Yardımcıoğlu: Tezsiz Yüksek Lisans Programları Ülkemizin Kanayan Bir Yarasıdır
AKTÜEL
14.02.2022 - 16:25, Güncelleme:
14.02.2022 - 16:25
Yardımcıoğlu: Tezsiz Yüksek Lisans Programları Ülkemizin Kanayan Bir Yarasıdır
Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans ve ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programlarının işlevsellikten uzak olduğunu belirterek söz konusu programların, ülkemizin yükseköğretim sisteminin kanayan bir yarası olduğunu söyledi.
Yardımcıoğlu, uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans ve ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programlarının; askerliği ötelemek, memuriyette bir derece daha kazanmak, müşavirlik sınavlarında stajlarını bir yıl öne çekmek ve kendilerini yüksek lisans yaptı olarak tatmin etmek isteyenlerin aldığı bir A4 kâğıttan ibaret olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) seslenen BAAE Başkanı Prof. Dr. Yardımcıoğlu, “Hiçbir işe yaramayan tezsiz yüksek lisans belgelerini veren üniversiteleri engelleyebilmenin tek yolu kapatmaktır. Tezli ikinci öğretim master programlarının açılmasıdır işin özü ve doğrusu. Lütfen insanlar uzayı parsellerken hiçbir şey üretmeyen ve devletin sırtında ciddi kambur oluşturmaktan başka bir işe yaramaz hale gelmiş olan üniversite sistemindeki aksaklıklara ne zaman müdahale edeceksiniz?” dedi.
“TEZSİZ YL PROGRAMLARI VE İŞE YARAMAZ HALE GELMİŞ OLAN TEZSİZ DİPLOMALAR…”
Tezsiz diplomaların işe yaramaz A4 kâğıt parçalarından farksız olduğunu aktaran Yardımcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Askerliği ötelemek isteyenlerin ve memuriyette bir derece kazanmak isteyenlerin, SMMM sınavlarında stajlarını bir yıl öne çekmek isteyenlerin, kendilerini yüksek lisans yaptığı konusunda kandırmak ve tatmin etmiş olmak isteyenlerin isteyenlerin uğrak yeri haline gelmiş olan bu uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans ve ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programları ülkemizin yükseköğretim sisteminin kanayan bir yarasıdır. YÖK yöneticisi olan insanlarda elbette bunun farkındadırlar ve hatta kendileri de bu sistemin içinde bulunarak nimetlerinden faydalanmış olmaları muhtemeldir.”
“A4 KÂĞITLARA BASILIP VERİLEN ‘BİLİM UZMANLIĞI’ BELGELERİ…”
Bilim Uzmanlığı adı altında verilen belgeleri de eleştiren Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “İkinci öğretim tezsiz yüksek lisans ve uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programlarına sahip olamayan üniversite akademik birimleri de çoğu zaman bu programlara sahip olan birimlere parasal açıdan gıpta ve hasetle bakarlar hep. Fakat mesele bu bakış açılarına sahip olanlar değildir. Esas olan A4 kâğıtlara basılıp verilen ‘Bilim Uzmanlığı’ belgeleridir. Bunlar neyin uzmanıdırlar? Ne zaman ve nasıl uzman oldular? Ne verenler bu sorulara cevap verebilir ne de alanlar cevap verebilir? Ama üniversiteler bu ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans ve uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programlarının ne olduklarını çok iyi bilmelerine rağmen belki de “fincancı katırlarını ürkütmemek” adına bu kangren olmuş yaraya neşter atmayı hiçbir zaman seçenek olarak gündeme almamışlardır. Buralardan “Bilim İnsanı” yetişmez ve yetişemez. Ancak askerliği ötelemek, memuriyette bir derece kazanmak, müşavirlik sınavlarında stajlarını bir yıl öne çekmek, kendilerini yüksek lisans yaptı olarak tatmin etmek isteyen “Filim İnsanları” yetişir buralardan. Ayrıca buralarda öğretim üyelerinin ceplerine giren para esas alındığı için, hakikatte hiçbir işe yarayamayan yüksek lisans mezunları sayısını sayısal olarak artırdığı için öğretim üyelerinin de toplum nezdinde itibarlarının artmasına hizmet etmez bu sistem.”
“KİMİ KANDIRIYORUZ? VEYA HAKİKATEN KANDIRABİLİYOR MUYUZ?”
Yükseköğretim sistemindeki aksaklıkların cebe giren para için düzeltilmediğini vurgulayan Yardımcıoğlu, YÖK’e seslenerek şu açıklamalarda bulundu: “Kendimiz bile kanmıyoruz bu yaptıklarımıza ama nedense bu çarpık yapıyı sırf cebe giren para uğruna devam ettiriyoruz. Olay sadece budur. Ve Rektörden en alttaki hizmetlisi bile bu sistemden yararlanabilmekte olduğu için kimse kokuşmuşluğa sesine çıkarmamaktadır.
Ey YÖK! Bu ülke hepimizin ve siz bu sistemi kurgulayan en üst kurulsunuz. Neden cumhurbaşkanımızın önünü açmıyorsunuz ve yaraya neşter vurmuyorsunuz. Hiçbir işe yaramayan tezsiz yüksek lisans belgelerini veren üniversiteleri engelleyebilmenin tek yolu kapatmaktır. Tezli ikinci öğretim master programlarının açılmasıdır işin özü ve doğrusu. Lütfen insanlar uzayı parsellerken hiçbir şey üretmeyen ve devletin sırtında ciddi kambur oluşturmaktan başka bir işe yaramaz hale gelmiş olan üniversite sistemindeki aksaklıklara ne zaman müdahale edeceksiniz?”
“KUL HAKKINI UNUTMAYIN!”
Söz konusu uygulamaları devam ettirenlere kul hakkı uyarısında bulunan Yardımcıoğlu, şunları kaydetti: “Vergi mükelleflerinin parasını çar çur etmekte kul hakkıdır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bilir misiniz siz bunları? Hatırlar mısınız? Ne zaman dünyada ilk bin içerisinde 10-20-30 Türk üniversitesi göreceğiz? Neden kokuşmuşluğu devam ettiriyorsunuz? Neden 2023 Türkiye’sinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey’e yardımcı olma konusunda kayıtsız kalıyorsunuz? Sonra da Cumhurbaşkanı haddinizi bildirince, neden ve nasıl böyle bir üslup kullanıyor bize Cumhurbaşkanı diyorsunuz. Bence az bile konuşuyor. Daha fazla söylemeli hatta ama anlayanı getir. İnsanlar uzayı parselliyorlar. Biz “zeytin ağaçlarını” bölüşemiyoruz. Hani bizim üniversitelerimiz? Hani nerede bilim?
Maalesef ki Nurettin Topçu beyefendinin; ‘Bilim Üniversitelerden kaçarak namusunu kurtardı’ sözü zihinlerimizde çınlıyor. Maalesef ki…”
Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans ve ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programlarının işlevsellikten uzak olduğunu belirterek söz konusu programların, ülkemizin yükseköğretim sisteminin kanayan bir yarası olduğunu söyledi.
Yardımcıoğlu, uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans ve ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programlarının; askerliği ötelemek, memuriyette bir derece daha kazanmak, müşavirlik sınavlarında stajlarını bir yıl öne çekmek ve kendilerini yüksek lisans yaptı olarak tatmin etmek isteyenlerin aldığı bir A4 kâğıttan ibaret olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) seslenen BAAE Başkanı Prof. Dr. Yardımcıoğlu, “Hiçbir işe yaramayan tezsiz yüksek lisans belgelerini veren üniversiteleri engelleyebilmenin tek yolu kapatmaktır. Tezli ikinci öğretim master programlarının açılmasıdır işin özü ve doğrusu. Lütfen insanlar uzayı parsellerken hiçbir şey üretmeyen ve devletin sırtında ciddi kambur oluşturmaktan başka bir işe yaramaz hale gelmiş olan üniversite sistemindeki aksaklıklara ne zaman müdahale edeceksiniz?” dedi.
“TEZSİZ YL PROGRAMLARI VE İŞE YARAMAZ HALE GELMİŞ OLAN TEZSİZ DİPLOMALAR…”
Tezsiz diplomaların işe yaramaz A4 kâğıt parçalarından farksız olduğunu aktaran Yardımcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Askerliği ötelemek isteyenlerin ve memuriyette bir derece kazanmak isteyenlerin, SMMM sınavlarında stajlarını bir yıl öne çekmek isteyenlerin, kendilerini yüksek lisans yaptığı konusunda kandırmak ve tatmin etmiş olmak isteyenlerin isteyenlerin uğrak yeri haline gelmiş olan bu uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans ve ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programları ülkemizin yükseköğretim sisteminin kanayan bir yarasıdır. YÖK yöneticisi olan insanlarda elbette bunun farkındadırlar ve hatta kendileri de bu sistemin içinde bulunarak nimetlerinden faydalanmış olmaları muhtemeldir.”
“A4 KÂĞITLARA BASILIP VERİLEN ‘BİLİM UZMANLIĞI’ BELGELERİ…”
Bilim Uzmanlığı adı altında verilen belgeleri de eleştiren Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “İkinci öğretim tezsiz yüksek lisans ve uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programlarına sahip olamayan üniversite akademik birimleri de çoğu zaman bu programlara sahip olan birimlere parasal açıdan gıpta ve hasetle bakarlar hep. Fakat mesele bu bakış açılarına sahip olanlar değildir. Esas olan A4 kâğıtlara basılıp verilen ‘Bilim Uzmanlığı’ belgeleridir. Bunlar neyin uzmanıdırlar? Ne zaman ve nasıl uzman oldular? Ne verenler bu sorulara cevap verebilir ne de alanlar cevap verebilir? Ama üniversiteler bu ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans ve uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programlarının ne olduklarını çok iyi bilmelerine rağmen belki de “fincancı katırlarını ürkütmemek” adına bu kangren olmuş yaraya neşter atmayı hiçbir zaman seçenek olarak gündeme almamışlardır. Buralardan “Bilim İnsanı” yetişmez ve yetişemez. Ancak askerliği ötelemek, memuriyette bir derece kazanmak, müşavirlik sınavlarında stajlarını bir yıl öne çekmek, kendilerini yüksek lisans yaptı olarak tatmin etmek isteyen “Filim İnsanları” yetişir buralardan. Ayrıca buralarda öğretim üyelerinin ceplerine giren para esas alındığı için, hakikatte hiçbir işe yarayamayan yüksek lisans mezunları sayısını sayısal olarak artırdığı için öğretim üyelerinin de toplum nezdinde itibarlarının artmasına hizmet etmez bu sistem.”
“KİMİ KANDIRIYORUZ? VEYA HAKİKATEN KANDIRABİLİYOR MUYUZ?”
Yükseköğretim sistemindeki aksaklıkların cebe giren para için düzeltilmediğini vurgulayan Yardımcıoğlu, YÖK’e seslenerek şu açıklamalarda bulundu: “Kendimiz bile kanmıyoruz bu yaptıklarımıza ama nedense bu çarpık yapıyı sırf cebe giren para uğruna devam ettiriyoruz. Olay sadece budur. Ve Rektörden en alttaki hizmetlisi bile bu sistemden yararlanabilmekte olduğu için kimse kokuşmuşluğa sesine çıkarmamaktadır.
Ey YÖK! Bu ülke hepimizin ve siz bu sistemi kurgulayan en üst kurulsunuz. Neden cumhurbaşkanımızın önünü açmıyorsunuz ve yaraya neşter vurmuyorsunuz. Hiçbir işe yaramayan tezsiz yüksek lisans belgelerini veren üniversiteleri engelleyebilmenin tek yolu kapatmaktır. Tezli ikinci öğretim master programlarının açılmasıdır işin özü ve doğrusu. Lütfen insanlar uzayı parsellerken hiçbir şey üretmeyen ve devletin sırtında ciddi kambur oluşturmaktan başka bir işe yaramaz hale gelmiş olan üniversite sistemindeki aksaklıklara ne zaman müdahale edeceksiniz?”
“KUL HAKKINI UNUTMAYIN!”
Söz konusu uygulamaları devam ettirenlere kul hakkı uyarısında bulunan Yardımcıoğlu, şunları kaydetti: “Vergi mükelleflerinin parasını çar çur etmekte kul hakkıdır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bilir misiniz siz bunları? Hatırlar mısınız? Ne zaman dünyada ilk bin içerisinde 10-20-30 Türk üniversitesi göreceğiz? Neden kokuşmuşluğu devam ettiriyorsunuz? Neden 2023 Türkiye’sinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bey’e yardımcı olma konusunda kayıtsız kalıyorsunuz? Sonra da Cumhurbaşkanı haddinizi bildirince, neden ve nasıl böyle bir üslup kullanıyor bize Cumhurbaşkanı diyorsunuz. Bence az bile konuşuyor. Daha fazla söylemeli hatta ama anlayanı getir. İnsanlar uzayı parselliyorlar. Biz “zeytin ağaçlarını” bölüşemiyoruz. Hani bizim üniversitelerimiz? Hani nerede bilim?
Maalesef ki Nurettin Topçu beyefendinin; ‘Bilim Üniversitelerden kaçarak namusunu kurtardı’ sözü zihinlerimizde çınlıyor. Maalesef ki…”
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.