Kadınların Simgesi Halide Edip!

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 27.05.2017 - 14:31, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

Kadınların Simgesi Halide Edip!

Halide Edip Adıvar Türkiye tarihinde Türk kadının yeri için oldukça önemli çalışmalara imza atmış; yazar, siyasetçi, öğretmen. Kadın-erkek eşitliğini sadece savunmakla kalmayan ayrıca yazdığı makalelerle ve verdiği söyleşilerle de insanlara anlatmaya çalışan Halide Edip; zamanının çok ilerisinde romanların da yazarı olarak tanınmaktadır. Hayatı 1884 yılında İstanbul Beşiktaş’ta doğan Edip, annesini küçük yaşta veremden kaybetti ve babasının katip olmasının verdiği açık görüşlülükle özel dersler alarak eğitimini tamamladı. 7 yaşındayken yaşını büyüterek Amerikan İnas Mektebi’ne girdi ve bir sene sonra İkinci Abdülhamit’in emriyle bu okuldan uzaklaştırıldı. İngilizce öğrenirken Jacob Abbott’un Ana isimli kitabını çevirdi, 1897 yılında basıldı. 1899 yılında Abdülhamit tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi. Daha sonra Amerikan Koleji’nin yüksek sınıfına geri dönerek İngilizce ve Fransızca öğrenmeye başlayan Halide Edip, bu okulun mezun ettiği ilk Müslüman kadın oldu. Kolejden mezun olduğunda okuldaki matematik öğretmeni Salih Zeki Bey ile evlendi. Evliliğinin ilk yıllarında eşinin yazdığı Kamus-u Riyaziyat kitabının yazımına yardım etti. Ünlü İngiliz matematikçilerin hayatlarını Türkçe’ye çevirdi. Birkaç Sherlock Holmes hikayesinin de çevirisini yapan Edip, Emile Zola’nın eserlerine de büyük ilgi duymaya başladı. Daha sonra Shakespeare’e ilgi duymaya başladı ve Hamlet adlı eserini çevirdi. 1903 yılında ilk oğlu Ayetullah ve 6 ay sonra da ikinci oğlu Hasan Hikmetullah doğdu. Yazarlığı Meşrutiyetin ikinci kez ilan edilmesi Halide Edip’in hayatında da değişikliklere sebep oldu. 1908 yılında gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmaya başladı. İlk yazısı Tevfik Fikret’in çıkardığı Tanin gazetesinde yayımlandı. Yazıları, dönemin muhafazakar kesiminin tepkilerini çekti. 31 Mart Ayaklanması sırasında öldürülme korkusuyla kısa bir süreliğine iki oğluyla birlikte Mısır’a gitti. Oradan İngiltere’ye gidip kadın haklarıyla ilgili yazılarını takip eden gazeteci Isabelle Fry’ın evinde kaldı. İngiltere’ye gitmesiyle kadın hakları hakkında daha da bilgi sahibi olarak bu konuda uzman kişilerle tanışma fırsatı bulmuş oldu. Bir sene sonra ülkeye geri döndü ve siyasi içerikli yazılar yerine edebi eserler yazmaya başladı. Raik’in Annesi isimli romanı basıldı. Bu arada Kız Öğretmen okullarında öğretmenlik ve vakıf okullarında müfettişlik görevlerinde bulundu. Bu görevleri sırasında İstanbul’un arka ve eski mahallelerini tanımasıyla ileride yazacağı Sinekli Bakkal romanının temeli atılmış oldu. Salih Zeki Bey’in ikinci bir kadınla evlenmek istemesi üzerine 1910 yılında ondan boşandı. Şimdiye kadar yazılarında kullandığı Halide Salih ismi yerine Halide Edip adını kullanmaya başladı. Aynı yıl Seviyye Talip romanını yayımladı. Bu roman feminist bir roman olarak kendine yer buldu. Kocasını terk ederek sevdiği adamla yaşamaya başlayan bir kadını anlatan roman birçok eleştiriye maruz kaldı. 1911 yılında tekrar İngiltere’ye gitti kısa bir süre sonra döndüğünde Balkan Savaşı başladı. Balkan Savaşı yıllarında kadınların toplum yaşamında daha aktif roller almaya başlamasıyla Halide Edip de bundan faydalandı ve Kadınları Yükseltme Derneği kurucularının arasında yer aldı. Öğretmenlik mesleğini yapmasından dolayı eğitimle ilgili bir kitap yazmak istedi ve Talim ve Edebiyat kitabını yazdı. Aynı dönemde Türk Ocağı içinde Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu gibi isimlerle tanışmasıyla Turancılık fikrini benimsedi ve bu düşüncenin etkisiyle Yeni Turan kitabını yazdı. 1911 yılında ayrıca Harap Mabetler ve Handan kitaplarını yayımladı. Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada müfettişlik görevini yapan Halide Edip, 1916’da okul açmak üzere Lübnan ve Suriye’ye gitti. Arap eyaletlerinde iki kız okulu ve bir yetimhane açtı. Orada bulunduğu sırada babasına vekalet vererek Bursa’da Adnan Adıvar ile evlendirildi. Türk ordularının Lübnan ve Suriye’yi boşaltmasıyla 1918 yılında Türki’ye döndü ve bu anılarını Mor Salkımlı Ev kitabında anlattı. Dönemin karmaşıklığı içinde hiçbir şekilde geri durmayan ve hem ülkesi hem de ülkesinin kadınları için çalışan Halide Edip; Türk Ocakları’nda çalışmaya başladı ve bu grubun Anadolu’ya uygarlık götürmek amacıyla kurduğu Köycüler Cemiyeti’nin reisi oldu. İzmir’in işgalinden sonra kendini daha da fazla milli mücadeleye adadı. Karakol adlı gizli örgüte girerek Anadolu’ya silah kaçırma işinde önemli bir rol aldı. Vakit Gazetesi’nin sürekli yazarı, Büyük Mecmua Gazetesinin başyazarı oldu. Halide Edip’in ‘manda taraftarı’ olarak suçlanması Milli mücadele taraftarı aydınların bir araya gelerek işgalcilere karşı ABD ile işbirliği yapma fikri sonucu 14 Ocak 1919 yılında Wilson Prensipleri Cemiyeti kuruldu. Refik Halit, Ahmet Emin, Yunus Nadi, Ali Kemal gibi aydınlarla Halide Edip de bu cemiyetin kurucuları arasında yer aldı. Cemiyet iki ay sonra kapandı fakat Edip Amerikan mandası tezini Sivas Kongresi hazırlıklarını yapmakta olan Mustafa Kemal’e gönderdi. Bu tez kongrede uzun uzun tartışılarak reddedildi. Yıllar sonra Mustafa Kemal’in Nutuk adlı dev eserinde bu mektuba yer verildiğinde Halide Edip “mandacı” ve hatta “hain” olarak değerlendirildi. Milli Mücadele Zamanları İzmir’in işgali üzerine İstanbul’da yapılmaya başlanan protesto mitingleri arasında Halide de yer aldı. 19 Mayıs 1919 günü Asri Kadınlar Birliği’nin düzenlediği ve kadınların konuşmacı olduğu ilk açıkhava mitingi olan Fatih Mitingi’nde ilk konuşmacı olarak yer aldı ve konuşması hafızalarda büyük yer etti. Bundan sonraki günlerde önce Üsküdar sonra Kadıköy mitinglerinde yer aldı. Bunları Halide’nin başkahraman olarak değerlendirildiği Sultanahmet Mitingi takip etti. Hiçbir hazırlık yapmadan yaptığı konuşmada “Milletler dostumuz, hükümetler düşmanımız” sözüyle büyük beğeni topladı. İngilizlerin İstanbul’u işgal etmesiyle idam emri çıkardıkları ilk kişiler arasında Halide Edip ve eşi Adnan Adıvar da vardı. İdam kararından önce İstanbul’dan Ankara’ya giden Halide ve eşi çocuklarını İstanbul’da bir yatılı okula bıraktı. Yunus Nadi Bey ile Anadolu Ajansı isimli haber ajansının kurulmasını Mustafa Kemal de onaylayınca ajans için çalışmaya başladı. Gazetenin tüm işlerini Halide Edip yönetiyordu ve Mustafa Kemal’in yazı işleriyle ilgilenmek de onun göreviydi. Sakarya Muharebesi sırasında orduda görevlendirildi ve onbaşı ünvanını kazandı. Vurun Kahpeye isimli romanının konusu bu zamanlarda oluştu. Türk’ün Ateşle İmtihanı, Ateşten Gömlek, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu adlı romanlarında da Kurtuluş Mücadelesi’nin değişik biçimlerini değişik biçimde işlemiştir ve savaştaki deneyimleriyle harmanlamıştır. Dumlupınar Meydan Muharebesinden sonra İzmir’e giden Halide Edip, başçavuşluk rütbesi aldı ve savaştaki faydalarından ötürü İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Kurtuluş Savaşının zaferle kazanılmasından sonra eşiyle beraber İstanbul’a döndü. Cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit, İkdam gazetelerinde yazmaya başladı. Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mustafa Kemal ile fikir ayrılıklarına düşmesi ve eşinin Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda kurucu olmasıyla iktidar çevresinden uzaklaştı. Tek parti döneminin başlamasıyla eşiyle beraber İstanbul’u terk etmek zorunda kaldı. 1939 yılına kadar 11 yıl boyunca 4 sene İngiltere’de, 10 yıl da Fransa’da yaşadı. Yurtdışında yaşadığı süre boyunca İngiltere’de Cambridge, Oxford; Fransa’da Sorbonne Üniversitelerinde konuşmacı oldu. İki defa ABD bir defa da Hindistan’a davet edilerek konuşmacı oldu. Daha birçok konferansa katılan Edip bu konferansların sonucu olarak Türkiye Batıya Bakıyor adlı eserini ortaya çıkardı. 1936 yılında en ünlü eseri olan Sinekli Bakkal’ı yayımladı. Bu eser 1943 yılında CHP ödülünü aldı ve Türkiye’de en çok basılan roman oldu. 1939 yılında İstanbul’a döndü ve 1940 yılında İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi bölümünü kurmakla görevlendirildi, on yıl bu bölümün başkanlığında bulundu. Shakespeare hakkında verdiği açılış dersiyle büyük yankı uyandırdı. 1950 yılında Demokrat Parti İzmir milletvekili oldu. 1954 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımladığı Siyasi Vedaname başlıklı yazı sebebiyle bu görevinden ayrıldı ve tekrar üniversitede görev aldı. Sanatı ve İdeolojisi Halide Edip kadın haklarını sadece yaptığı konuşmalarda değil yazdığı makale ve romanlarda da sonuna kadar yansıtmış ve savunmuştur. Bütün romanlarında anlatıcı bir erkektir. Dönemin kadın, çocuk, erkek herkesin üzerinde görebildiğimiz romanlarında bireysel konuların daha ön planda olduğunu görürüz. Fakat ustalık eseri diyebileceğimiz Sinekli Bakkal romanında bu yönünü kırıp toplumsal sorunlara yer vermiştir. Cumhuriyet dönemi edebiyatının realist roman türünün öncülerinden olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple Handan romanı bir kadının duygularının tüm samimiyetle ortaya konulduğu ilk romanlardandır. İngiliz roman geleneklerine uygun eserlerinde Türk toplumunun geçirdiği evrimi, bu evrim sebebiyle oluşan değişiklikleri ve çatışmaları kendi gözlemleriyle ve tecrübeleriyle ortaya koymuştur. Romanlarında kadın psikolojisini derinliğine bir şekilde işlemiştir ve ideal kadın tipleri yaratmaya çalışmıştır. *Venüs gezeninde bulunan bir kratere ismi verilmiştir.
Halide Edip Adıvar Türkiye tarihinde Türk kadının yeri için oldukça önemli çalışmalara imza atmış; yazar, siyasetçi, öğretmen. Kadın-erkek eşitliğini sadece savunmakla kalmayan ayrıca yazdığı makalelerle ve verdiği söyleşilerle de insanlara anlatmaya çalışan Halide Edip; zamanının çok ilerisinde romanların da yazarı olarak tanınmaktadır. Hayatı 1884 yılında İstanbul Beşiktaş’ta doğan Edip, annesini küçük yaşta veremden kaybetti ve babasının katip olmasının verdiği açık görüşlülükle özel dersler alarak eğitimini tamamladı. 7 yaşındayken yaşını büyüterek Amerikan İnas Mektebi’ne girdi ve bir sene sonra İkinci Abdülhamit’in emriyle bu okuldan uzaklaştırıldı. İngilizce öğrenirken Jacob Abbott’un Ana isimli kitabını çevirdi, 1897 yılında basıldı. 1899 yılında Abdülhamit tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi. Daha sonra Amerikan Koleji’nin yüksek sınıfına geri dönerek İngilizce ve Fransızca öğrenmeye başlayan Halide Edip, bu okulun mezun ettiği ilk Müslüman kadın oldu. Kolejden mezun olduğunda okuldaki matematik öğretmeni Salih Zeki Bey ile evlendi. Evliliğinin ilk yıllarında eşinin yazdığı Kamus-u Riyaziyat kitabının yazımına yardım etti. Ünlü İngiliz matematikçilerin hayatlarını Türkçe’ye çevirdi. Birkaç Sherlock Holmes hikayesinin de çevirisini yapan Edip, Emile Zola’nın eserlerine de büyük ilgi duymaya başladı. Daha sonra Shakespeare’e ilgi duymaya başladı ve Hamlet adlı eserini çevirdi. 1903 yılında ilk oğlu Ayetullah ve 6 ay sonra da ikinci oğlu Hasan Hikmetullah doğdu. Yazarlığı Meşrutiyetin ikinci kez ilan edilmesi Halide Edip’in hayatında da değişikliklere sebep oldu. 1908 yılında gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmaya başladı. İlk yazısı Tevfik Fikret’in çıkardığı Tanin gazetesinde yayımlandı. Yazıları, dönemin muhafazakar kesiminin tepkilerini çekti. 31 Mart Ayaklanması sırasında öldürülme korkusuyla kısa bir süreliğine iki oğluyla birlikte Mısır’a gitti. Oradan İngiltere’ye gidip kadın haklarıyla ilgili yazılarını takip eden gazeteci Isabelle Fry’ın evinde kaldı. İngiltere’ye gitmesiyle kadın hakları hakkında daha da bilgi sahibi olarak bu konuda uzman kişilerle tanışma fırsatı bulmuş oldu. Bir sene sonra ülkeye geri döndü ve siyasi içerikli yazılar yerine edebi eserler yazmaya başladı. Raik’in Annesi isimli romanı basıldı. Bu arada Kız Öğretmen okullarında öğretmenlik ve vakıf okullarında müfettişlik görevlerinde bulundu. Bu görevleri sırasında İstanbul’un arka ve eski mahallelerini tanımasıyla ileride yazacağı Sinekli Bakkal romanının temeli atılmış oldu. Salih Zeki Bey’in ikinci bir kadınla evlenmek istemesi üzerine 1910 yılında ondan boşandı. Şimdiye kadar yazılarında kullandığı Halide Salih ismi yerine Halide Edip adını kullanmaya başladı. Aynı yıl Seviyye Talip romanını yayımladı. Bu roman feminist bir roman olarak kendine yer buldu. Kocasını terk ederek sevdiği adamla yaşamaya başlayan bir kadını anlatan roman birçok eleştiriye maruz kaldı. 1911 yılında tekrar İngiltere’ye gitti kısa bir süre sonra döndüğünde Balkan Savaşı başladı. Balkan Savaşı yıllarında kadınların toplum yaşamında daha aktif roller almaya başlamasıyla Halide Edip de bundan faydalandı ve Kadınları Yükseltme Derneği kurucularının arasında yer aldı. Öğretmenlik mesleğini yapmasından dolayı eğitimle ilgili bir kitap yazmak istedi ve Talim ve Edebiyat kitabını yazdı. Aynı dönemde Türk Ocağı içinde Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu gibi isimlerle tanışmasıyla Turancılık fikrini benimsedi ve bu düşüncenin etkisiyle Yeni Turan kitabını yazdı. 1911 yılında ayrıca Harap Mabetler ve Handan kitaplarını yayımladı. Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada müfettişlik görevini yapan Halide Edip, 1916’da okul açmak üzere Lübnan ve Suriye’ye gitti. Arap eyaletlerinde iki kız okulu ve bir yetimhane açtı. Orada bulunduğu sırada babasına vekalet vererek Bursa’da Adnan Adıvar ile evlendirildi. Türk ordularının Lübnan ve Suriye’yi boşaltmasıyla 1918 yılında Türki’ye döndü ve bu anılarını Mor Salkımlı Ev kitabında anlattı. Dönemin karmaşıklığı içinde hiçbir şekilde geri durmayan ve hem ülkesi hem de ülkesinin kadınları için çalışan Halide Edip; Türk Ocakları’nda çalışmaya başladı ve bu grubun Anadolu’ya uygarlık götürmek amacıyla kurduğu Köycüler Cemiyeti’nin reisi oldu. İzmir’in işgalinden sonra kendini daha da fazla milli mücadeleye adadı. Karakol adlı gizli örgüte girerek Anadolu’ya silah kaçırma işinde önemli bir rol aldı. Vakit Gazetesi’nin sürekli yazarı, Büyük Mecmua Gazetesinin başyazarı oldu. Halide Edip’in ‘manda taraftarı’ olarak suçlanması Milli mücadele taraftarı aydınların bir araya gelerek işgalcilere karşı ABD ile işbirliği yapma fikri sonucu 14 Ocak 1919 yılında Wilson Prensipleri Cemiyeti kuruldu. Refik Halit, Ahmet Emin, Yunus Nadi, Ali Kemal gibi aydınlarla Halide Edip de bu cemiyetin kurucuları arasında yer aldı. Cemiyet iki ay sonra kapandı fakat Edip Amerikan mandası tezini Sivas Kongresi hazırlıklarını yapmakta olan Mustafa Kemal’e gönderdi. Bu tez kongrede uzun uzun tartışılarak reddedildi. Yıllar sonra Mustafa Kemal’in Nutuk adlı dev eserinde bu mektuba yer verildiğinde Halide Edip “mandacı” ve hatta “hain” olarak değerlendirildi. Milli Mücadele Zamanları İzmir’in işgali üzerine İstanbul’da yapılmaya başlanan protesto mitingleri arasında Halide de yer aldı. 19 Mayıs 1919 günü Asri Kadınlar Birliği’nin düzenlediği ve kadınların konuşmacı olduğu ilk açıkhava mitingi olan Fatih Mitingi’nde ilk konuşmacı olarak yer aldı ve konuşması hafızalarda büyük yer etti. Bundan sonraki günlerde önce Üsküdar sonra Kadıköy mitinglerinde yer aldı. Bunları Halide’nin başkahraman olarak değerlendirildiği Sultanahmet Mitingi takip etti. Hiçbir hazırlık yapmadan yaptığı konuşmada “Milletler dostumuz, hükümetler düşmanımız” sözüyle büyük beğeni topladı. İngilizlerin İstanbul’u işgal etmesiyle idam emri çıkardıkları ilk kişiler arasında Halide Edip ve eşi Adnan Adıvar da vardı. İdam kararından önce İstanbul’dan Ankara’ya giden Halide ve eşi çocuklarını İstanbul’da bir yatılı okula bıraktı. Yunus Nadi Bey ile Anadolu Ajansı isimli haber ajansının kurulmasını Mustafa Kemal de onaylayınca ajans için çalışmaya başladı. Gazetenin tüm işlerini Halide Edip yönetiyordu ve Mustafa Kemal’in yazı işleriyle ilgilenmek de onun göreviydi. Sakarya Muharebesi sırasında orduda görevlendirildi ve onbaşı ünvanını kazandı. Vurun Kahpeye isimli romanının konusu bu zamanlarda oluştu. Türk’ün Ateşle İmtihanı, Ateşten Gömlek, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu adlı romanlarında da Kurtuluş Mücadelesi’nin değişik biçimlerini değişik biçimde işlemiştir ve savaştaki deneyimleriyle harmanlamıştır. Dumlupınar Meydan Muharebesinden sonra İzmir’e giden Halide Edip, başçavuşluk rütbesi aldı ve savaştaki faydalarından ötürü İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Kurtuluş Savaşının zaferle kazanılmasından sonra eşiyle beraber İstanbul’a döndü. Cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit, İkdam gazetelerinde yazmaya başladı. Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mustafa Kemal ile fikir ayrılıklarına düşmesi ve eşinin Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda kurucu olmasıyla iktidar çevresinden uzaklaştı. Tek parti döneminin başlamasıyla eşiyle beraber İstanbul’u terk etmek zorunda kaldı. 1939 yılına kadar 11 yıl boyunca 4 sene İngiltere’de, 10 yıl da Fransa’da yaşadı. Yurtdışında yaşadığı süre boyunca İngiltere’de Cambridge, Oxford; Fransa’da Sorbonne Üniversitelerinde konuşmacı oldu. İki defa ABD bir defa da Hindistan’a davet edilerek konuşmacı oldu. Daha birçok konferansa katılan Edip bu konferansların sonucu olarak Türkiye Batıya Bakıyor adlı eserini ortaya çıkardı. 1936 yılında en ünlü eseri olan Sinekli Bakkal’ı yayımladı. Bu eser 1943 yılında CHP ödülünü aldı ve Türkiye’de en çok basılan roman oldu. 1939 yılında İstanbul’a döndü ve 1940 yılında İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi bölümünü kurmakla görevlendirildi, on yıl bu bölümün başkanlığında bulundu. Shakespeare hakkında verdiği açılış dersiyle büyük yankı uyandırdı. 1950 yılında Demokrat Parti İzmir milletvekili oldu. 1954 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımladığı Siyasi Vedaname başlıklı yazı sebebiyle bu görevinden ayrıldı ve tekrar üniversitede görev aldı. Sanatı ve İdeolojisi Halide Edip kadın haklarını sadece yaptığı konuşmalarda değil yazdığı makale ve romanlarda da sonuna kadar yansıtmış ve savunmuştur. Bütün romanlarında anlatıcı bir erkektir. Dönemin kadın, çocuk, erkek herkesin üzerinde görebildiğimiz romanlarında bireysel konuların daha ön planda olduğunu görürüz. Fakat ustalık eseri diyebileceğimiz Sinekli Bakkal romanında bu yönünü kırıp toplumsal sorunlara yer vermiştir. Cumhuriyet dönemi edebiyatının realist roman türünün öncülerinden olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple Handan romanı bir kadının duygularının tüm samimiyetle ortaya konulduğu ilk romanlardandır. İngiliz roman geleneklerine uygun eserlerinde Türk toplumunun geçirdiği evrimi, bu evrim sebebiyle oluşan değişiklikleri ve çatışmaları kendi gözlemleriyle ve tecrübeleriyle ortaya koymuştur. Romanlarında kadın psikolojisini derinliğine bir şekilde işlemiştir ve ideal kadın tipleri yaratmaya çalışmıştır. *Venüs gezeninde bulunan bir kratere ismi verilmiştir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.