Orman Ve Su Hayattır
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
22.03.2018 - 08:30, Güncelleme:
30.06.2021 - 18:34
Orman Ve Su Hayattır
TEMA Vakfı gönüllüleri, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü'nü Türkiye'nin çeşitli noktalarında gerçekleştirdikleri etkinliklerle kutluyor.
TEMA Vakfı bu yıl 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü’nü iklim, toprak, su ilişkisine ve ormanların yaşamsal önemine dikkat çekerek kutluyor.
Ormanların Su Üretiminde Büyük Payı Bulunuyor
Ormanların ürettiği hizmetler aracılığıyla canlı yaşamına önemli katkılar sunduğunun altını çizen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Hiçbir karşılık beklemeden canlılara hizmet sunan ormanlar, erişilebilir tatlı suların yaklaşık %75’inin sağlanmasında rol üstleniyor. Ekolojik işlevleri ile birlikte ormanlar dünya nüfusunun %20’sine geçim olanakları sunuyor. Orman varlıklarını iklim değişikliği, yangınlar ve ormansızlaşma gibi etkenler olumsuz etkiliyor. Bu açıdan ele alındığında orman varlıklarının korunması için yüksek düzeyde hassasiyet gösterilmesi gerekliliği öne çıkıyor” dedi.
100 Adet Su Varlığı Tespit Edildi
İklim değişikliğinin sadece dünyayı değil, Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir konu olduğunu vurgulayan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, “Geçen yıl yaz aylarında yaşanan aşırı iklim olayları ile iklim değişikliğinin etkisini Türkiye’de de hissetmeye başladık. Bunun gibi sayılabilecek farklı etkiler de mevcut. Bugün iklim değişikliği ile birlikte ortaya çıkan suyla ilişkili krizleri görüyoruz. Bitki örtüsünün, toprağın, nehirlerin ve göllerin bozulması sellerin, kuraklığın, su kirliliğinin şiddetini ve etkisini daha da artırıyor. Ekosistemlerimizi ihmal ettiğimizde, hayatta kalmak ve gelişmek için ihtiyacımız olan suya erişimimizi zorlaştırıyoruz. Doğa temelli çözümler birçok su sorununu çözme potansiyeline sahiptir. Bu kapsamda yeni ormanlar oluşturulması, nehirlerin taşkın yataklarına yeniden bağlanması ve sulak alanların iyileştirilmesi su döngüsünü yeniden dengeleyecek ve hayatı olumlu etkileyecektir. Bununla birlikte 2016 yılında Türkiye’deki su sorunlarını tespit edebilmek için vatandaş bilimi yöntemi ve gönüllülerimizin kıymetli destekleri ile Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası’nı hayata geçirdik. Gönüllülerimiz bugüne kadar 50 ilde 100 vaka tespit etti. Ancak maalesef tehditlerle karşı karşıya olan ve henüz bu çalışma ile belgelenmemiş birçok farklı su varlığı var. Tehdit altında olan başka su varlıklarının tespit edilmesi ve haritanın güncellenmesi için herkesi katılımcı olmaya davet ediyoruz. Haritaya katkı sağlayan temsilcilerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
Türkiye’de Suyu Koruyacak Bir Su Kanununa İhtiyaç Var
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün (DSİ) 2009’da yayımladığı Türkiye Su Raporu’na göre Türkiye kişi başına düşen 1400 m3 su varlığı ile su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alıyor. İklim değişikliğinin etkisi ile ülkemize düşen yağışın %40’a varan oranlarda azalacağı ön görülüyor. Türkiye artan nüfusu ile su kıtlığı çeken ülke haline gelebilir. Aşırı kullanım nedeniyle kurak günlerin sigortası olan yer altı suları azalıyor. Bu bakımdan suyun korunması gereken bir varlık olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Su varlığını korumak için mevcut kanun ve yönetmeliklerin geliştirilmesi gerekiyor. Öncelikle suyu korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen bir su kanununun yasalaşması gerekiyor. Bu sebeple, TEMA Vakfı 2010-2011 yıllarında akademisyenler, danışmanlar, hukukçular ve uzmanların katkısıyla su kanunu tasarısı için bir öneri hazırladı. 2012 yılında karar vericiler ve kamuoyu ile paylaşılan TEMA Vakfı Su Kanunu Tasarısı önerisi, su varlığının korunmasında hukuksal, yönetimsel ve etik yeni ilke ve kurallar getiriyor. Tasarı önerisi ile karar vericileri ekosistemlerin su hakkını ve toplumun kaliteli ve yeterli suya erişim hakkını temel alan önerilerimizi dikkate almaya davet ediyoruz.
TEMA Vakfı gönüllüleri, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü'nü Türkiye'nin çeşitli noktalarında gerçekleştirdikleri etkinliklerle kutluyor.
TEMA Vakfı bu yıl 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü’nü iklim, toprak, su ilişkisine ve ormanların yaşamsal önemine dikkat çekerek kutluyor.
Ormanların Su Üretiminde Büyük Payı Bulunuyor
Ormanların ürettiği hizmetler aracılığıyla canlı yaşamına önemli katkılar sunduğunun altını çizen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Hiçbir karşılık beklemeden canlılara hizmet sunan ormanlar, erişilebilir tatlı suların yaklaşık %75’inin sağlanmasında rol üstleniyor. Ekolojik işlevleri ile birlikte ormanlar dünya nüfusunun %20’sine geçim olanakları sunuyor. Orman varlıklarını iklim değişikliği, yangınlar ve ormansızlaşma gibi etkenler olumsuz etkiliyor. Bu açıdan ele alındığında orman varlıklarının korunması için yüksek düzeyde hassasiyet gösterilmesi gerekliliği öne çıkıyor” dedi.
100 Adet Su Varlığı Tespit Edildi
İklim değişikliğinin sadece dünyayı değil, Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir konu olduğunu vurgulayan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, “Geçen yıl yaz aylarında yaşanan aşırı iklim olayları ile iklim değişikliğinin etkisini Türkiye’de de hissetmeye başladık. Bunun gibi sayılabilecek farklı etkiler de mevcut. Bugün iklim değişikliği ile birlikte ortaya çıkan suyla ilişkili krizleri görüyoruz. Bitki örtüsünün, toprağın, nehirlerin ve göllerin bozulması sellerin, kuraklığın, su kirliliğinin şiddetini ve etkisini daha da artırıyor. Ekosistemlerimizi ihmal ettiğimizde, hayatta kalmak ve gelişmek için ihtiyacımız olan suya erişimimizi zorlaştırıyoruz. Doğa temelli çözümler birçok su sorununu çözme potansiyeline sahiptir. Bu kapsamda yeni ormanlar oluşturulması, nehirlerin taşkın yataklarına yeniden bağlanması ve sulak alanların iyileştirilmesi su döngüsünü yeniden dengeleyecek ve hayatı olumlu etkileyecektir. Bununla birlikte 2016 yılında Türkiye’deki su sorunlarını tespit edebilmek için vatandaş bilimi yöntemi ve gönüllülerimizin kıymetli destekleri ile Türkiye Su Varlıklarına Yönelik Tehditler Haritası’nı hayata geçirdik. Gönüllülerimiz bugüne kadar 50 ilde 100 vaka tespit etti. Ancak maalesef tehditlerle karşı karşıya olan ve henüz bu çalışma ile belgelenmemiş birçok farklı su varlığı var. Tehdit altında olan başka su varlıklarının tespit edilmesi ve haritanın güncellenmesi için herkesi katılımcı olmaya davet ediyoruz. Haritaya katkı sağlayan temsilcilerimize ve gönüllülerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
Türkiye’de Suyu Koruyacak Bir Su Kanununa İhtiyaç Var
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün (DSİ) 2009’da yayımladığı Türkiye Su Raporu’na göre Türkiye kişi başına düşen 1400 m3 su varlığı ile su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alıyor. İklim değişikliğinin etkisi ile ülkemize düşen yağışın %40’a varan oranlarda azalacağı ön görülüyor. Türkiye artan nüfusu ile su kıtlığı çeken ülke haline gelebilir. Aşırı kullanım nedeniyle kurak günlerin sigortası olan yer altı suları azalıyor. Bu bakımdan suyun korunması gereken bir varlık olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Su varlığını korumak için mevcut kanun ve yönetmeliklerin geliştirilmesi gerekiyor. Öncelikle suyu korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen bir su kanununun yasalaşması gerekiyor. Bu sebeple, TEMA Vakfı 2010-2011 yıllarında akademisyenler, danışmanlar, hukukçular ve uzmanların katkısıyla su kanunu tasarısı için bir öneri hazırladı. 2012 yılında karar vericiler ve kamuoyu ile paylaşılan TEMA Vakfı Su Kanunu Tasarısı önerisi, su varlığının korunmasında hukuksal, yönetimsel ve etik yeni ilke ve kurallar getiriyor. Tasarı önerisi ile karar vericileri ekosistemlerin su hakkını ve toplumun kaliteli ve yeterli suya erişim hakkını temel alan önerilerimizi dikkate almaya davet ediyoruz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.