dünyaya satıyoruz. Bazı ürünleri de dünyadan alıyoruz. Bizim ürettiğimiz de maliyeti arttı. Biz de pahalı satıyoruz. Onlar da bize pahalı satıyor. Dolayısıyla da bu da tabii ki vatandaşımıza yansıması var. Burada önemli olan şey şu; Sosyal devlet bilinciyle hareket ediliyor mu, edilmiyor mu? Cumhurbaşkanımız bu bilinçle hareket ettiğini göstermek için vatandaşın asıl alım kaynağındakileri de KDV'lerde indirime gittiği vatandaşın ekonomisini destekledi. Yani bu ortamı vatandaşımız daha rahat atlatsın diye Cumhurbaşkanımız bir dizi önlemler alıyor. Bunu takdir eden vatandaşlarımız var, görüyorlar. Bunu takdir etmeyen, bunu siyasetin malzemesi haline dönüştüren vatandaşlarımız da var. Yani muhalefette olup da kendi partisine bu konuda bir avantaj sağlayabilmek için sanki dünyada hiç bu kriz ortamı yokmuş. Üretim azlığı ve bu pahalılık dünyada yokmuş gibi sanki sadece Türkiye'de oluşmuş gibi lanse ediyorlar. İktidar zafiyetiymiş gibi bunu anlatarak kendi siyasetlerini popüler hale getirmeye çalışıyorlar.  Ama sağduyulu vatandaşımız tabii ki buna itibar etmiyor. Biz de sahada olduğumuz sürece işin gerçeğini, doğrusunu vatandaşımıza böylece anlatıyoruz.” “Hayatı kolaylaştırıcı adımlar atıyoruz” Ak parti olarak her zaman insanların hayatını kolaylaştırıcı adımlar attıklarını kaydeden Özdemir:“Sahte fatura düzenleyen vatandaşlarımızın aldığı bazı cezalar vardı. Kanunda çok ciddi ağır hükümler var. Elli tane fatura sahteyse, elli tane on yıl ceza alıyordu. İki yüz elli yıl, üç yüz yıl ceza almış vatandaşlarımız vardı. Şimdi onu fatura sayısı kadar değil, cezayı tek bir ceza ama üst seviyesinden verilmesini sağladık. Bunun da bir toplumsal adalet sağlamaya yönelik attığımız adımdı. Böyle adımlar atmaya devam edeceğiz. Hem yaşadığımız, dünyada yaşadığımız ekonomik darboğazı aşmaya yönelik, vatandaşımızın hayatını daha kolaylaştırmaya yönelik hem de kurduğumuz üretim sistemini daha kısa sürede hayata geçirecek adımlar atmaya devam ediyoruz.”diye konuştu.