Dünya’ya Yön Veren Kadınlar!
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
06.03.2018 - 08:34, Güncelleme:
30.06.2021 - 18:34
Dünya’ya Yön Veren Kadınlar!
Bin türlü zorluklara karşı gelen kadınların hikâyesini gazeteci Rachel Swaby, "Dikbaşlılar: Bilimi ve Dünyayı Değiştiren 52 Kadın" adlı kitabında topladı, Koç Üniversitesi Yayınları da Türkçe'ye kazandırdı. İşte nice yeni bilim insanına ilham veren kadınlar...
Mary Putnam Jacobi (1842-1906)
Fransa'daki Ecole de Medecine'e kabul edilen ilk kadın. Derslere başka kapıdan girmek, sadece profesörlerin yanında oturmak şartıyla... Bilim dünyasını etkileyen Harvard'lı Prof. Edwar Clarke "Üniversite veya yüksek okul okuyan kadınlar çok çalışmaktan kısır oluyor" deyip kadınların üniversite yolunu kapatıyordu. Jacobi, objektif ve inkâr edilemez bir araştırmayla bu tezi çürüttü ve kadınlara cesaret verdi.
Anna Wessels Williams (1863-1954)
31 yaşındayken milyonlarca çocuğun ölümüne neden olan bulaşıcı difteriye ait bir bakteri enfeksiyonunu durduran formülü buldu. Üstelik bu formül ucuz olduğundan herkesin faydalanmasını sağladı. Ardından kuduz hastalığının teşhisinin nasıl yapılacağına dair önemli bir adım attı. Ancak difteride de kuduz teşhisinde de adı neredeyse hiç duyulmadı. 1934'te vali kendisini zorla emekliye ayırdı.
Virginia Apgar (1909-1974)
Cebinde hep küçük bir cep bıçağı, endotrakeal tüp ve larengoskop olurdu ki birinin soluk borusunu acilen açması gerekir diye... Yeni gelişen anestezi alanında eğitim aldıktan sonra bu dalı önemli bir departman haline getirmesi için müdür yapıldı, başardığında yerine bir erkek getirildi. Daha sonra yenidoğan ölümlerinin sebebini araştırdı ve bebeklere doğumdan sonra muayene yapılmadığını fark etti. Müdahaleyle kurtarılabilecek bebekler de ölüyordu! Muayene sistemiyle ölümleri azalttı, kalıtsal doğum hasarlarıyla ilgili yanlış bilinenlerde farkındalık yarattı.
Nettie Stevens (1861-1912)
20'nci yüzyıla dek bebeğin cinsiyetinde sıcaklığın, diyetin veya yatağın hangi tarafından kalkıldığının etkili olduğu düşünülüyordu. Steven, 1905'te cinsiyeti belirleyen şeyin kromozomların döllenme sırasındaki kombinasyonu olduğunu gördü. Tüm bunları kurtların ve kelebeklerin eşey organlarını ayrıştırıp buldu. Ancak bu sonucu dünyaya kabul ettirmek epey zaman aldı.
Rita Levi-Montalcini (1909-2012)
Bir defasında araştırması için çantası ve ceplerinde sakladığı fareleri gizlice uçağa sokmuş, yokluktan bir tığı törpüleyerek neştere dönüştürmüş, bilim uğruna evlenmemiş. Bilime bu denli tutkulu... Levi-Montalcini sinir hücrelerinin çoğaldığını, büyüdüğünü ve öldüğünü keşfetti. Bu çalışmsı da deri nakli ve hasarlı omuriliğin korunmasına dek birçok önemli vakaya etki etti.
Annie Jump Cannon (1863-1941)
Kariyeri boyunca gökbilimci Annie Jump Cannon ölümünden sonra bile herkesten fazla yıldız derleyen kişi unvanını korumayı sürdürdü. Yaklaşık 400 bin! Cannon ilk gözlemevini evinin çatısına kurdu, daha sonra Harvard College Gözlemevi'nde çalışmaya başladı. O yıldız spektrumlarını topladıkça, diğer bilim insanları bunlardan bilgi elde etmenin yollarını arar oldu. Cannon yaşamı boyunca çok fazla ödülle onurlandırıldı.
İrene Joliot-Curie (1897-1956)
Nobelli Marie ve Pierre Curie'nin kızı Joliot-Curie, ailesinin izinden devam etti. Hastanelere vücuttaki şarapnellerin kolay bulunması için X-ışını teknolojisini öğretti. Kendisi gibi bilim insanı olan eşiyle 3 kere Nobel'in kıyısından döndü. Çift şimdiye dek yapay yollarla üretilmiş ilk radyoaktif elementi keşfetti ve 1935'te Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı. Fransa'da kadınların oy verme hakkı yokken Joliot-Curie ilk kadın kabine üyelerinden biri oldu. Maruz kaldığı X-ışınları yüzünden lösemi hastalığından öldü.
Maria Sibylla Merian (1647-1717)
Merian ilk böcek bilimcilerden biri. Çocukluğundan beri böceklere bakmayı ve resmetmeyi seven Merian, 1670'te böceklerin başkalaşımını resmedip yanına notlar aldığı iki ciltlik bir yapıt hazırladı. Doğa bilim böcekler üzerinde bu kadar durmazken... 52 yaşındayken kızıyla Surinam'a gidip 5 yıl boyunca zehirliler de dahil olmak üzere böcekleri inceledi. Ardından numune toplamak için tek başına yağmur ormanlarına gitti. Merian böcek biliminde gözlem ve belgelemede çığır açtı.
Sally Ride (1951-2012)
8 bin 79 kişinin arasında uzay programına seçilen astrofizikçi Ride, uzaya giden İlk kadın. Böylece NASA'da kadınların ve siyahilerin uçuşuna karşı önyargıyı kırmış oldu. Kendisi gökyüzünden uyduları sürüklemek için kullanılan 408 kilogramlık robot kolunu hareket ettirmede uzmandı. 1982'de İnfilak eden uzay mekiğinde NASA'nın ihmallerini ortaya çıkardı.
Marie Tharp (1920-2006)
1910'da kıtaların bir zamanlar birleşik olduğu fikri ortaya atılmış ancak kanıtlanamadığından ciddiye bile alınmamıştı. Marie Tharp bu ikrin peşini bırakmadı. Çalışmalar yaparken meslektaşları "Kadın saçmalığı" deyip onu dışladı. Tharp okyanus tabanını haritalandırdı ve depremlerin Orta Atlantik şeridini takip ettiğini gördü. Parçalar birbirine uyuyordu, kıtasal kaymalargerçekti! Yine de bu görüşü yayması uzun sürdü ancak bugün onun dediği kabul görüyor.
Bin türlü zorluklara karşı gelen kadınların hikâyesini gazeteci Rachel Swaby, "Dikbaşlılar: Bilimi ve Dünyayı Değiştiren 52 Kadın" adlı kitabında topladı, Koç Üniversitesi Yayınları da Türkçe'ye kazandırdı. İşte nice yeni bilim insanına ilham veren kadınlar...
Mary Putnam Jacobi (1842-1906)
Fransa'daki Ecole de Medecine'e kabul edilen ilk kadın. Derslere başka kapıdan girmek, sadece profesörlerin yanında oturmak şartıyla... Bilim dünyasını etkileyen Harvard'lı Prof. Edwar Clarke "Üniversite veya yüksek okul okuyan kadınlar çok çalışmaktan kısır oluyor" deyip kadınların üniversite yolunu kapatıyordu. Jacobi, objektif ve inkâr edilemez bir araştırmayla bu tezi çürüttü ve kadınlara cesaret verdi.
Anna Wessels Williams (1863-1954)
31 yaşındayken milyonlarca çocuğun ölümüne neden olan bulaşıcı difteriye ait bir bakteri enfeksiyonunu durduran formülü buldu. Üstelik bu formül ucuz olduğundan herkesin faydalanmasını sağladı. Ardından kuduz hastalığının teşhisinin nasıl yapılacağına dair önemli bir adım attı. Ancak difteride de kuduz teşhisinde de adı neredeyse hiç duyulmadı. 1934'te vali kendisini zorla emekliye ayırdı.
Virginia Apgar (1909-1974)
Cebinde hep küçük bir cep bıçağı, endotrakeal tüp ve larengoskop olurdu ki birinin soluk borusunu acilen açması gerekir diye... Yeni gelişen anestezi alanında eğitim aldıktan sonra bu dalı önemli bir departman haline getirmesi için müdür yapıldı, başardığında yerine bir erkek getirildi. Daha sonra yenidoğan ölümlerinin sebebini araştırdı ve bebeklere doğumdan sonra muayene yapılmadığını fark etti. Müdahaleyle kurtarılabilecek bebekler de ölüyordu! Muayene sistemiyle ölümleri azalttı, kalıtsal doğum hasarlarıyla ilgili yanlış bilinenlerde farkındalık yarattı.
Nettie Stevens (1861-1912)
20'nci yüzyıla dek bebeğin cinsiyetinde sıcaklığın, diyetin veya yatağın hangi tarafından kalkıldığının etkili olduğu düşünülüyordu. Steven, 1905'te cinsiyeti belirleyen şeyin kromozomların döllenme sırasındaki kombinasyonu olduğunu gördü. Tüm bunları kurtların ve kelebeklerin eşey organlarını ayrıştırıp buldu. Ancak bu sonucu dünyaya kabul ettirmek epey zaman aldı.
Rita Levi-Montalcini (1909-2012)
Bir defasında araştırması için çantası ve ceplerinde sakladığı fareleri gizlice uçağa sokmuş, yokluktan bir tığı törpüleyerek neştere dönüştürmüş, bilim uğruna evlenmemiş. Bilime bu denli tutkulu... Levi-Montalcini sinir hücrelerinin çoğaldığını, büyüdüğünü ve öldüğünü keşfetti. Bu çalışmsı da deri nakli ve hasarlı omuriliğin korunmasına dek birçok önemli vakaya etki etti.
Annie Jump Cannon (1863-1941)
Kariyeri boyunca gökbilimci Annie Jump Cannon ölümünden sonra bile herkesten fazla yıldız derleyen kişi unvanını korumayı sürdürdü. Yaklaşık 400 bin! Cannon ilk gözlemevini evinin çatısına kurdu, daha sonra Harvard College Gözlemevi'nde çalışmaya başladı. O yıldız spektrumlarını topladıkça, diğer bilim insanları bunlardan bilgi elde etmenin yollarını arar oldu. Cannon yaşamı boyunca çok fazla ödülle onurlandırıldı.
İrene Joliot-Curie (1897-1956)
Nobelli Marie ve Pierre Curie'nin kızı Joliot-Curie, ailesinin izinden devam etti. Hastanelere vücuttaki şarapnellerin kolay bulunması için X-ışını teknolojisini öğretti. Kendisi gibi bilim insanı olan eşiyle 3 kere Nobel'in kıyısından döndü. Çift şimdiye dek yapay yollarla üretilmiş ilk radyoaktif elementi keşfetti ve 1935'te Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı. Fransa'da kadınların oy verme hakkı yokken Joliot-Curie ilk kadın kabine üyelerinden biri oldu. Maruz kaldığı X-ışınları yüzünden lösemi hastalığından öldü.
Maria Sibylla Merian (1647-1717)
Merian ilk böcek bilimcilerden biri. Çocukluğundan beri böceklere bakmayı ve resmetmeyi seven Merian, 1670'te böceklerin başkalaşımını resmedip yanına notlar aldığı iki ciltlik bir yapıt hazırladı. Doğa bilim böcekler üzerinde bu kadar durmazken... 52 yaşındayken kızıyla Surinam'a gidip 5 yıl boyunca zehirliler de dahil olmak üzere böcekleri inceledi. Ardından numune toplamak için tek başına yağmur ormanlarına gitti. Merian böcek biliminde gözlem ve belgelemede çığır açtı.
Sally Ride (1951-2012)
8 bin 79 kişinin arasında uzay programına seçilen astrofizikçi Ride, uzaya giden İlk kadın. Böylece NASA'da kadınların ve siyahilerin uçuşuna karşı önyargıyı kırmış oldu. Kendisi gökyüzünden uyduları sürüklemek için kullanılan 408 kilogramlık robot kolunu hareket ettirmede uzmandı. 1982'de İnfilak eden uzay mekiğinde NASA'nın ihmallerini ortaya çıkardı.
Marie Tharp (1920-2006)
1910'da kıtaların bir zamanlar birleşik olduğu fikri ortaya atılmış ancak kanıtlanamadığından ciddiye bile alınmamıştı. Marie Tharp bu ikrin peşini bırakmadı. Çalışmalar yaparken meslektaşları "Kadın saçmalığı" deyip onu dışladı. Tharp okyanus tabanını haritalandırdı ve depremlerin Orta Atlantik şeridini takip ettiğini gördü. Parçalar birbirine uyuyordu, kıtasal kaymalargerçekti! Yine de bu görüşü yayması uzun sürdü ancak bugün onun dediği kabul görüyor.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.