En Tuhaf Vergiler!
En Tuhaf Vergiler!
Tarih boyunca yaşanan en garip vergilendirme olaylarını açıklıyoruz.
Tarih boyunca yaşanan en garip vergilendirme olaylarını açıklıyoruz.
İte tarihteki en tuhaf vergiler…
Yemeklik yağ vergisi
Tarihteki en tuhaf vergiler listemizin başında Eski Mısır’da yaşanan bir vergilendirme olayı yer alıyor. Eski Mısır firavunları, tebaalarını vergilendirmeye gelince ortalıkta dolaşmadılar. Vergi kaçırma ve yanlış beyanlar kırbaçlama veya ölümle cezalandırılıyordu. Bununla birlikte bir yazıcılar ordusu, tahıldan biraya, Nil boyunca nakliyeye kadar her şey için vergi ödenmesini sağlamakla görevlendirildi. Ve bütçe bilincine sahip olan birisi, yemeklik yağı yeniden kullanmak istiyorsa yazıcılara dikkat etmesi gerekiyordu. Çünkü yemeklik yağın geri dönüşümü yasalara aykırıydı ve yazıcılar kullanılmış yağ için evleri ararlardı. Buldukları takdirde sert bir uyarıda bulunup ev sahibini taze yağ almaya ve uygun vergiyi ödemeye zorlarlardı.
İdrar vergisi
Antik Roma’nın umumi tuvaletlerinde idrar toplayıcıları bulunurdu. Amonyak bakımından zengin olan idrar; yün üretimi, yünlü gazın temizlenmesi ve beyazlatılması, bronzlaşma ve dişlerin beyazlatılması dahil olmak üzere bir dizi işlemde kullanıldı. Bu yüzden İmparator Vespasian kasasını doldurması gerektiğinde, tüm halka, idrar satın alanlar tarafından ödenmek üzere idrara bir vergi koymaya karar verdi. Günümüzde hala kullanılan Latince “Pecunia non olet (para kokmaz)” ifadesi Vespasian’a atfedilir. Vespasian, MS 79 yılında şiddetli bir ishal yüzünden öldü. Ölmeden önce tuhaf bir şekilde “Sevgili ben, sanırım bir tanrı oluyorum.” diye bağırdı.
Tarihteki en tuhaf vergiler arasında yer alan bu olay, insanı şok ediyor değil mi?
Korkaklık vergisi
Orta Çağ İngiltere’sindeki bir şövalye, bir savaşta savaşmak istemiyorsa para ödeyerek o savaşa katılmayabilirdi. “Korkaklık vergisi” olarak adlandırılan bu ödeme, şövalyenin belirli bir savaştaki askerlik hizmetini atlamasına izin veriyordu. 1199’dan 1216’ya kadar hüküm süren Kral John, bu vergiyi kötüye kullandı ve ülke savaşta olmasa bile sık sık talep etti.
Bekarlık vergisi
Roma’nın ilk imparatoru Augustus, üç veya daha fazla çocuğu olan aileleri (tercihen oğulları olan) ödüllendirirken, 38 yaşından büyük bekar erkekleri bekarlık vergisi ile vurdu. Ayrıca bu kişilerin halka açık oyunlara katılmalarını yasakladı. İmparator, Lex Julia de maritandis ordinibus (Julian ailesi tarafından getirilen eski bir Roma yasası) ile çocuksuz evlilikleri ve bekarlığı yasakladı. Tarih boyunca benzer vergiler kondu. 1695’te İngiliz parlamentosu, 25 yaşın üzerindeki bekarlara ve çocuksuz dullara vergi koydu. 1941’den 1990’a kadar Sovyetler Birliği, azalan demografiyle mücadele etmek için bekarları ve küçük aileleri vergilendirdi.
Düşmana özel vergi
Oliver Cromwell, Britanya Adaları’nı Lord Koruyucu olarak yönetirken kraliyetçiler ile arasında sorunlar vardı. Bu nedenle onları kontrol altında tutmak için milisler yetiştirmesi gerekiyordu. Sonuç olarak milislerin parasını ödeme konusunda yeni bir çözüm buldu. Düşmanlarına vergi koydu. Kraliyetçilere ise “desimasyon vergisi” olarak bilinen 10’luk bir gelir vergisi koydu. Sonuçta, komplocu kraliyetçiler olmasaydı milislerin finansmana ihtiyacı olmayacaktı.
Tarihteki en tuhaf vergiler arasında bulunan bu vergi, “Allah düşmanıma bile vermesin” diye düşünmemize neden oluyor.
Sakal vergisi
İngiltere Kralı VIII. Henry’nin, kanıtlanmamış olmasına rağmen sakallara vergi getirdiği iddia edilir. Ancak 1698’de, Peter the Great olarak bilinen Rus Çarı 1. bilinen Rusya’yı Batı Avrupa’nın temiz tıraş trendine hazırlamak amacıyla, yıllık sakal vergisi koydu. Fakirlerin yılda sadece 2 kopek karşılığında sakal bırakmalarına izin veriliyordu. Zengin vatandaşlar ise 100 ruble ödemek zorundaydı. Sakallı vergi kaçakçıları polis tarafından zorla tıraş edilebilirken, vergiyi ödeyenlere bakır bir jeton verilirdi. Bu bakır jeton sakallarının vergisinin ödendiğini kanıtlıyordu.
Pencere vergisi
Pencere vergisi, vatandaşları mevcut servetlerine göre vergilendirmenin bir yolu olarak 1696’da İngiltere’de uygulandı. Daha fazla pencere, daha büyük bir ev anlamına geliyordu. Bu nedenle mal sahibi, daha az pencereli daha küçük bir evde daha yoksul veya evsiz bir insandan daha fazla vergi ödemek zorunda kalacaktı. Teorik olarak mantıklıydı, ancak planlandığı kadar iyi sonuç vermedi. Çünkü pencerenin tanımı meseleyi karmaşık bir hale getirdi. Bazı insanlar, pencere olarak nitelendirilemeyen çeşitli duvar tabanlı açıklıklar için vergilendirildi. Diğer ev sahipleri vergiyi ödemekten kaçınmak için pencerelerini kapadılar. Bu da, zayıf ışık ve yetersiz havalandırmaya neden oldu. İnsanlar tifüs, çiçek hastalığı ve kolera gibi sağlık sorunlarına yakalandılar. Daha sonra vergi 1851’de kaldırıldı. Böylece pencere vergisi, tarihteki en tuhaf vergiler arasında yerini aldı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.