Fransız Kadınlarının 6 Sırrı!

DİZİ - FİLM 15.04.2019 - 08:41, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

Fransız Kadınlarının 6 Sırrı!

Fazla sıkıntıya girmeden, formda kalabilmek adına Fransız kadınlarının alışkanlıklarını benimsemek...

Turistler, sürekli inanılmaz miktarlarda peynirle birlikte çikolata yiyen ve şarap tüketen Fransız kadınlarının bu denli ince ve zarif kalmayı nasıl başardıklarını merak ederler. Diyet takıntılarının olmaması ya da spor salonlarında yorucu egzersizlerle uğraşmadıkları düşünüldüğünde, durum daha da şaşırtıcı. Sırları ise, yemek yemeğe karşı, çocukluklarından beri takındıkları tutum. Kutsal bir konsept olarak yemek yemek Bu, muhtemelen her Fransız kadınının başlıca sırrı. Yemek yemeye saygı ile yaklaşmak, abur cubur yemelerine ya da ayaküstü bir şeyler atıştırmalarına izin vermiyor. Fransızların yemeye takıntılı olduklarını düşünebilirsiniz; ancak takıntıları miktarlara değil, mükemmelliğe ve güzelliğe. Fransız kadınları, öğle ve akşam yemeklerini genelde restoranlarda, küçük porsiyonların, şarabın ve iyi bir sohbetin eşliğinde yerler. Fransız kadını kaliteyi seçer Fransız kadınları, en iyiyi, en tazeyi ve en seçkini tercih ederler. Prensipleri, daha fazlayı ve daha ucuzu değil; daha pahalıyı ve daha iyiyi seçmektir. Alternatif yoktur; büyük bir porsiyon ucuz bir dondurma değil, birkaç parça kaliteli bitter çikolata ya da hafif bir el yapımı kektir. Fransız kadını, kalitesi bilinmeyen ucuz bir tavuk yerine, daima taze balık tercih eder. Fransız kadını çatalını tabağının üzerine bırakır Hiçbir Fransız kadını, kaşığı ağzına ardı ardına koyarak yemeğini, vücuduna ‘yakıt doldurma’ ritüeline dönüştürmez. Yavaşça, her bir lokmanın tadına vararak ve masasında oturan arkadaşı ile konuşmak için ara vererek, sıradan bir yemeği, lezzetin ve refakatin kutlamasına dönüştürür. Yemek konusunda kendine karşı daima dürüsttür, ama kendine bir şeyi asla yasaklamaz Bir Fransız kadını, kaz ciğerinin ya da Brie peynirinin oldukça yağlı yiyecekler olduğunun farkındadır. Günde iki kez kruvasan ya da taze ekmek yediğinde asla formda kalamayacağını bilir. Ama yine de kendisine hiçbir şeyi yasaklamaz. Tamamen yoklukla acı çekmektense, sevdiği şeyden azar azar yemeyi tercih eder. Küçük hazlardan asla pişmanlık duymazlar.   Fransız kadını ölçülü ve dengelidir Fransız kadını, kendini lezzetli bir şeylerle şımartma ile zevkine düşkünlük arasındaki farkı iyi bilir. Formda kalmak istiyorsa eğer, tek bir günde pasta, peynir ve ekmek yemez. Kendilerine küçük hazları yasaklamazlar; ancak inceliğin, yalnızca ölçülü ve dengeli olmayla korunabileceğini anlarlar.  
Fazla sıkıntıya girmeden, formda kalabilmek adına Fransız kadınlarının alışkanlıklarını benimsemek...

Turistler, sürekli inanılmaz miktarlarda peynirle birlikte çikolata yiyen ve şarap tüketen Fransız kadınlarının bu denli ince ve zarif kalmayı nasıl başardıklarını merak ederler. Diyet takıntılarının olmaması ya da spor salonlarında yorucu egzersizlerle uğraşmadıkları düşünüldüğünde, durum daha da şaşırtıcı. Sırları ise, yemek yemeğe karşı, çocukluklarından beri takındıkları tutum.

Kutsal bir konsept olarak yemek yemek

Bu, muhtemelen her Fransız kadınının başlıca sırrı. Yemek yemeye saygı ile yaklaşmak, abur cubur yemelerine ya da ayaküstü bir şeyler atıştırmalarına izin vermiyor. Fransızların yemeye takıntılı olduklarını düşünebilirsiniz; ancak takıntıları miktarlara değil, mükemmelliğe ve güzelliğe. Fransız kadınları, öğle ve akşam yemeklerini genelde restoranlarda, küçük porsiyonların, şarabın ve iyi bir sohbetin eşliğinde yerler.

Fransız kadını kaliteyi seçer

Fransız kadınları, en iyiyi, en tazeyi ve en seçkini tercih ederler. Prensipleri, daha fazlayı ve daha ucuzu değil; daha pahalıyı ve daha iyiyi seçmektir. Alternatif yoktur; büyük bir porsiyon ucuz bir dondurma değil, birkaç parça kaliteli bitter çikolata ya da hafif bir el yapımı kektir. Fransız kadını, kalitesi bilinmeyen ucuz bir tavuk yerine, daima taze balık tercih eder.

Fransız kadını çatalını tabağının üzerine bırakır

Hiçbir Fransız kadını, kaşığı ağzına ardı ardına koyarak yemeğini, vücuduna ‘yakıt doldurma’ ritüeline dönüştürmez. Yavaşça, her bir lokmanın tadına vararak ve masasında oturan arkadaşı ile konuşmak için ara vererek, sıradan bir yemeği, lezzetin ve refakatin kutlamasına dönüştürür.

Yemek konusunda kendine karşı daima dürüsttür, ama kendine bir şeyi asla yasaklamaz

Bir Fransız kadını, kaz ciğerinin ya da Brie peynirinin oldukça yağlı yiyecekler olduğunun farkındadır. Günde iki kez kruvasan ya da taze ekmek yediğinde asla formda kalamayacağını bilir. Ama yine de kendisine hiçbir şeyi yasaklamaz. Tamamen yoklukla acı çekmektense, sevdiği şeyden azar azar yemeyi tercih eder. Küçük hazlardan asla pişmanlık duymazlar.  

Fransız kadını ölçülü ve dengelidir

Fransız kadını, kendini lezzetli bir şeylerle şımartma ile zevkine düşkünlük arasındaki farkı iyi bilir. Formda kalmak istiyorsa eğer, tek bir günde pasta, peynir ve ekmek yemez. Kendilerine küçük hazları yasaklamazlar; ancak inceliğin, yalnızca ölçülü ve dengeli olmayla korunabileceğini anlarlar.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.