Zıba, O imza acilen geri çekilmelidir!
Başkan ZIBA, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, "Manevi tahribatı önlemek, sağlıklı toplumun sigortası olan aile müessesesini korumak, devletin en öncelikli görevlerindendir. Bunun için de devletimizin İstanbul Sözleşmesi’nin altında bulunan imzasını acilen geri çekmesi gereklidir." dedi.
ZIBA, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi doğrultusunda çıkarılan ve kadınları korumadığı gibi yuvaları yıkan 6284 sayılı kanunun da ailenin devamlılığını merkeze alan, milli ve manevi kimliğimize uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesinin elzem olduğunu vurguladı.
“ Yenide Refah Partisi Genel Başkanımız sayın Dr. Fatih Erbakan’ında dediği gibi: 'Sadece kadınlara değil, hiçbir canlıya şiddet uygulanmasına, zulmedilmesine asla rıza gösterilemez' diyen ZIBA, şunları kaydetti:
"Hanımlarımız bizlere Cenab-ı Allah’ın özel emanetleridir, bu sebeple psikolojik ve fiziksel anlamda zarar görmelerine kesinlikle müsaade edilmemeli ve bunun için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır. Ancak kadınlara şiddet uygulanmasının önüne İstanbul Sözleşmesi gibi Batı dayatması, asıl maksadı farklı olan sinsi sözleşmelerle değil, ‘ahlak ve maneviyat’ öncelikli eğitimle, materyalizm yerine maneviyatçılıkla, ahiret bilincinin yerleştirilmesiyle ve bununla birlikte tarihimize, inancımıza, toplumsal değerlerimize uyumlu yerli ve milli kanunlarla, cinayet karşılığında verilecek cezaların yeterince caydırıcı hale getirilmesi ile geçilir.”
İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesinden bu güne kadına şiddetin 4 kat arttığını ifade eden Başkan ZIBA, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun öncesinde 2011 yılında ülkemizde 121 kadın erkekler tarafından öldürülmüş iken, bu sözleşme ve uzantısı kanunlar çıktıktan sonra; 2015-2016 yıllarında bu sayı 300’lere çıkmış, 2019 yılında ise kadın cinayetleri maalesef ki 2011 yılına göre tam dört kat artarak 474’e yükselmiştir. Bu gerçek de açık bir şekilde gösteriyor ki; İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun kadınları korumuyor, aksine maruz kaldıkları şiddetin artmasına sebep oluyor. Bu durumun derhal düzeltilmesi gerekmektedir.”
"Ülkemizde de kabul edilen diğer ülkelerde de kadına yönelik şiddeti önlemediği açıkça ortada olan, Millet olarak bizi biz yapan temel değerlerimizi hiçe sayan, ‘kadına yönelik şiddeti önleme’, ‘toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama’ adı altında ‘cinsiyetsiz toplum’ oluşturarak yeni nesillerimizi ifsad etmek, ahlaki erozyona yol açmak, aile yapımızı çökertmek için kurgulanmış bu sözleşmeden bir an evvel çıkılması Hükümet’in yapacağı en hayırlı işlerden bir tanesi olacaktır."