Eşitlik Eşittir Eşitsizlik mi?

POLİTİKA 07.03.2021 - 20:54, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:35
 

Eşitlik Eşittir Eşitsizlik mi?

Kadınların direkt veya dolaylı yoldan hedef haline getirilmesi acaba eşitsizlik ilkesinin altında yatan gizli bir düsturdan mı kaynaklanıyor. Biraz düşündürücü değil mi?

Kadınların birileri tarafından hedef gösterilmesi acaba kimlerin işine gelir. Hedefi gösterenlerin belli ki bir amacı var. Aslında tartışmaya açık bir konu. Eşitlik eşittir eşitsizlik mi? Eşitsizlik kavramıyla erkeğe eşitlendik mi, yoksa eşitlik kavramıyla hedef haline mi geldik? Bu konuyu sorgulamamız gerekiyor diye düşünüyorum.  1960 yılına kadar, emeğinin karşılığını alabilmek için; ABD’nin kodaman patronları ve acımasız polisleri tarafından fabrikaya kilitlenmeleri sonucu çıkan yangın da, işçilerin yanarak feci şekilde can vermelerine neden olan Amerika'ya ne oldu da 1960’lardan sonra fikrini değiştirerek, 1857 yılında dokuma fabrikasında kasıtlı olarak çıkarılan yangında, hayatını kaybeden kadınlarını anmaya başladı. Ve Birleşmiş Milletlerin 1977 yılında 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak onaylanmasına ve uluslar arası bir nitelik kazanmasına vesile oldu...   Kadınlar Türkiye'de Atatürk inkılapları ile seçme- seçilme sosyal ve kültürel alanlarda çalışma hayatlarında bazı haklara sahip olsalar da ne yazık ki iş gücü olarak patronları tarafından manevi olarak ta eşleri tarafından sömürülmekteler. Çocuklardan sonra dünyanın en güzel kalbine sahip olan kadının, emeğinin gasp edilmesi, ötelenmesi, şiddete maruz kalması, tecavüzlere uğraması, cinayetlere kurban gitmesinin önüne geçilememesi ve her geçen gün daha da artması çok üzücü ve düşündürücü değil mi?       Toplumda ikinci sınıf insan olmak kadının kaderi olmuş. Bu kader ki hangi kalemle yazılmışsa, bir türlü kadının yazılan kaderini değiştirememektedir. Eminim ki toplum olarak ta birey olarak ta kadının şiddet ve tacizlere gösterilecek tepkiler şiddete eğilimi olan insanları engelleyecektir...     Kadınlar toplumda değerli kılınmalıdır. Değerli sanatçımız Neşet Ertaş'ın dediği gibi "Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu". Belli ki burada sanatçımız insanoğlunu dünyaya getiren insan anne'dir, kardeştir, evlattır diyor.  M.Kemal Atatürk kadını nasıl anlatıyor... Çift süren, tatlayı eken, ormandan odun ve keresteyi getiren... Yağmur demeyip cephenin mühimmatını taşıyan hep onlar, hep o ilahi Anadolu kadınları olmuştur".  Derken kadının nedenli önemli ve güçlü olduğuna dikkat çekmiştir. Tarihin varoluşundan günümüze kadar her konuda fedakarlık hamuru ile yoğrulan kadın; Mertliği, savaşçılığı, cefakarlığı, zeki ve çalışkanlığı ile göz doldurmuş, bütün zorluklara rağmen pes etmemiş ve imkansızları başarmıştır.  Kadının emeğinin sömürü hikayesi Amerika'da başlamış daha sonraları da Avrupa ve Rusya'da anılmaya devam etmiştir. Anılan insanların hazin hikayesi yüzyıllar sonra kutlamaya dönüşerek başka bir boyut kazanmıştır. Bu kutlamalar yıllarca devam edecektir. Bütün kadınlarımızın  Dünya kadınlar gününü kutluyor gereken değerin verilmesini umut ediyorum.  
Kadınların direkt veya dolaylı yoldan hedef haline getirilmesi acaba eşitsizlik ilkesinin altında yatan gizli bir düsturdan mı kaynaklanıyor. Biraz düşündürücü değil mi?

Kadınların birileri tarafından hedef gösterilmesi acaba kimlerin işine gelir. Hedefi gösterenlerin belli ki bir amacı var. Aslında tartışmaya açık bir konu. Eşitlik eşittir eşitsizlik mi? Eşitsizlik kavramıyla erkeğe eşitlendik mi, yoksa eşitlik kavramıyla hedef haline mi geldik? Bu konuyu sorgulamamız gerekiyor diye düşünüyorum. 


1960 yılına kadar, emeğinin karşılığını alabilmek için; ABD’nin kodaman patronları ve acımasız polisleri tarafından fabrikaya kilitlenmeleri sonucu çıkan yangın da, işçilerin yanarak feci şekilde can vermelerine neden olan Amerika'ya ne oldu da 1960’lardan sonra fikrini değiştirerek, 1857 yılında dokuma fabrikasında kasıtlı olarak çıkarılan yangında, hayatını kaybeden kadınlarını anmaya başladı. Ve Birleşmiş Milletlerin 1977 yılında 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak onaylanmasına ve uluslar arası bir nitelik kazanmasına vesile oldu...


 

Kadınlar Türkiye'de Atatürk inkılapları ile seçme- seçilme sosyal ve kültürel alanlarda çalışma hayatlarında bazı haklara sahip olsalar da ne yazık ki iş gücü olarak patronları tarafından manevi olarak ta eşleri tarafından sömürülmekteler. Çocuklardan sonra dünyanın en güzel kalbine sahip olan kadının, emeğinin gasp edilmesi, ötelenmesi, şiddete maruz kalması, tecavüzlere uğraması, cinayetlere kurban gitmesinin önüne geçilememesi ve her geçen gün daha da artması çok üzücü ve düşündürücü değil mi?


      Toplumda ikinci sınıf insan olmak kadının kaderi olmuş. Bu kader ki hangi kalemle yazılmışsa, bir türlü kadının yazılan kaderini değiştirememektedir. Eminim ki toplum olarak ta birey olarak ta kadının şiddet ve tacizlere gösterilecek tepkiler şiddete eğilimi olan insanları engelleyecektir...


    Kadınlar toplumda değerli kılınmalıdır. Değerli sanatçımız Neşet Ertaş'ın dediği gibi "Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu". Belli ki burada sanatçımız insanoğlunu dünyaya getiren insan anne'dir, kardeştir, evlattır diyor. 


M.Kemal Atatürk kadını nasıl anlatıyor...


Çift süren, tatlayı eken, ormandan odun ve keresteyi getiren...
Yağmur demeyip cephenin mühimmatını taşıyan hep onlar, hep o ilahi Anadolu kadınları olmuştur".  Derken kadının nedenli önemli ve güçlü olduğuna dikkat çekmiştir. Tarihin varoluşundan günümüze kadar her konuda fedakarlık hamuru ile yoğrulan kadın; Mertliği, savaşçılığı, cefakarlığı, zeki ve çalışkanlığı ile göz doldurmuş, bütün zorluklara rağmen pes etmemiş ve imkansızları başarmıştır.


 Kadının emeğinin sömürü hikayesi Amerika'da başlamış daha sonraları da Avrupa ve Rusya'da anılmaya devam etmiştir. Anılan insanların hazin hikayesi yüzyıllar sonra kutlamaya dönüşerek başka bir boyut kazanmıştır. Bu kutlamalar yıllarca devam edecektir. Bütün kadınlarımızın  Dünya kadınlar gününü kutluyor gereken değerin verilmesini umut ediyorum.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.