Bu kasabada ekmek yiyenler aklını yitirdi!

Mekanlar 31.10.2020 - 18:45, Güncelleme: 30.06.2021 - 18:35
 

Bu kasabada ekmek yiyenler aklını yitirdi!

Tarihte gizemi çözülmemiş en önemli olaylardan biri şüphesiz "Lanetli Ekmek" olayı. Fransızca tabiriyle ”l'affaire du pain maudit” yani Lanetli Ekmek olayında 300'den fazla insan akıl sağlığını yitirdi. Üzerinden yıllar geçse de trajik olayın nedeni hala araştırılıyor.

15 Ağustos 1951 tarihinde Fransa'nın güneyinde yer alan Pont-Saint-Esprit kasabasında yaşayan yüzlerce kişi, yalnızca bir gecede tuhaf davranışlar sergilemeye başladı. Birçok kişi akıl sağlığını yitirdi, halüsinasyonlar gördü. Kasaba halkı bir sabah uyandıklarında kimse eskisi gibi değildi. Hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı bu küçük yerde, herkes birbirine saldırıyor ve olmayan şeyler gördüğünü iddia ediyordu. Hastalanan kişilerin ayrıca, mide bulantısı, kusma, titreme, ateş basması gibi şikayetleri de bulunuyordu. 16 Ağustos günü ise kasabadaki iki doktorun ofisleri benzer şikayetlerle doldu taştı. Doktorlar hastaların çokluğundan bir gıda zehirlenmesi olduğunu anladı. Ancak ilerleyen saatlerde durum daha da kötüleşti. Kendisinin uçak olduğunu sanan bir adam, ikinci kattaki pencereden atlayarak yaşamını yitirdi. Kasabanın bir diğer ucunda ise 11 yaşında bir çocuk annesini boğarak öldürdü. Kasabanın doktorları bu geceye "nuit d'apocalypse" yani kıyamet gecesi adını verdi. Benzer durumda olan pek çok kişi hastaneye kaldırıldı. Zihinsel olarak etkilenenler akıl hastanelerinde zincirlendi çünkü kendilerine ve çevrelerine zarar veriyorlardı. Kayıtlara geçen çok sayıda enteresan bilgilerden biri Gabriel Validire isimli işçiydi. Kendisinin ölü olduğunu, midesini yılanların yediğini söylüyordu. Yalnızca insanlar değil, ekmekleri yiyen hayvanlar da tuhaf davranışlar sergiliyor taşları yemeye çalışıyorlardı. New York Times'taki habere göre bazı insanlar ilahi sesler duyduklarını ve parlak renkler gördüklerini söylüyordu. Kasabadaki pek çok kişinin hem akıl sağlığını yitirmesi hem de benzer fiziksel semptomlar göstermesi olayın epidemik olduğunu düşündürdü ve olayla ilgili soruşturma başladı. Doktor Vieu ve Gabbai hastalığın epidemiyolojisini araştırmaya başladı. 19 Ağustos'ta ise suçlunun ekmek olduğu sonucuna vardılar.   Sorgulanan tüm hastalar, Pont-Saint-Esprit'teki Briand fırınından ekmek satın almışlardı. Komşu bir köyde yaşayan 9 kişiden 4'ü hastalanan bir aile, Briand fırınından ekmek yiyen tüm üyelerin hastalandığını, başka bir fırından ekmek yiyenlerin hiçbirinin hastalanmadığını belirtti. 7 kişilik başka bir ailede de 5 kişi Briand'ın ekmeğinden bir somun paylaştı, diğerleri biskotu tercih etti ve sadece 5'i hastalandı. Bu olay tarihe Lanetli Ekmek Olayı olarak geçti. Olay sonucunda, 7 kişi halisinasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi, 200 kişi çeşitli hastalıklara yakalandı ve 50 kişi ise akıl hastanesine kapatıldı. Makaleye göre, pek çok kişi fırından dağıtılan ekmekler nedeniyle zehirlenmişti. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görülüyordu. Çok yiyenlerde ise durum kontrol altına alınamıyordu. Az şekilde etkilenenlerde insomnia (uykusuzluk) geçtiği zaman hastalığın da geçtiğini anlaşılıyordu. Ancak bundan ölümcül şekilde etkilenenler de vardı. Yetkililere göre, olayın nedeni ekmek yapımında kullanılan çavdardaki ergot mantarının kontaminasyonuydu. Fırın sahipleri sorgulandı fakat bunu reddettiler. Bu iddia kesin olarak kanıtlanamadı ve yeni iddialar türedi. Lanetli Ekmek olayıyla ilgili bir bomba iddia ise CIA'nin insan beynini kontrol etmek için böyle bir yöneteme başvurması. İddaya göre CIA beyin yönetimini konu edindiği bir deney için ekmeklere bilerek oldukça halüsinojen bir madde olan LSD (Liserjik asit dietilamid) eklemişti. Ancak 2008'de Pont-Saint-Esprit olayıyla ilgili bir kitap yayınlayan Amerikalı akademisyen Profesör Steven Kaplan bu olayda ne ergot ne de LSD'nin sorumlu olduğunu söyledi; Profesör Steven Kaplan, Ergot kontaminasyonunun, burada iddia edildiği gibi bir fırında yalnızca bir çuval tahılı etkilemeyeceğini söylüyor. Ona göre, eğer ergot kontaminasyonu olsaydı salgın çok daha yayılırdı. Kaplan, insanların yaşadığı semptomların benzer olsa da ilaca tam olarak uymadığı gerekçesiyle LSD'yi de eliyor.  
Tarihte gizemi çözülmemiş en önemli olaylardan biri şüphesiz "Lanetli Ekmek" olayı. Fransızca tabiriyle ”l'affaire du pain maudit” yani Lanetli Ekmek olayında 300'den fazla insan akıl sağlığını yitirdi. Üzerinden yıllar geçse de trajik olayın nedeni hala araştırılıyor.

15 Ağustos 1951 tarihinde Fransa'nın güneyinde yer alan Pont-Saint-Esprit kasabasında yaşayan yüzlerce kişi, yalnızca bir gecede tuhaf davranışlar sergilemeye başladı. Birçok kişi akıl sağlığını yitirdi, halüsinasyonlar gördü. Kasaba halkı bir sabah uyandıklarında kimse eskisi gibi değildi. Hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı bu küçük yerde, herkes birbirine saldırıyor ve olmayan şeyler gördüğünü iddia ediyordu. Hastalanan kişilerin ayrıca, mide bulantısı, kusma, titreme, ateş basması gibi şikayetleri de bulunuyordu. 16 Ağustos günü ise kasabadaki iki doktorun ofisleri benzer şikayetlerle doldu taştı.
Doktorlar hastaların çokluğundan bir gıda zehirlenmesi olduğunu anladı. Ancak ilerleyen saatlerde durum daha da kötüleşti. Kendisinin uçak olduğunu sanan bir adam, ikinci kattaki pencereden atlayarak yaşamını yitirdi. Kasabanın bir diğer ucunda ise 11 yaşında bir çocuk annesini boğarak öldürdü.


Kasabanın doktorları bu geceye "nuit d'apocalypse" yani kıyamet gecesi adını verdi. Benzer durumda olan pek çok kişi hastaneye kaldırıldı. Zihinsel olarak etkilenenler akıl hastanelerinde zincirlendi çünkü kendilerine ve çevrelerine zarar veriyorlardı. Kayıtlara geçen çok sayıda enteresan bilgilerden biri Gabriel Validire isimli işçiydi. Kendisinin ölü olduğunu, midesini yılanların yediğini söylüyordu. Yalnızca insanlar değil, ekmekleri yiyen hayvanlar da tuhaf davranışlar sergiliyor taşları yemeye çalışıyorlardı. New York Times'taki habere göre bazı insanlar ilahi sesler duyduklarını ve parlak renkler gördüklerini söylüyordu. Kasabadaki pek çok kişinin hem akıl sağlığını yitirmesi hem de benzer fiziksel semptomlar göstermesi olayın epidemik olduğunu düşündürdü ve olayla ilgili soruşturma başladı.
Doktor Vieu ve Gabbai hastalığın epidemiyolojisini araştırmaya başladı. 19 Ağustos'ta ise suçlunun ekmek olduğu sonucuna vardılar.

 

Sorgulanan tüm hastalar, Pont-Saint-Esprit'teki Briand fırınından ekmek satın almışlardı. Komşu bir köyde yaşayan 9 kişiden 4'ü hastalanan bir aile, Briand fırınından ekmek yiyen tüm üyelerin hastalandığını, başka bir fırından ekmek yiyenlerin hiçbirinin hastalanmadığını belirtti. 7 kişilik başka bir ailede de 5 kişi Briand'ın ekmeğinden bir somun paylaştı, diğerleri biskotu tercih etti ve sadece 5'i hastalandı. Bu olay tarihe Lanetli Ekmek Olayı olarak geçti. Olay sonucunda, 7 kişi halisinasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi, 200 kişi çeşitli hastalıklara yakalandı ve 50 kişi ise akıl hastanesine kapatıldı. Makaleye göre, pek çok kişi fırından dağıtılan ekmekler nedeniyle zehirlenmişti. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görülüyordu. Çok yiyenlerde ise durum kontrol altına alınamıyordu. Az şekilde etkilenenlerde insomnia (uykusuzluk) geçtiği zaman hastalığın da geçtiğini anlaşılıyordu. Ancak bundan ölümcül şekilde etkilenenler de vardı. Yetkililere göre, olayın nedeni ekmek yapımında kullanılan çavdardaki ergot mantarının kontaminasyonuydu. Fırın sahipleri sorgulandı fakat bunu reddettiler. Bu iddia kesin olarak kanıtlanamadı ve yeni iddialar türedi.


Lanetli Ekmek olayıyla ilgili bir bomba iddia ise CIA'nin insan beynini kontrol etmek için böyle bir yöneteme başvurması. İddaya göre CIA beyin yönetimini konu edindiği bir deney için ekmeklere bilerek oldukça halüsinojen bir madde olan LSD (Liserjik asit dietilamid) eklemişti.
Ancak 2008'de Pont-Saint-Esprit olayıyla ilgili bir kitap yayınlayan Amerikalı akademisyen Profesör Steven Kaplan bu olayda ne ergot ne de LSD'nin sorumlu olduğunu söyledi; Profesör Steven Kaplan, Ergot kontaminasyonunun, burada iddia edildiği gibi bir fırında yalnızca bir çuval tahılı etkilemeyeceğini söylüyor. Ona göre, eğer ergot kontaminasyonu olsaydı salgın çok daha yayılırdı. Kaplan, insanların yaşadığı semptomların benzer olsa da ilaca tam olarak uymadığı gerekçesiyle LSD'yi de eliyor.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.