Aptallık Çağını Yaşıyoruz…
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
15.01.2018 - 09:23, Güncelleme:
30.06.2021 - 18:34
Aptallık Çağını Yaşıyoruz…
İnsanoğlunun kendi eliyle yarattığı küresel ısınma nedeniyle; eriyen buzullara bağlı olarak 18 ülke sular altında kalmakta ve 1,5 milyon insan bundan etkilenmektedir.
Kapitalizm, feodalizmin yıkılmasından beri batı dünyasında egemen olan ekonomik sistemi anlatmak için kullanılan bir terim. Kapitalist olarak adlandırılan herhangi bir sistemin şartı, insan harici üretim araçlarının (hepsi birden sermaye olarak bilinen toprak, madenler, sanayi fabrikaları, vs.) özel sahipleri ile emek hizmetlerini işverenlerine satan hür fakat sermayesiz işçiler arasındaki ilişkilerdir…
Oluşan ücret pazarlıkları, toplumun toplam üretiminin emekçi sınıfı ve kapitalist girişimciler sınıfı arasında paylaşılacak kısmını belirlemektedir. Bu yönüyle Kapitalizmi kendisinden önceki tüm ekonomik sistemlerden üstün tutan özel erdemi “sosyal artığın” üretken kullanmasıdır. Sosyal artığı yöneten sistem maddi zenginliklere yatırım yapmayı seçtiler. Böylece sosyal artık daha büyük üretim kapasitesine dönüştürüldü. Ortaya çıkan bu büyük üretim, tüketim kültürü ortaya çıkarmıştır. Tüketim kültürü; bireyin denetimi dışındaki güçler tarafından belirlenen bir ihtiyaçlar silsilesi yaratan ve herkesin tüketici olmasını gerektiren özel bir özgürlüğü zorunlu kılan bir kültür olarak şekillenmektedir. Bu yönüyle kapitalist bir piyasaya aracılık etmektedir.
Kapitalist bir piyasanın etkisi altındaki modern yaşamın her küçük ayrıntısı dolaylı olarak petrolden yapılmaktadır. CD’lerden plastik poşetlere, ilaçlardan bilgisayarlara, kullandığımız halılardan cep telefonlarına, petrol bu yönüyle inanılmaz derecede kullanışlı bir madde. Sonra yemeklerimiz aldığımız kaloriyi; ürettiğimizi, paketlemek ve ulaştırmak için yaklaşık olarak 100 petrol kalorisine ihtiyaç duyuyoruz.
Fosil yakıtlar başka türlü hayatta kalamayacak 1 milyar insanın beslenmesini sağlayacak gübre üretiminde kullanılıyor. Kalan petrolü ona ihtiyacı olmayan bir toplum yaratmak için harcamak akıllıca olacak. Ama biz böyle yapmak yerine gelişen teknolojiler ile birlikte her gün onlarca milyon ton petrol tüketiyoruz. Tükettirmek endeksli olan kapitalizmin birinci amacı kaynakları ve kendisi hiçbir zaman genişlemeyen bir gezegende durmadan büyüyen bir harcama yaratmaktır. Buna bağlı olarak ölçülebilen tek gösterge olan kâr olgusu gezegeni yok ediyor ve bu sistemin her yerinde yazıyor. Tüm bunların olduğu bir durumda iklim değişikliği de kaçınılmaz oluyor. Örneğin, Antarktika buzulları her geçen gün hızla eriyor. Peki ya neden? İnsanoğlunun kendi eliyle yarattığı küresel ısınma nedeniyle. Eriyen buzullara bağlı olarak 18 ülke sular altında kalmakta ve 1,5 milyon insan bundan etkilenmektedir.
İnsanoğlunun kendi eliyle yarattığı küresel ısınma nedeniyle; eriyen buzullara bağlı olarak 18 ülke sular altında kalmakta ve 1,5 milyon insan bundan etkilenmektedir.
Kapitalizm, feodalizmin yıkılmasından beri batı dünyasında egemen olan ekonomik sistemi anlatmak için kullanılan bir terim. Kapitalist olarak adlandırılan herhangi bir sistemin şartı, insan harici üretim araçlarının (hepsi birden sermaye olarak bilinen toprak, madenler, sanayi fabrikaları, vs.) özel sahipleri ile emek hizmetlerini işverenlerine satan hür fakat sermayesiz işçiler arasındaki ilişkilerdir…
Oluşan ücret pazarlıkları, toplumun toplam üretiminin emekçi sınıfı ve kapitalist girişimciler sınıfı arasında paylaşılacak kısmını belirlemektedir. Bu yönüyle Kapitalizmi kendisinden önceki tüm ekonomik sistemlerden üstün tutan özel erdemi “sosyal artığın” üretken kullanmasıdır. Sosyal artığı yöneten sistem maddi zenginliklere yatırım yapmayı seçtiler. Böylece sosyal artık daha büyük üretim kapasitesine dönüştürüldü. Ortaya çıkan bu büyük üretim, tüketim kültürü ortaya çıkarmıştır. Tüketim kültürü; bireyin denetimi dışındaki güçler tarafından belirlenen bir ihtiyaçlar silsilesi yaratan ve herkesin tüketici olmasını gerektiren özel bir özgürlüğü zorunlu kılan bir kültür olarak şekillenmektedir. Bu yönüyle kapitalist bir piyasaya aracılık etmektedir.
Kapitalist bir piyasanın etkisi altındaki modern yaşamın her küçük ayrıntısı dolaylı olarak petrolden yapılmaktadır. CD’lerden plastik poşetlere, ilaçlardan bilgisayarlara, kullandığımız halılardan cep telefonlarına, petrol bu yönüyle inanılmaz derecede kullanışlı bir madde. Sonra yemeklerimiz aldığımız kaloriyi; ürettiğimizi, paketlemek ve ulaştırmak için yaklaşık olarak 100 petrol kalorisine ihtiyaç duyuyoruz.
Fosil yakıtlar başka türlü hayatta kalamayacak 1 milyar insanın beslenmesini sağlayacak gübre üretiminde kullanılıyor. Kalan petrolü ona ihtiyacı olmayan bir toplum yaratmak için harcamak akıllıca olacak. Ama biz böyle yapmak yerine gelişen teknolojiler ile birlikte her gün onlarca milyon ton petrol tüketiyoruz. Tükettirmek endeksli olan kapitalizmin birinci amacı kaynakları ve kendisi hiçbir zaman genişlemeyen bir gezegende durmadan büyüyen bir harcama yaratmaktır. Buna bağlı olarak ölçülebilen tek gösterge olan kâr olgusu gezegeni yok ediyor ve bu sistemin her yerinde yazıyor. Tüm bunların olduğu bir durumda iklim değişikliği de kaçınılmaz oluyor. Örneğin, Antarktika buzulları her geçen gün hızla eriyor. Peki ya neden? İnsanoğlunun kendi eliyle yarattığı küresel ısınma nedeniyle. Eriyen buzullara bağlı olarak 18 ülke sular altında kalmakta ve 1,5 milyon insan bundan etkilenmektedir.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.