İtibardan tasarruf olur mu?
İtibardan tasarruf olur mu?
Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar…oka battık! Usta Siyasetçi Osman Bölükbaşı’nın çok sevdiğim dikkat çeken bir sözü var: “ Zengini hayırsız evlat batırır, memuru süslü avrat ( kadın) batırır, siyasetçiyi ise kuru inat batırır.”
Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar…oka battık! Usta Siyasetçi Osman Bölükbaşı’nın çok sevdiğim dikkat çeken bir sözü var: “ Zengini hayırsız evlat batırır, memuru süslü avrat ( kadın) batırır, siyasetçiyi ise kuru inat batırır.”
Herkes her şeyi yapıyor ama buna kimse inanmak istemiyor. O yapmaz, bu yapmaz… Yapıyorlar ama bal gibi de yapıyorlar. İflasın eşiğindeyiz ama biz daha itibarımızdan tasarruf bile yapamıyoruz. Ayağımızda giyeceğimiz donumuz yok ama lüks dairelerde kalıp, lüks ciplere binebiliyoruz. Çocuklarımızı parasını ödeyemeyeceğimiz özel okullara gönderebiliyoruz. El alem ne der düşüncesiyle her geçen gün biraz daha ölerek zevk almaya bakıyoruz.
Zevk almayı bıraktığımızda ise toplu olarak aile bireylerlerinin yaşamlarına son vermeyi tercih ediyoruz! Son yıllara baktığınızda ise bu tarz toplu ölümlerin arttığını rahat bir şekilde gözlemleyebiliyorsunuz. Ölümlerin nedeni ise genellikle maddiyatla ilgili oluyor.
“İyi çek ben daha çok para verdim”
Son dönemlerde sosyal medyalarda “Şu kadar kişiye şu kadar yardım yaptık, şu kadar para harcadık” gibi paylaşımlar sizlere de çok denk gelmiştir. Her şeyde olduğu gibi ne yazık ki sosyal yardımlarımızı da şov programlarına dönüştürmeyi başardık.
Daha önce de yazılarımda bu konuyu dile getirmiştim. Bence sosyal yardımlar kişi yatalaksa ve çalışma özrü varsa verilmelidir. Bunun dışındaki herkese sosyal yardımların bir an önce kesilmesi gerekiyor. Çünkü insanlar devlet nasıl olsa bana bakar deyip tembelleşmekte sınır tanımıyorlar.
Bu sosyal yardımların yerine iş olanakları geliştirilmelidir. Kişilere bulunduğu ilçede, mahallede geçimini sağlaması için şartlar oluşturulmalıdır. Şu an aklımda olduğu için örnek olarak vermek istiyorum. Geçtiğimiz yerel seçimlerde Onikişubat Belediye Başkan aday adayı olan genç siyasetçi İmdat Tufan’ın bir projesi dikkatimi çekmişti.
Bu gerçekten şehirden kırsala göç yaptırabilecek proje. Tufan, projesinde bir kooperatif kurarak kırsal mahallelerde yaşayan kişilere inek, keçi, koyun tavuk gibi hayvanlar verilerek, maaşlı bir şekilde o hayvanlara bakmalarını hedeflemiş. Bu hayvanlardan elde edilecek her türlü et, süt, peynir, yumurta gibi ürünler ise belediyeye kalacak. Belediye de bunu satarak bir gelir elde edecek. Hem hayvanlara bakan hem satan kazanmış olacak. Bu gibi projeler yaparak insanlara yerinde istihdam alanları oluşturulabilinir. Yeter ki biraz samimi olalım, yapmayacağımız bir şey yok.
Davasına bağlı bir adam!
Biz onu hep gençliğin ağabeyi olarak tanıdık. Partisine uzun yıllar hizmet etti. En son ise Onikişubat ilçe başkanıyken mevcut ilçesine belediye başkan aday adayı oldu. Aday gösterilmeyince küsmedi, kırılmadı. Yerel seçimlerden bu yana hiç yan yollara sapmadan köşesinde bekliyor. İsmi bir süredir yeni partilerle geçmeye başlayınca bu konuyu kendisine sorma gereği duydum.
Kesin bir dille yeni partilerde olmayacağını, cumhurbaşkanının izinde Ak Partili olmaya devam edeceğini söyledi. Bu kişi tahmin edeceğiniz üzere Avukat Fırat Görgel, tüm dedikodulara inat ben buradayım imajını sergilemeye devam ediyor. Açıkçası kendisini aktif bir siyasette görmeyi özledik. Umarız o günler de çok uzakta değildir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.