O Artık Bir Dünya Starı!

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.07.2018 - 08:51, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

O Artık Bir Dünya Starı!

Bir zamanlar müzik sektörünün merkezi olan Unkapanı Plakçılar Çarşı’sı artık eski işlevinde değil. Dünya starı Selda Bağcan'sa azimle işlerini hâlâ oradan yürütüyor. Adınızın anlamını biliyor musunuz? Nedir? Hayaller kuran, bu hayallerin hiç değilse bir kısmını projelendirebilen, yaşadığı sert öğretiler neticesinde hayata bakışı şekillenen, üzüntü ve sevinci bir arada yaşayan, sıkıntıları aşmak için mücadele eden, sanatsal yetenekleri olan... Ne güzelmiş, tam beni anlatıyor. Aslında adım Seldağ. Sel götüren bir günde Muğla’nın Kızıldağ Bölgesi’ndeki varoşlarda doğmuşum. Annemle babam sel ile dağı birleştirip adımı Seldağ koymuş. Anlaşılması zor olduğu için sonradan Ğ’yi kaldırdım. Ğ’yi sanki adımın anlamını biliyormuşum gibi kaldırmışım ama söylenmesi zor olduğu için kaldırmıştım.   Yasaklı yıllar, hapis yatmak... Bunların sonucunda bugüne kadar öğrendiğiniz en önemli öğreti nedir?   Hayattan zevk almak ve başarılı olmak. Bir sanatçı için hayattaki en önemli unsur zirvede olmaktır. Zirvede olmak bana her zaman kısmet olmadı. Biliyorsunuz 1972- 1992 yılları arasında 20 sene yasaklıydım. Şarkılarım çalınmamıştı ama yaptığım kasetler çok sattı. Halkın sırtında bugünlere taşındım. Sonra yurtdışında keşfedildim.   Yurtdışında keşfedilmenizin kıvılcımı nasıl çakmıştı?   Müzik festivallerine katılıyordum. O festivallerde seslendirdiğim ‘İnce İnce Bir Kar Yağar’, ‘Yaz Gazeteci’, ‘Yaylalar’ ve ‘Mehmet Emmi’ türküleri çok beğenildi. Bu türküler şimdi bütün dünyada dinleniyor ve ünlü DJ’ler tarafından remiksleri yapılıyor.   Türk sanatçılar neden yurtdışına açılamıyor?   Benim yurtdışına açılma nedenlerimin üzerinden açıklayayım. Birinci faktör ses. İspanyol müzik eleştirmeni Vicente Fabuel, benim için “Dünyada bulunmayan bir ses. Susuz çöllerde, az bulunan vahalar gibidir” demişti. İkinci faktör, türkülerin çok güzel ve genelde anonim olması. Üçüncü faktör, Youtube ve internet ortamı. Bütün şarkılarım bu sayede biliniyor, dinleniyor. Dördüncü faktör, etnik müzik meraklılarının sayısı. Dünyada etnik müzik rüzgârları esiyor. Beşinci faktörse hapislere girip çıkmış olmam.   Teliflerinizi yeterince alabiliyor musunuz? Telif gelirleriniz ne kadar?   Youtube’dan insanlar bizi dinledikçe, para geliyor. Sizi en çok ne kızdırıyor?   Söz verip de yapmayanlar, yalan söyleyen insanlar beni çok kızdırıyor. Unkapanı’nda da çoktur böyleleri. Şimdi albümler de peynir ekmek gibi satılmadığı için tahsilat sorunları oluyor. Gerçi sattığı dönemleri de biliyoruz. “Hep bana hep bana” der ve insanı inim inim inletirlerdi.   Üç yıl sonra, kariyerinizin ellinci yılını kutlayacaksınız. Özel bir kutlama yapılmasını istiyor musunuz?   Çok fazla şımarmadan istiyorum ve bununla ilgili düşüncelerim var. Başkası bile düzenlese kontrol bende olmalı. Çünkü mükemmeliyetçilik duygum var. İnsan hayatında kaç kez kariyerinin 50’nci yılını görebilir. Sadece bir kez. Yanlış anlaşılmasın  jübile değil kutlama olacak. Yurtdışında ve Türkiye’de pek çok festivale katılıyorsunuz. Bu kadar çok sahneye çıkmanın maddi getirisi nedir? Çok kazanıyor musunuz?   Çok fazla kazandığımı söyleyemem. Örneğin Barcelona Festivali’ne gittim. Orada 250’den fazla sanatçı vardı. Şimdi gidip adamlara ‘1 milyon dolar istiyorum’ diyemem. Yurtiçindeki konserlerim maddi olarak daha tatminkâr.   Yeni nesli nasıl yakaladınız?   Yurtdışında ünlü olunca, internet aracılığıyla beni görenler ‘Bu kimmiş? Bizde böyle biri varmış” dediler. Baktılar ki gümbür gümbür rock müzik de yapıyoruz. Bir kısmı da beni annesinden, babasından, ninesinden, dedesinden duymuş. 47 yılda beş nesil büyüttüm. Bu çok önemli bir şey. Topluma ve müziğe kazandırdığınız en önemli değer ve öğreti nedir?   Doğruluk, dürüstlük ve olduğun gibi olmak. Hayata karşı belli bir bakış açısı olmalı. Hayat ve ülken hakkında biraz bilgin olacak. Bunları sağladıysam çok mutlu olurum. Müzik sektörüne de büyük katkılarım oldu. Her şeyden önce aynı zamanda yapımcıyım da. Birçok genç meslektaşıma albümler yaptım ama onlar ne yazık ki satmadı. Benim albümlerimden kazandıklarım başkalarının albümlerine gitti. Yeğenlerime de albüm yaptım. Mesela Seda Bağcan 6’ncı albümünü çıkardı. Müzikleri çok güzel ama çok özel bir iş yaptığı için yüz binler satmıyor. https://www.youtube.com/watch?v=yAMs84hWkjQ
Bir zamanlar müzik sektörünün merkezi olan Unkapanı Plakçılar Çarşı’sı artık eski işlevinde değil. Dünya starı Selda Bağcan'sa azimle işlerini hâlâ oradan yürütüyor. Adınızın anlamını biliyor musunuz? Nedir? Hayaller kuran, bu hayallerin hiç değilse bir kısmını projelendirebilen, yaşadığı sert öğretiler neticesinde hayata bakışı şekillenen, üzüntü ve sevinci bir arada yaşayan, sıkıntıları aşmak için mücadele eden, sanatsal yetenekleri olan... Ne güzelmiş, tam beni anlatıyor. Aslında adım Seldağ. Sel götüren bir günde Muğla’nın Kızıldağ Bölgesi’ndeki varoşlarda doğmuşum. Annemle babam sel ile dağı birleştirip adımı Seldağ koymuş. Anlaşılması zor olduğu için sonradan Ğ’yi kaldırdım. Ğ’yi sanki adımın anlamını biliyormuşum gibi kaldırmışım ama söylenmesi zor olduğu için kaldırmıştım.   Yasaklı yıllar, hapis yatmak... Bunların sonucunda bugüne kadar öğrendiğiniz en önemli öğreti nedir?   Hayattan zevk almak ve başarılı olmak. Bir sanatçı için hayattaki en önemli unsur zirvede olmaktır. Zirvede olmak bana her zaman kısmet olmadı. Biliyorsunuz 1972- 1992 yılları arasında 20 sene yasaklıydım. Şarkılarım çalınmamıştı ama yaptığım kasetler çok sattı. Halkın sırtında bugünlere taşındım. Sonra yurtdışında keşfedildim.   Yurtdışında keşfedilmenizin kıvılcımı nasıl çakmıştı?   Müzik festivallerine katılıyordum. O festivallerde seslendirdiğim ‘İnce İnce Bir Kar Yağar’, ‘Yaz Gazeteci’, ‘Yaylalar’ ve ‘Mehmet Emmi’ türküleri çok beğenildi. Bu türküler şimdi bütün dünyada dinleniyor ve ünlü DJ’ler tarafından remiksleri yapılıyor.   Türk sanatçılar neden yurtdışına açılamıyor?   Benim yurtdışına açılma nedenlerimin üzerinden açıklayayım. Birinci faktör ses. İspanyol müzik eleştirmeni Vicente Fabuel, benim için “Dünyada bulunmayan bir ses. Susuz çöllerde, az bulunan vahalar gibidir” demişti. İkinci faktör, türkülerin çok güzel ve genelde anonim olması. Üçüncü faktör, Youtube ve internet ortamı. Bütün şarkılarım bu sayede biliniyor, dinleniyor. Dördüncü faktör, etnik müzik meraklılarının sayısı. Dünyada etnik müzik rüzgârları esiyor. Beşinci faktörse hapislere girip çıkmış olmam.   Teliflerinizi yeterince alabiliyor musunuz? Telif gelirleriniz ne kadar?   Youtube’dan insanlar bizi dinledikçe, para geliyor. Sizi en çok ne kızdırıyor?   Söz verip de yapmayanlar, yalan söyleyen insanlar beni çok kızdırıyor. Unkapanı’nda da çoktur böyleleri. Şimdi albümler de peynir ekmek gibi satılmadığı için tahsilat sorunları oluyor. Gerçi sattığı dönemleri de biliyoruz. “Hep bana hep bana” der ve insanı inim inim inletirlerdi.   Üç yıl sonra, kariyerinizin ellinci yılını kutlayacaksınız. Özel bir kutlama yapılmasını istiyor musunuz?   Çok fazla şımarmadan istiyorum ve bununla ilgili düşüncelerim var. Başkası bile düzenlese kontrol bende olmalı. Çünkü mükemmeliyetçilik duygum var. İnsan hayatında kaç kez kariyerinin 50’nci yılını görebilir. Sadece bir kez. Yanlış anlaşılmasın  jübile değil kutlama olacak. Yurtdışında ve Türkiye’de pek çok festivale katılıyorsunuz. Bu kadar çok sahneye çıkmanın maddi getirisi nedir? Çok kazanıyor musunuz?   Çok fazla kazandığımı söyleyemem. Örneğin Barcelona Festivali’ne gittim. Orada 250’den fazla sanatçı vardı. Şimdi gidip adamlara ‘1 milyon dolar istiyorum’ diyemem. Yurtiçindeki konserlerim maddi olarak daha tatminkâr.   Yeni nesli nasıl yakaladınız?   Yurtdışında ünlü olunca, internet aracılığıyla beni görenler ‘Bu kimmiş? Bizde böyle biri varmış” dediler. Baktılar ki gümbür gümbür rock müzik de yapıyoruz. Bir kısmı da beni annesinden, babasından, ninesinden, dedesinden duymuş. 47 yılda beş nesil büyüttüm. Bu çok önemli bir şey. Topluma ve müziğe kazandırdığınız en önemli değer ve öğreti nedir?   Doğruluk, dürüstlük ve olduğun gibi olmak. Hayata karşı belli bir bakış açısı olmalı. Hayat ve ülken hakkında biraz bilgin olacak. Bunları sağladıysam çok mutlu olurum. Müzik sektörüne de büyük katkılarım oldu. Her şeyden önce aynı zamanda yapımcıyım da. Birçok genç meslektaşıma albümler yaptım ama onlar ne yazık ki satmadı. Benim albümlerimden kazandıklarım başkalarının albümlerine gitti. Yeğenlerime de albüm yaptım. Mesela Seda Bağcan 6’ncı albümünü çıkardı. Müzikleri çok güzel ama çok özel bir iş yaptığı için yüz binler satmıyor. https://www.youtube.com/watch?v=yAMs84hWkjQ
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.