Malbork Hakkında Bilmeniz Gerekenler!

Mekanlar 06.06.2021 - 22:09, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:35
 

Malbork Hakkında Bilmeniz Gerekenler!

Dünyanın en büyük kalesi olan Malbork Kalesi hakkında bilmeniz gerekenler.

Dünya tarihinde birçok savaş gerçekleşti. İmparatorluklar, krallıklar ve topluluklar, halkları ve devletlerini düşmanın getireceği savaştan korumak için kaleler inşa ettiler. Bu kalelerin bazıları düşmanı dışarıda tutmayı başarırken, diğerleri savaş sırasında harap oldu. Ancak bazı eski kaleler günümüze kadar sağlam kalmayı başardı. Bu kalelerden biri de “dünyanın en büyük kalesi” unvanına sahip olan Malbork Kalesi’dir. Yüzey alanı ile dünyanın en büyük kalesi olan Malbork Kalesi, Prusya’da Haçlı Katolik Alman tarikatı olan Töton Şövalyeleri tarafından Ordensburg kalesi biçimde inşa edilmiştir. Polonya’da bulunan kalenin etrafında büyüyen kasaba ise Türkçede “Mary’nin Hisarı” anlamına gelen Marienburg adını almıştır. 1406 yılında tamamlanan kale, klasik Orta Çağ mimarisine sahiptir. Ayrıca tamamlandığı günden bu yana dünyanın en büyük tuğla kalesi olarak bilinmektedir.   Malbork Kalesi, 1997 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir. Bölgede başka bir Dünya Mirası daha bulunmaktadır. Diğeri ise 1231 yılında kurulan Toruń Orta Çağ Şehri’dir.   Tam adı “Kudüs Azize Meryem Hastanesi ve Töton Şövalyeleri Tarikatı” olan Töton Şövalyeleri, 1190 yılında kurulan bir Cermen-Roma dini tarikatıdır. Tarikatın kuruluş amacı, Katolik hacılara hac yolunda yardım etmek ve hasta ve yaralı Katoliklerin bakımını sağlamak için hastane kurmaktı. Ancak çoğunlukla Alman şövalyelerden oluşan tarikat, çok daha fazlasını yapmaya başladı. Töton Şövalyeleri, Orta Çağ döneminde Haçlı Seferleri’ne katıldılar. Daha sonra çeşitli yerlerde vergi topladılar ve bazı savaşlarda yer aldılar. Bunları ve çok daha fazlasını yapan tarikat, zamanla asıl amacını yitirdi. Ancak Töton Şövalyeleri, bunlara rağmen Avrupa’da 800 yıla yakın bir süre varlığını korumayı başardı.   Malbork Kalesi, 13. yüzyılda Töton Şövalyeleri tarafından inşa edildikten sonra bir süre onlar tarafından kullanılmıştır. Ayrıca bir dönem manastır görevi görmüştür. Ancak Nogat Nehri’nin doğu kıyısında yer alan kale, 15. yüzyılda gerçekleşen 30 Yıl Savaşları sırasında Polonya Kralı IV. Kasimir’e satılmıştır. Kale daha sonra hem askeri üs hem de kraliyet alanı olmuştur.   13. yüzyılda tamamlanan ve tıpkı bir insan gibi günden güne büyüyen kale, birçok savaşa tanık oldu ve çeşitli hasarlar aldı. Ancak hiç şüphe yok ki, en çok hasar aldığı zaman 2. Dünya Savaşı dönemiydi. Malbork Kalesi, 2. Dünya Savaşı boyunca Nazilerin kontrolü altındaydı. Bu dönemde kalenin yarısından fazlası yıkıldı. Savaşın sonunda Malbork şehri ve kale tekrar Polonya’nın bir parçası oldu. Kale, daha fazla hasara neden olan 1959’da çıkan yangının ardından, 1962 yılında restorasyona alındı ve hala devam etmekte olan restorasyon ile kalenin büyük bir çoğunluğu yeniden inşa edildi.   Malbork Kalesi, 1961 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Müzenin içinde eski sanat ve kraliyet eserleri, bilimsel çalışmalar, çeşitli koleksiyonlar ve Tötonik Düzen ile ilgili birçok şey sergileniyor. Müzedeki en eşsiz parçalardan biri ise kehribar sanat eserleridir. Malbork Kalesi Müzesi ayrıca, 40 binden fazla parçaya ev sahipliği yapıyor. Bu da onu Avrupa’nın en önde gelen müzelerinden biri yapıyor.   Malbork Kalesi’ni büyük bir cazibe merkezi haline getiren şey, sadece içinde sergilenen eşsiz parçalar değildir. Ayrıca kale ve yapımı esnasında kullanılan parçalar, gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir. Polonya’ya giden herkesin bu kaleyi kesinlikle ziyaret etmesi gerekir. Ancak küçük bir uyarıda bulunalım; kale, 143,591 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Yani kalenin tamamını gezmek saatler sürebiliyor.
Dünyanın en büyük kalesi olan Malbork Kalesi hakkında bilmeniz gerekenler.

Dünya tarihinde birçok savaş gerçekleşti. İmparatorluklar, krallıklar ve topluluklar, halkları ve devletlerini düşmanın getireceği savaştan korumak için kaleler inşa ettiler. Bu kalelerin bazıları düşmanı dışarıda tutmayı başarırken, diğerleri savaş sırasında harap oldu. Ancak bazı eski kaleler günümüze kadar sağlam kalmayı başardı. Bu kalelerden biri de “dünyanın en büyük kalesi” unvanına sahip olan Malbork Kalesi’dir. Yüzey alanı ile dünyanın en büyük kalesi olan Malbork Kalesi, Prusya’da Haçlı Katolik Alman tarikatı olan Töton Şövalyeleri tarafından Ordensburg kalesi biçimde inşa edilmiştir. Polonya’da bulunan kalenin etrafında büyüyen kasaba ise Türkçede “Mary’nin Hisarı” anlamına gelen Marienburg adını almıştır. 1406 yılında tamamlanan kale, klasik Orta Çağ mimarisine sahiptir. Ayrıca tamamlandığı günden bu yana dünyanın en büyük tuğla kalesi olarak bilinmektedir.

 

Malbork Kalesi, 1997 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir. Bölgede başka bir Dünya Mirası daha bulunmaktadır. Diğeri ise 1231 yılında kurulan Toruń Orta Çağ Şehri’dir.

 

Tam adı “Kudüs Azize Meryem Hastanesi ve Töton Şövalyeleri Tarikatı” olan Töton Şövalyeleri, 1190 yılında kurulan bir Cermen-Roma dini tarikatıdır. Tarikatın kuruluş amacı, Katolik hacılara hac yolunda yardım etmek ve hasta ve yaralı Katoliklerin bakımını sağlamak için hastane kurmaktı. Ancak çoğunlukla Alman şövalyelerden oluşan tarikat, çok daha fazlasını yapmaya başladı. Töton Şövalyeleri, Orta Çağ döneminde Haçlı Seferleri’ne katıldılar. Daha sonra çeşitli yerlerde vergi topladılar ve bazı savaşlarda yer aldılar. Bunları ve çok daha fazlasını yapan tarikat, zamanla asıl amacını yitirdi. Ancak Töton Şövalyeleri, bunlara rağmen Avrupa’da 800 yıla yakın bir süre varlığını korumayı başardı.

 

Malbork Kalesi, 13. yüzyılda Töton Şövalyeleri tarafından inşa edildikten sonra bir süre onlar tarafından kullanılmıştır. Ayrıca bir dönem manastır görevi görmüştür. Ancak Nogat Nehri’nin doğu kıyısında yer alan kale, 15. yüzyılda gerçekleşen 30 Yıl Savaşları sırasında Polonya Kralı IV. Kasimir’e satılmıştır. Kale daha sonra hem askeri üs hem de kraliyet alanı olmuştur.

 

13. yüzyılda tamamlanan ve tıpkı bir insan gibi günden güne büyüyen kale, birçok savaşa tanık oldu ve çeşitli hasarlar aldı. Ancak hiç şüphe yok ki, en çok hasar aldığı zaman 2. Dünya Savaşı dönemiydi. Malbork Kalesi, 2. Dünya Savaşı boyunca Nazilerin kontrolü altındaydı. Bu dönemde kalenin yarısından fazlası yıkıldı. Savaşın sonunda Malbork şehri ve kale tekrar Polonya’nın bir parçası oldu. Kale, daha fazla hasara neden olan 1959’da çıkan yangının ardından, 1962 yılında restorasyona alındı ve hala devam etmekte olan restorasyon ile kalenin büyük bir çoğunluğu yeniden inşa edildi.

 

Malbork Kalesi, 1961 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Müzenin içinde eski sanat ve kraliyet eserleri, bilimsel çalışmalar, çeşitli koleksiyonlar ve Tötonik Düzen ile ilgili birçok şey sergileniyor. Müzedeki en eşsiz parçalardan biri ise kehribar sanat eserleridir. Malbork Kalesi Müzesi ayrıca, 40 binden fazla parçaya ev sahipliği yapıyor. Bu da onu Avrupa’nın en önde gelen müzelerinden biri yapıyor.

 

Malbork Kalesi’ni büyük bir cazibe merkezi haline getiren şey, sadece içinde sergilenen eşsiz parçalar değildir. Ayrıca kale ve yapımı esnasında kullanılan parçalar, gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir. Polonya’ya giden herkesin bu kaleyi kesinlikle ziyaret etmesi gerekir. Ancak küçük bir uyarıda bulunalım; kale, 143,591 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Yani kalenin tamamını gezmek saatler sürebiliyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.