Türkiye'nin İlk Kadın Seramik Sanatçısı…

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.01.2018 - 18:17, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

Türkiye'nin İlk Kadın Seramik Sanatçısı…

Müzik, moda dünyası ve siyaset gibi popüler-magazinsel işlerle uğraşanlar daima toplumun büyük bir kesimi tarafından tanınmıştır. Oysa resim-heykel sanatı veya bilimle uğraşanları ise bugün sadece sınırlı sayıdaki insanlar hatırlamaktadır. Bugün bakıldığında Füreya Koral da bu ikinci sınıflandırmanın içerisine giriyor. 1910'da Büyükada'daki bir konakta hayata gözlerini açan Füreya Hanım gerçekten şanslı bir ailenin içerisine doğmuştu. Babası Kurtuluş Savaşına dahi katılacak olan Emin (Koral) Paşa idi. Annesi Hakiye Hanım da bir başka Osmanlı paşasının kızıydı. Dolayısıyla Füreya Hanım gerçekten soylu bir ailenin kızı olarak, maddi anlamda hiçbir sıkıntı çekmeyeceği bir hayata adım atmıştı. Bu durum onun kolayca sanata yönelmesinde büyük rol oynayacaktır. Günümüzde hala eğitime devam eden, Şişli'deki Notre Dame de Sion Fransız Lisesini bitiren Füreya'nın gençliği Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçti. Eğitiminde, Cumhuriyet devrinin kadınlara getirdiği özgürlük ve eşitlik etkili oldu. 1927'de liseyi bitirdikten sonra Darülfünun'da (İstanbul Üniversitesi) Felsefe bölümüne yazılan Füreya Hanım, bir yandan da keman çalmaya heves etmişti. Hatta Mustafa Kemal Paşa ve Latife Hanım'ın evlerine ziyaret ettiği ve Füreya Hanım'ın onların karşısında da keman çaldığı söylenmektedir. Genç yaşta yaptığı ilk evliliğinde 2 çocuğunu kaybeden Füreya Hanım bundan sonra çok zor günler geçirdi. Hayata her ne kadar şanslı bir genç olarak başlasa da bu evlilik ona çok büyük acılar getirmişti. Her şeyin zamana bırakıldığı birkaç yılın ardından 1935'te Atatürk'ün en yakınındaki isimlerden birisi olan, koruması Ali Kılıç Bey ile ikinci evliliğini yaptı. Bundan sonra müzikle uğraşan Füreya Hanım bir daha çocuk sahibi de olmadı. Fakat hayat beklenenden daha acımasızdı ve gittikçe zorlaşıyordu. II. Dünya Savaşından birkaç yıl sonra Füreya Hanım ansızın vereme yakalandı. Tedavi için gittiği İsviçre'de hem bu bahtsız hastalıktan kurtulacak hem de yepyeni bir dünyaya yelken açacaktı. Zira hastanede yattığı sıralarda teyzesinin, vakit geçirmesi için kendisine getirdiği kil ve plastik hamurlara şekil vermek hoşuna gitti. Hastanede tanıştığı bu uğraşı merak ederek, resim-heykel ve seramik eğitimi almak istedi. 1950'lere gelindiğinde bu sanatla ciddi şekilde ilgilenmeye başladı. Seramik sanatına gerçekten içten bir ilgi ve merak duyan Füreya Hanım her geçen gün bu alanda emin adımlarla ilerledi. Ömrünün neredeyse son 40 yılını bu sanata adayan Füreya Koral 1992'deki Gölge Oyunları adlı filmde de rol aldı. Füreya Koral'ın yapmış olduğu bazı çalışmalar günümüzde halen sergilenmektedir.
Müzik, moda dünyası ve siyaset gibi popüler-magazinsel işlerle uğraşanlar daima toplumun büyük bir kesimi tarafından tanınmıştır. Oysa resim-heykel sanatı veya bilimle uğraşanları ise bugün sadece sınırlı sayıdaki insanlar hatırlamaktadır. Bugün bakıldığında Füreya Koral da bu ikinci sınıflandırmanın içerisine giriyor. 1910'da Büyükada'daki bir konakta hayata gözlerini açan Füreya Hanım gerçekten şanslı bir ailenin içerisine doğmuştu. Babası Kurtuluş Savaşına dahi katılacak olan Emin (Koral) Paşa idi. Annesi Hakiye Hanım da bir başka Osmanlı paşasının kızıydı. Dolayısıyla Füreya Hanım gerçekten soylu bir ailenin kızı olarak, maddi anlamda hiçbir sıkıntı çekmeyeceği bir hayata adım atmıştı. Bu durum onun kolayca sanata yönelmesinde büyük rol oynayacaktır. Günümüzde hala eğitime devam eden, Şişli'deki Notre Dame de Sion Fransız Lisesini bitiren Füreya'nın gençliği Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçti. Eğitiminde, Cumhuriyet devrinin kadınlara getirdiği özgürlük ve eşitlik etkili oldu. 1927'de liseyi bitirdikten sonra Darülfünun'da (İstanbul Üniversitesi) Felsefe bölümüne yazılan Füreya Hanım, bir yandan da keman çalmaya heves etmişti. Hatta Mustafa Kemal Paşa ve Latife Hanım'ın evlerine ziyaret ettiği ve Füreya Hanım'ın onların karşısında da keman çaldığı söylenmektedir. Genç yaşta yaptığı ilk evliliğinde 2 çocuğunu kaybeden Füreya Hanım bundan sonra çok zor günler geçirdi. Hayata her ne kadar şanslı bir genç olarak başlasa da bu evlilik ona çok büyük acılar getirmişti. Her şeyin zamana bırakıldığı birkaç yılın ardından 1935'te Atatürk'ün en yakınındaki isimlerden birisi olan, koruması Ali Kılıç Bey ile ikinci evliliğini yaptı. Bundan sonra müzikle uğraşan Füreya Hanım bir daha çocuk sahibi de olmadı. Fakat hayat beklenenden daha acımasızdı ve gittikçe zorlaşıyordu. II. Dünya Savaşından birkaç yıl sonra Füreya Hanım ansızın vereme yakalandı. Tedavi için gittiği İsviçre'de hem bu bahtsız hastalıktan kurtulacak hem de yepyeni bir dünyaya yelken açacaktı. Zira hastanede yattığı sıralarda teyzesinin, vakit geçirmesi için kendisine getirdiği kil ve plastik hamurlara şekil vermek hoşuna gitti. Hastanede tanıştığı bu uğraşı merak ederek, resim-heykel ve seramik eğitimi almak istedi. 1950'lere gelindiğinde bu sanatla ciddi şekilde ilgilenmeye başladı. Seramik sanatına gerçekten içten bir ilgi ve merak duyan Füreya Hanım her geçen gün bu alanda emin adımlarla ilerledi. Ömrünün neredeyse son 40 yılını bu sanata adayan Füreya Koral 1992'deki Gölge Oyunları adlı filmde de rol aldı. Füreya Koral'ın yapmış olduğu bazı çalışmalar günümüzde halen sergilenmektedir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.