100 numaralı adam!

GÜNDEM 20.04.2020 - 18:55, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

100 numaralı adam!

100 numaralı adam filmini hatırladınız mı? Hatırlamayanlar için hatırlatalım. Bu Kemal Sunal’ın başrolde oynadığı bir filmdir. Bu filmle birlikte ülkemizde 100 numara deyimi biraz daha yaygınlaştı. Birçoğumuz 100 numaranın ne anlama geldiği bu filmle öğrendik.

Filmde ise Kemal Sunal’ın “Hayatım boyunca hiç apartman dairesinde oturmadım. Bundan sonra oturmasam da bana koymaz, ama sen bir gün benim oturduğum gecekonduya düşersen, görürüm o nazik götünü” repliği hafızalarımıza kazınmıştır.   Peki, bu 100 numara deyimi nasıl oluştu? Bunu biraz araştırdığımızda olayın Fransa’ya kadar uzandığını görüyoruz.   Modern tuvaletlerin yeni yeni yaygınlaştığı 1900'lü yıllarda Fransa'da otellerin her odasına tuvalet koyacak kadar da yaygın değildi. Dönem; her kata bir tuvaletin koyulduğu, ortak kullanım dönemi. Otellerde odalara numara verilirken ortak tuvaletlerin, normal odalarla karışmaması için nasıl numaralandırılacağı düşünülürken ortaya atılan 00 koyalım fikri kabul görmüş ve "numarasız" olarak nitelendirdikleri tuvaletleri 00'la göstermeyi uygun görmüşler.   O dönemlerde hangi sebeple orada bulunduğunu bilmediğimiz, Fransa'ya giden Türkler'in 00 numarayı 100 numara olarak algılayıp, bir hata sonucu dilimize yerleştiriyorlar. Yanlış anlaşılmanın sebebi ise bir göz bozukluğu değil, lisan kıtlığı! Zira yazılışları farklı olsa da, numarasız olarak okunup, kullanılan 00 (sans numero) terimi ile 100 (Cent) sayısının okunuşlarının aynı oluşu böyle bir yanlış anlaşılmaya sebep oluyor. Böylelikle 100 numara deyimi ülkemize yayılmış oluyor.   ***   Eskiden insanlar sevilir, eşyalar ise kullanılırdı. Gün geldi eşyalar sevilir, insanlar kullanılır oldu. Tekrardan filmimize kısa bir dönüş yapacak olursak, yüznumaralı adam tamda insanoğlunun gerçek yüzünü gözler önüne seriliyor.   İşte bazı güçlerde beş kuruş etmez adamları allayıp pullayıp bizlere kahraman gibi pazarlıyorlar. Yolda yürüyemeyen kişiler başımıza yönetici olabiliyor. Yüznumaraların yarıştığı seçimlere şahit olabiliyoruz. Bu bir süre tutabiliyor ama o insanın gerçek yüzü ortaya çıktığında ve onun düşünüldüğü kadar iyi olmadığı anlaşıldığında o kişiyi ilk satanlar ise yine o güçler oluyor! O kişinin sonunun ne olacağını umurlarında olmuyor ve kendilerine yeni yüznumara arayışı içerisine giriyorlar. Nasıl olsa onlar için kullanılmaya müsait çok insan var!   Peki, hiç düşündünüz mü kim bu 100 numaralı adamlar?   Belki bu bir milletvekili, belki bir belediye başkanı, belki de bir başkandır! Biz bunların kim olduklarını şuan göremiyoruz ama bu kişiler ne zaman görevden ayrılıyorlar, ya da aktif dinlenmeye geçiyorlar ondan sonra şanslıysak kim olduklarını görebiliyoruz. Şanslı değilsek ise 100 numaralar mahşere kalıyor!
100 numaralı adam filmini hatırladınız mı? Hatırlamayanlar için hatırlatalım. Bu Kemal Sunal’ın başrolde oynadığı bir filmdir. Bu filmle birlikte ülkemizde 100 numara deyimi biraz daha yaygınlaştı. Birçoğumuz 100 numaranın ne anlama geldiği bu filmle öğrendik.

Filmde ise Kemal Sunal’ın “Hayatım boyunca hiç apartman dairesinde oturmadım. Bundan sonra oturmasam da bana koymaz, ama sen bir gün benim oturduğum gecekonduya düşersen, görürüm o nazik götünü” repliği hafızalarımıza kazınmıştır.

 

Peki, bu 100 numara deyimi nasıl oluştu? Bunu biraz araştırdığımızda olayın Fransa’ya kadar uzandığını görüyoruz.

 

Modern tuvaletlerin yeni yeni yaygınlaştığı 1900'lü yıllarda Fransa'da otellerin her odasına tuvalet koyacak kadar da yaygın değildi. Dönem; her kata bir tuvaletin koyulduğu, ortak kullanım dönemi. Otellerde odalara numara verilirken ortak tuvaletlerin, normal odalarla karışmaması için nasıl numaralandırılacağı düşünülürken ortaya atılan 00 koyalım fikri kabul görmüş ve "numarasız" olarak nitelendirdikleri tuvaletleri 00'la göstermeyi uygun görmüşler.

 

O dönemlerde hangi sebeple orada bulunduğunu bilmediğimiz, Fransa'ya giden Türkler'in 00 numarayı 100 numara olarak algılayıp, bir hata sonucu dilimize yerleştiriyorlar. Yanlış anlaşılmanın sebebi ise bir göz bozukluğu değil, lisan kıtlığı! Zira yazılışları farklı olsa da, numarasız olarak okunup, kullanılan 00 (sans numero) terimi ile 100 (Cent) sayısının okunuşlarının aynı oluşu böyle bir yanlış anlaşılmaya sebep oluyor. Böylelikle 100 numara deyimi ülkemize yayılmış oluyor.

 

***

 

Eskiden insanlar sevilir, eşyalar ise kullanılırdı. Gün geldi eşyalar sevilir, insanlar kullanılır oldu. Tekrardan filmimize kısa bir dönüş yapacak olursak, yüznumaralı adam tamda insanoğlunun gerçek yüzünü gözler önüne seriliyor.

 

İşte bazı güçlerde beş kuruş etmez adamları allayıp pullayıp bizlere kahraman gibi pazarlıyorlar. Yolda yürüyemeyen kişiler başımıza yönetici olabiliyor. Yüznumaraların yarıştığı seçimlere şahit olabiliyoruz. Bu bir süre tutabiliyor ama o insanın gerçek yüzü ortaya çıktığında ve onun düşünüldüğü kadar iyi olmadığı anlaşıldığında o kişiyi ilk satanlar ise yine o güçler oluyor! O kişinin sonunun ne olacağını umurlarında olmuyor ve kendilerine yeni yüznumara arayışı içerisine giriyorlar. Nasıl olsa onlar için kullanılmaya müsait çok insan var!

 

Peki, hiç düşündünüz mü kim bu 100 numaralı adamlar?

 

Belki bu bir milletvekili, belki bir belediye başkanı, belki de bir başkandır! Biz bunların kim olduklarını şuan göremiyoruz ama bu kişiler ne zaman görevden ayrılıyorlar, ya da aktif dinlenmeye geçiyorlar ondan sonra şanslıysak kim olduklarını görebiliyoruz. Şanslı değilsek ise 100 numaralar mahşere kalıyor!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.