Come Turist!

TURİZM 25.07.2019 - 22:38, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:34
 

Come Turist!

Gel turist demekle maalesef turist gelmiyor! Şehre turist gelmesi için herkes hep bir ağızdan altyapı şart diyor ama bu altyapıyı yerine getirme adına bizim yöneticilerimiz bin dereden su getirttiği için elini taşın altıya koymaya çalışanların da hevesleri kırılıyor. Sonrasında ise şehre gelecek iki tane fazla otobüs turuyla mutlu olmaya çalışıyoruz.

Turizm en hızlı gelişen ve en fazla ekonomik gelir sağlayan sektörlerden birisidir. Bu yüzdendir ki dünyadaki birçok ülke bu sektöre gereğinden fazla önem vermektedir. Buna tarihten bir örnek verecek olursak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yıllar sonra bile yaptıklarıyla günümüze ışık tutmaya devam ediyor. 1936 yılında Türkiye’yi dünyaya tanıtmak için fotoğraflar çektiriyor. Ayrıca bir gemiye 1926 yılında Türkiye’yi tanıtan tüm figürleri doldurup ülke üke gezdirtiyor. O zorlu şartlarda bile tanıtıma ve turizme önem veriyor.   Artık ülkemiz beğenin ya da beğenmeyin bir başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Altyapının da buna göre hazırlanması gerekiyor. Bu düzlemde de bize oturduğu yerden kalkmayıp kendine bile faydası olmayan, fosilleşen gazoz kapakları değil, ufku açık ileriyi düşünen yöneticiler lazım. Aslında olay çok basit sistemi tıkayan kişiler sistemin dışına itilmeli. Kişiye göre sistem değil sisteme göre kişiler bulunmalı! Adama, kişilere, gruplara, cemaatlere, vakıflara hizmet işinin artık bitmesi gerekiyor. Herkesin şehir için adım atması gerekiyor.   Turist ve tanıtım derken sahi bizim dondurma festivalimiz vardı bu ne oldu? Bu yıl yapılacak mı, yoksa ekonomik tedbirlere mi takılacak?  Eğer yapılacaksa şimdiye kadar dondurma tırlarının şehir turlarına çıkması gerekmiyor muydu? Bu konuda MÜSİAD Şube Başkanı Sami Kervancıoğlu’nun gerekirse biz tek başımıza festival yapmaya hazırız diye bir söylemi olmuştu. Bakalım ilerleyen günlerde bu konuyla ilgili ne gibi gelişmeler olacak!   Sarı Bina Müze Olsun!   Sarı binamız Google'da hala 'dünyanın en saçma binası' olarak arama yapıldığında ilk sırada kendine yer buluyor. Bu binamızın yarısı kullanılmıyor, yüksek maliyeti nedeniyle ise yıkılamadığı ve restorasyon yapılamadığı için kentin silüetini bozmaya devam ediyor. Gelin bu binayı bir müze yapalım, adını da dünyanın en saçma müzesi koyalım. Bunun içerisinde de dünyadaki anlamsız, tuhaf olayları işleyelim. Yani tüm anlamsızların buluştuğu bir müze olsun. Örneğin bir katı korku evi olsun, bir katı halı saha, diğer bir katı da otel! Gibi gibi bunu geliştirmemiz mümkün. Eminim şehre şimdiki halinden çok daha fazla katkısı olacaktır.
Gel turist demekle maalesef turist gelmiyor! Şehre turist gelmesi için herkes hep bir ağızdan altyapı şart diyor ama bu altyapıyı yerine getirme adına bizim yöneticilerimiz bin dereden su getirttiği için elini taşın altıya koymaya çalışanların da hevesleri kırılıyor. Sonrasında ise şehre gelecek iki tane fazla otobüs turuyla mutlu olmaya çalışıyoruz.

Turizm en hızlı gelişen ve en fazla ekonomik gelir sağlayan sektörlerden birisidir. Bu yüzdendir ki dünyadaki birçok ülke bu sektöre gereğinden fazla önem vermektedir. Buna tarihten bir örnek verecek olursak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yıllar sonra bile yaptıklarıyla günümüze ışık tutmaya devam ediyor. 1936 yılında Türkiye’yi dünyaya tanıtmak için fotoğraflar çektiriyor. Ayrıca bir gemiye 1926 yılında Türkiye’yi tanıtan tüm figürleri doldurup ülke üke gezdirtiyor. O zorlu şartlarda bile tanıtıma ve turizme önem veriyor.

 

Artık ülkemiz beğenin ya da beğenmeyin bir başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Altyapının da buna göre hazırlanması gerekiyor. Bu düzlemde de bize oturduğu yerden kalkmayıp kendine bile faydası olmayan, fosilleşen gazoz kapakları değil, ufku açık ileriyi düşünen yöneticiler lazım. Aslında olay çok basit sistemi tıkayan kişiler sistemin dışına itilmeli. Kişiye göre sistem değil sisteme göre kişiler bulunmalı! Adama, kişilere, gruplara, cemaatlere, vakıflara hizmet işinin artık bitmesi gerekiyor. Herkesin şehir için adım atması gerekiyor.

 

Turist ve tanıtım derken sahi bizim dondurma festivalimiz vardı bu ne oldu? Bu yıl yapılacak mı, yoksa ekonomik tedbirlere mi takılacak?  Eğer yapılacaksa şimdiye kadar dondurma tırlarının şehir turlarına çıkması gerekmiyor muydu? Bu konuda MÜSİAD Şube Başkanı Sami Kervancıoğlu’nun gerekirse biz tek başımıza festival yapmaya hazırız diye bir söylemi olmuştu. Bakalım ilerleyen günlerde bu konuyla ilgili ne gibi gelişmeler olacak!

 

Sarı Bina Müze Olsun!

 

Sarı binamız Google'da hala 'dünyanın en saçma binası' olarak arama yapıldığında ilk sırada kendine yer buluyor. Bu binamızın yarısı kullanılmıyor, yüksek maliyeti nedeniyle ise yıkılamadığı ve restorasyon yapılamadığı için kentin silüetini bozmaya devam ediyor. Gelin bu binayı bir müze yapalım, adını da dünyanın en saçma müzesi koyalım. Bunun içerisinde de dünyadaki anlamsız, tuhaf olayları işleyelim. Yani tüm anlamsızların buluştuğu bir müze olsun. Örneğin bir katı korku evi olsun, bir katı halı saha, diğer bir katı da otel! Gibi gibi bunu geliştirmemiz mümkün. Eminim şehre şimdiki halinden çok daha fazla katkısı olacaktır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.