Toplumsal Cinsiyetçi İş Bölümü!
Toplumsal Cinsiyetçi İş Bölümü!
“Elinin hamuruyla erkek işine karışma, erkek değil misin yap işte!” gibi toplumu ayrıştıran cümleleri hep duyarız. Ve maalesef daha çok duymaya da devam edeceğiz gibi duruyor. Bu gibi ötekileştirici sözler artık toplum tarafından kabul edilmiş ve deyim haline gelmiştir.
“Elinin hamuruyla erkek işine karışma, erkek değil misin yap işte!” gibi toplumu ayrıştıran cümleleri hep duyarız. Ve maalesef daha çok duymaya da devam edeceğiz gibi duruyor. Bu gibi ötekileştirici sözler artık toplum tarafından kabul edilmiş ve deyim haline gelmiştir.
TV’nin insanlara yarardan çok zarar getirdiğini düşündüğüm için istisnalar hariç TV izlemiyorum. Ama geçenlerde tesadüfen bir TV reklamına denk geldim. Reklamda, “Saçımızda uzun, aklımızda.”sloganı vardı. Bunu duyunca birden yüzüm kızardı, tuhaf oldum, kadını ötekileştiren böyle reklam olmaz olsun dedim. Ve diğer taraftan TV'de erkeğin daha güçlüğü olduğunu ifade eden replikler, filmler, reklamlar bilinçli bir şekilde hafızalara işlenmeye devam ediyor.
Kadına adeta senin doğandaçalışmaya, düşünmeye yer yok, sen ne yapıyorsan dört duvar arasında yap, baskısı yapılıyor. Buna bir dizi örneği verecek olursak, benim bir sahnesini bile izlemeye tahammül edemediğim “Yeni Gelin” diye saçma sapan bir dizi var. Bu dizi gerçekten çağ dışı, kime, kimlere hizmet ettiği aşikar! Buna ekstra olarak “Ben Bilmem Eşim Bilir” yarışmasını da ekleyebiliriz.
Ayrıca kadını dört duvar arasına tıkayarak erkeğe de haddinden fazla rol biçiliyor. Sen erkeksin yaparsın, erkek değilmisin, yap, bul, getir gibi cümlelerle erkek baskılandıkça baskılanıyor. Bazı olaylar da ise erkek yaptığında övünç duyulurken, aynı durumu kadın yaptığındaaşağılanarak hor görülüyor. Bu konuya örnek vermek istemiyorum, şayet siz örnekleri ben yazmadan tahmin ettiniz.
Değerler istismar ediliyor
İnsanların avcılık ve toplayıcılık yaptığı ilkel dönemde, yani özel mülkiyetin olmadığı dönemlerde kadın ve erkeğin konumu arasında bir farkın olmadığınıgörüyoruz. Ancak daha sonra insanların hayvancılık ve ziraatla uğraşmaya başladığı dönemlerde ayrışmanın başladığı açıkça görülüyor. Özel mülkiyetin de ortaya çıkmasıyla birlikte kadın bu ikincil konumundan dolayı savaş sonrası ganimet durumuna gelmiş ve gittikçe değersizleşmiştir.
Sonraki süreçlerde üretim modelleri gelişse de kadının ikincil rolü devam etmiştir.Erkeği, kadını, çocuğu yeri geldiğinde yaşlıyı bile sömüren Batı kültürü, bütün varlık ve değerleri yüzyıllardır istismar etmiş ve etmeye de devam ediyor. Bizler de TV ve sinemalarda kahkaha atarak izliyoruz! İyi seyirler Türkiye'm!
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.