Pandılları Kırdık Ama Hiç Oralı Değiliz!

YAŞAM 25.05.2019 - 00:33, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

Pandılları Kırdık Ama Hiç Oralı Değiliz!

Hani meşhur bir söz vardır ya, "Emanet atın pandılı yokuş çıkarken kırılır." diye! Bizler maalesef pandılları kırdık ama bunu bir türlü kabullenemiyoruz. Hep kabahati başkasında arayıp duruyoruz.

Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayıp en ufak bir sorunda veryansınlar ediyoruz. Geleceği planlayarak değil, anlık reflekslerle hareket ediyoruz. Örneğin x bankadan kredi çıkarsa araç alıyoruz veya kredi çekip tatile gidiyoruz. Hayatımız boyunca hep bir şeylere bağımlı halde yaşayıp eşe dosta özgürüz imajları veriyoruz. Mutsuz da olsak illaki mutluyuz pozunu oraya buraya yapıştırıyoruz. Tabii ki bu hareketimizle kendimizi kandırmanın ötesine geçemediğimiz gibi onun bunun maskarası haline geliyoruz. İşin en acı tarafı ise bizi bizden başka kimsenin düşünmemesi oluyor… Bazı Esnaf Odaları Kapatılmalı! Şehrimizde gerçekten bazı Esnaf Odaları gereksiz! Gidersin muhatap bulamazsın, telefon edersin telefona bakmadığı gibi dönüşte yapmaz. Yıl boyunca yapmış olduğu faaliyetlere bakarsın para tahsilatının dışında sadece bilgisayarı açıp kapamış. Esnaflarla muhatap olmadığı gibi kimlerin ne yaptığını da bilmez. Hadi çık sana bağlı esnafların sorunlarını dile getir dersin, “Hele dur kardeş, çok işimiz var.” naraları atmaktan kendini alıkoyamaz. Gerçekten esnaflarımız bunu hak etmiyor. Esnafın aidat borcu olduğunda işini yapmadıkları gibi “Siz aidat ödemezseniz bu oda nasıl hizmet etsin.” derler ama kime neye hizmet ettikleri bilinmez.   “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” sözünden yola çıkacak olursak bizler böyle istediğimiz için mi onlar o koltuklarda oturuyor? Yoksa bana değmeyen yılan bin yaşasın düşüncesinde hareket ettiğimiz için mi? Suçun büyük bir kısmı biz esnaflarda! Atadan gelen bir gelenektir, biz onları yöneteceğimiz yerde onların bizi yönetmesine izin veririz. Veririz vermesine ama işi baştan kaybediyoruz, nerede o eski yöneticiler? Nerede o Hz. Ömer’in adaleti? Düşünün bir il müftüsü bile iftar verirken protokole ayrı protokol şoförlerine ayrı yemek çıkarttırıyorsa varın gerisini siz düşünün! Geçenlerde bir araştırma şirketi İslam’a en uygun yaşayan ülkeleri açıkladı. Bu ülkeler arasında 95.sıradan kendimize yer bulduk. Ülke olarak Müslümanız diyoruz ama bu sadece dilde kalıyor! Bizler gerçekten şahsi işi olduğunda devlet mumunu söndürüp, kendi mumunu yakan, ona buna değil herkese eşit davranan Hz. Ömer’in anlayışını çok özledik!
Hani meşhur bir söz vardır ya, "Emanet atın pandılı yokuş çıkarken kırılır." diye! Bizler maalesef pandılları kırdık ama bunu bir türlü kabullenemiyoruz. Hep kabahati başkasında arayıp duruyoruz.

Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayıp en ufak bir sorunda veryansınlar ediyoruz. Geleceği planlayarak değil, anlık reflekslerle hareket ediyoruz. Örneğin x bankadan kredi çıkarsa araç alıyoruz veya kredi çekip tatile gidiyoruz. Hayatımız boyunca hep bir şeylere bağımlı halde yaşayıp eşe dosta özgürüz imajları veriyoruz. Mutsuz da olsak illaki mutluyuz pozunu oraya buraya yapıştırıyoruz. Tabii ki bu hareketimizle kendimizi kandırmanın ötesine geçemediğimiz gibi onun bunun maskarası haline geliyoruz. İşin en acı tarafı ise bizi bizden başka kimsenin düşünmemesi oluyor…

Bazı Esnaf Odaları Kapatılmalı!

Şehrimizde gerçekten bazı Esnaf Odaları gereksiz! Gidersin muhatap bulamazsın, telefon edersin telefona bakmadığı gibi dönüşte yapmaz. Yıl boyunca yapmış olduğu faaliyetlere bakarsın para tahsilatının dışında sadece bilgisayarı açıp kapamış. Esnaflarla muhatap olmadığı gibi kimlerin ne yaptığını da bilmez. Hadi çık sana bağlı esnafların sorunlarını dile getir dersin, “Hele dur kardeş, çok işimiz var.” naraları atmaktan kendini alıkoyamaz. Gerçekten esnaflarımız bunu hak etmiyor. Esnafın aidat borcu olduğunda işini yapmadıkları gibi “Siz aidat ödemezseniz bu oda nasıl hizmet etsin.” derler ama kime neye hizmet ettikleri bilinmez.  

“Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” sözünden yola çıkacak olursak bizler böyle istediğimiz için mi onlar o koltuklarda oturuyor? Yoksa bana değmeyen yılan bin yaşasın düşüncesinde hareket ettiğimiz için mi? Suçun büyük bir kısmı biz esnaflarda! Atadan gelen bir gelenektir, biz onları yöneteceğimiz yerde onların bizi yönetmesine izin veririz. Veririz vermesine ama işi baştan kaybediyoruz, nerede o eski yöneticiler? Nerede o Hz. Ömer’in adaleti?

Düşünün bir il müftüsü bile iftar verirken protokole ayrı protokol şoförlerine ayrı yemek çıkarttırıyorsa varın gerisini siz düşünün! Geçenlerde bir araştırma şirketi İslam’a en uygun yaşayan ülkeleri açıkladı. Bu ülkeler arasında 95.sıradan kendimize yer bulduk. Ülke olarak Müslümanız diyoruz ama bu sadece dilde kalıyor! Bizler gerçekten şahsi işi olduğunda devlet mumunu söndürüp, kendi mumunu yakan, ona buna değil herkese eşit davranan Hz. Ömer’in anlayışını çok özledik!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.