Pınarbaşı: “Şehir Ve İnsan”

POLİTİKA 04.03.2019 - 18:28, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

Pınarbaşı: “Şehir Ve İnsan”

Saadet Partisi Türkoğlu Belediye Başkan Adayı Erkan Pınarbaşı “şehir ve insan” konulu bir yazı kaleme aldı.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunu incelendiğinde; Altyapıdan imara, sağlık ve sosyal yardımlardan kültürel ve sosyal faaliyetlere, amatör sporların desteklenmesinden eğitime, tarımdan sanayiye vel hasıl bir çok şeyin yapılması ve insanların hizmetine sunulması yazılmaktadır. Ayrıca belediyelere yasalarla garanti altına alınmış bir çok gelirler, para kaynakları ile imkanlar verilmektedir. Ancak çok şanlı bir  tarihe, kadim şehirlere sahip, dünyanın en güzel bir ülkesinde yaşamamıza rağmen; maalesef şanlı bir tarihe sahip olan kadim şehirlere ne sahip çıkabildik ne de koruyabildik. O güzelim şehrin tarihi dokusu ve kültürünü bir miras yedi gibi yedik bitirdik. Gelecek nesillere bırak o şehri miras bırakmayı şehrin geleceğini de yaşanmaz beton yığınları ile doldurduk.  Maalesef ülkemiz ve özelde belediye başkanları ve meclisi ile şehir halkı "İnsanı ve Kadim Şehri" merkeze alıp ona göre planlama ve geleceğe yön vermesi gerekirken maalesef ki maalesef çok küçük hesaplarla, vizyonsuz, kültürsüz bir şekilde şehirleri özünden koparan plansız ve dağınık gelişi güzel verilen imarlarla çok katlı ve ucube binalar ve sanayileşmenin bir sonucu olan varoşlar, şehirleri şehir olmaktan çıkarttı. Bunun yanı sıra oy ve siyasal popülizm kaygısıyla verilen kararlar şehirlerimizi devasa beton yığınları arasında yaşanmaz hale getirdi. Tüm bunların yanı sıra emaneti ehline vermemek, günübirlik çalışmalar  belediyelerimizi kendi fasit dairesi içinde kalmaya zorladı. Bu süreçte İnsan ve Tarih unutuldu. Gaye unutuldu… Şehirlerimiz maalesef tarihi dokuyu, bizi ayakta tutan tarih kadar eski muazzam  kültürümüzü,  insanı merkeze alan anlayış, yerini hak etmeden elde edilen zenginliğe, çıkara, imar, arsa, ihale rantlarına, yandaşa fayda sağlayan yapılara döndü. Mirasımıza ve tarihimize sahip çıkamadığımız gibi sanayileşmenin getirdiği köyden kente olan göçler plansız, zevksiz, alt yapısı olmayan, ruhsuz ve kültürsüz beton yığınları ile doldu. ŞEHİRLERİMİZ GEÇMİŞİNİ, KÜLTÜRÜNÜ, GELENEKLERİNİ KÖYLERDE VE YAYLALARDA BIRAKAN, BU HATIRALARIN HASRETİNİ BETON YIĞINLARI ARASINDA ARAYAN ÇİLEKEŞ ANADOLU İNSANINA, İNSAN ONURUNA UYGUN BİR YAŞAM SUNAMADILAR. İNSANLAR NE GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIKABİLDİ NE DE ŞEHİRLE İLGİLİ BİR GELECEK TASAVVURU KURABİLDİ. Oysa bir şehrin geleceği ve şehri değerli kılan İlhan KUTLUER’in dediği gibi; Bir şehri yaşanmaya değer kılan, o şehrin üzerinde kurulduğu değerler sistemiyle, şehrin insanlarının bağlı bulunduğu değerler arasındaki tenasüptür."
Saadet Partisi Türkoğlu Belediye Başkan Adayı Erkan Pınarbaşı “şehir ve insan” konulu bir yazı kaleme aldı.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunu incelendiğinde; Altyapıdan imara, sağlık ve sosyal yardımlardan kültürel ve sosyal faaliyetlere, amatör sporların desteklenmesinden eğitime, tarımdan sanayiye vel hasıl bir çok şeyin yapılması ve insanların hizmetine sunulması yazılmaktadır. Ayrıca belediyelere yasalarla garanti altına alınmış bir çok gelirler, para kaynakları ile imkanlar verilmektedir.

Ancak çok şanlı bir  tarihe, kadim şehirlere sahip, dünyanın en güzel bir ülkesinde yaşamamıza rağmen; maalesef şanlı bir tarihe sahip olan kadim şehirlere ne sahip çıkabildik ne de koruyabildik. O güzelim şehrin tarihi dokusu ve kültürünü bir miras yedi gibi yedik bitirdik. Gelecek nesillere bırak o şehri miras bırakmayı şehrin geleceğini de yaşanmaz beton yığınları ile doldurduk.

 Maalesef ülkemiz ve özelde belediye başkanları ve meclisi ile şehir halkı "İnsanı ve Kadim Şehri" merkeze alıp ona göre planlama ve geleceğe yön vermesi gerekirken maalesef ki maalesef çok küçük hesaplarla, vizyonsuz, kültürsüz bir şekilde şehirleri özünden koparan plansız ve dağınık gelişi güzel verilen imarlarla çok katlı ve ucube binalar ve sanayileşmenin bir sonucu olan varoşlar, şehirleri şehir olmaktan çıkarttı. Bunun yanı sıra oy ve siyasal popülizm kaygısıyla verilen kararlar şehirlerimizi devasa beton yığınları arasında yaşanmaz hale getirdi. Tüm bunların yanı sıra emaneti ehline vermemek, günübirlik çalışmalar  belediyelerimizi kendi fasit dairesi içinde kalmaya zorladı. Bu süreçte İnsan ve Tarih unutuldu. Gaye unutuldu…

Şehirlerimiz maalesef tarihi dokuyu, bizi ayakta tutan tarih kadar eski muazzam  kültürümüzü,  insanı merkeze alan anlayış, yerini hak etmeden elde edilen zenginliğe, çıkara, imar, arsa, ihale rantlarına, yandaşa fayda sağlayan yapılara döndü. Mirasımıza ve tarihimize sahip çıkamadığımız gibi sanayileşmenin getirdiği köyden kente olan göçler plansız, zevksiz, alt yapısı olmayan, ruhsuz ve kültürsüz beton yığınları ile doldu. ŞEHİRLERİMİZ GEÇMİŞİNİ, KÜLTÜRÜNÜ, GELENEKLERİNİ KÖYLERDE VE YAYLALARDA BIRAKAN, BU HATIRALARIN HASRETİNİ BETON YIĞINLARI ARASINDA ARAYAN ÇİLEKEŞ ANADOLU İNSANINA, İNSAN ONURUNA UYGUN BİR YAŞAM SUNAMADILAR. İNSANLAR NE GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIKABİLDİ NE DE ŞEHİRLE İLGİLİ BİR GELECEK TASAVVURU KURABİLDİ. Oysa bir şehrin geleceği ve şehri değerli kılan İlhan KUTLUER’in dediği gibi; Bir şehri yaşanmaya değer kılan, o şehrin üzerinde kurulduğu değerler sistemiyle, şehrin insanlarının bağlı bulunduğu değerler arasındaki tenasüptür."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.