Gerçek Dışı Hayatlar!
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
20.12.2017 - 21:32, Güncelleme:
30.06.2021 - 18:34
Gerçek Dışı Hayatlar!
Yaptığımız her şey artık bir mağazanın vitrini gibi… O vitrinde sahip olduğumuz şeyleri, sevgilimizi, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı, yediklerimizi, gittiğimiz yerleri sergiliyoruz. O ”mükemmel ve herkesin sahip olmak istediği” hayatı birbirimizin gözlerinin önüne seriyoruz. Birbirimize gösteremediğimiz şeylerde var tabi mesela ”kendimiz”.
Çoğu insan gece uyurken bile cep telefonunu açık bırakıyor, uyumadan önce sabah kalktığında telefonunu ulaşabileceği en yakın yere koyuyor. Gün içeresinde çok yorulmuş, uykusu aşırı derecede gelmiş olmasına rağmen direniyor uykusuna, biraz daha bakmak istiyor sosyal medyada ki ”mükemmel” hayatlara, daha çok onlara benzemek istiyor, onlar gibi ”sorunsuz ve mutlu” bir hayat isteyerek kendini mutsuzlaştırıyor. Her birimizin hayatı gittikçe gerçeklikten uzaklaşmaya başlıyor her birimiz o dönem ne moda olmuşsa onu giyiyor, o dönem ne yemek modaysa onu yiyor, o dönem neresi popülerse orada alıyoruz soluğu. Kendimizi kaybediyoruz kısacası, herkesleşiyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki kendimizin kim olduğunu, nelerden mutlu olduğumuzu unutmuşuz özetle kendimizi unutmuşuz. Yaptığımız her şey artık bir mağazanın vitrini gibi...
Kendimizi ve aslında kim olduğumuzu asla göstermiyoruz. Gerçekte kim olduğumuz fazla ”beğeni” almaz diye sanırım. Hayatında diğer insanlar ve hayvanlar için en ufak fedakarlıkta bulunmamış, başkasının iyiliği için tek bir şey yapmamış insanlar, ”sosyal medyada” bir bakıyoruz ki dünya meleği olmuşlar. Paylaşılan kampanyalar, kötü bir olay olduğunda anında sitelerden kınayıcı paylaşımlar vs. Acaba gerçek hayatta da öyleler mi? Hiç bir hayvan barınağına gittiler mi mesela? Ya da sokakta yardıma ihtiyacı olanlara yardım ettiler mi? Yoksa onlar sadece ”sanalda mı iyi insanlar?”
Ece Kayhan
Yaptığımız her şey artık bir mağazanın vitrini gibi… O vitrinde sahip olduğumuz şeyleri, sevgilimizi, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı, yediklerimizi, gittiğimiz yerleri sergiliyoruz. O ”mükemmel ve herkesin sahip olmak istediği” hayatı birbirimizin gözlerinin önüne seriyoruz. Birbirimize gösteremediğimiz şeylerde var tabi mesela ”kendimiz”.
Çoğu insan gece uyurken bile cep telefonunu açık bırakıyor, uyumadan önce sabah kalktığında telefonunu ulaşabileceği en yakın yere koyuyor. Gün içeresinde çok yorulmuş, uykusu aşırı derecede gelmiş olmasına rağmen direniyor uykusuna, biraz daha bakmak istiyor sosyal medyada ki ”mükemmel” hayatlara, daha çok onlara benzemek istiyor, onlar gibi ”sorunsuz ve mutlu” bir hayat isteyerek kendini mutsuzlaştırıyor. Her birimizin hayatı gittikçe gerçeklikten uzaklaşmaya başlıyor her birimiz o dönem ne moda olmuşsa onu giyiyor, o dönem ne yemek modaysa onu yiyor, o dönem neresi popülerse orada alıyoruz soluğu. Kendimizi kaybediyoruz kısacası, herkesleşiyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki kendimizin kim olduğunu, nelerden mutlu olduğumuzu unutmuşuz özetle kendimizi unutmuşuz. Yaptığımız her şey artık bir mağazanın vitrini gibi...
Kendimizi ve aslında kim olduğumuzu asla göstermiyoruz. Gerçekte kim olduğumuz fazla ”beğeni” almaz diye sanırım. Hayatında diğer insanlar ve hayvanlar için en ufak fedakarlıkta bulunmamış, başkasının iyiliği için tek bir şey yapmamış insanlar, ”sosyal medyada” bir bakıyoruz ki dünya meleği olmuşlar. Paylaşılan kampanyalar, kötü bir olay olduğunda anında sitelerden kınayıcı paylaşımlar vs. Acaba gerçek hayatta da öyleler mi? Hiç bir hayvan barınağına gittiler mi mesela? Ya da sokakta yardıma ihtiyacı olanlara yardım ettiler mi? Yoksa onlar sadece ”sanalda mı iyi insanlar?”
Ece Kayhan
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.