Zeugma Film Festivali Başlıyor!
Festival, “dayanışma” temasıyla, Pandemi ve 6 Şubat depreminin yıkıcı etkileri sonrasında, dayanışmayı güçlendirecek bir seçkiyle, 29 Kasım- 3 Aralık’ta sinema izleyicisinin karşısına çıkıyor.
“Birlikte Yaşamak Mümkün” diyerek, toplumun farklı kesimleri arasındaki gönüllü temas alanlarını genişletmeyi amaçlayan çalışmalar yapan Kırkayak Kültür, Pandemi ve 6 Şubat depreminin yıkıcı etkileri sonrasında, dayanışmayı güçlendirecek bir seçkiyle, sinema izleyicisiyle buluşuyor.
Zeugma Film Festivali bu yıl sinemaseverlere ulusal ve uluslararası festivallerde ödül alan filmlerle dolu bir hafta sunuyor. Sinemanın bir araya getirici ve sanatın iyileştirici gücünü kullanarak seyircilerini bu şenliğe çağırıyor. Ayrıca sinemanın hafıza tutuculuğunu hatırlatan belgeselleri ile toplumsal hareketlere, ulusal ve uluslararası barışa ve insan haklarına dair katkısını da hatırlatıyor. Festival kapsamında Dünya sinemasının ustalarının son eserlerinin yanı sıra Dünya ve Türkiye Sineması’ndan son dönem örnekler Belgesel Filmler ve Fransa’da Kısa Filmler izleyicilerle buluşacak.
10. Zeugma Film Festivali Açılış Filmi: Sararmış Yapraklar
Festival açılışı 29 Kasım Çarşamba akşamı saat 20.00 de festivalin yapılacağı Paribu Cineverse Forum Gaziantep’te, Finlandiyalı büyük usta Aki Kaurismaki’nin Cannes’da Jüri Özel Ödülü kazanan son filmi Sararmış Yapraklar ile yapılacak.
Kent, Tarih, Sosyal Hareketler, Mekân ve Sinema Bağlamında İki Film
Bu yıl festivalin kent, tarih, sosyal hareketler, mekân ve sinema bağlamında ilgililerine özellikle önerdiği iki film: “Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri: Türk Sinemateki ve Onat Kutlar” ve Alice Agneskirchner’in yönettiği “Benimle Sinemaya Gel”. Yönetmen Önder Esmer, Aşk, Ateş ve Anarşi Günleri: Türk Sinemateki ve Onat Kutlar filmiyle 60’lardaki toplumsal hareketlerin ateşiyle yazı aşkının ardından sinema aşkına kapılan Gaziantepli aydın Onat Kutlar’ın Türkiye’ye taşıdığı Sinematek’in ve akabinde sinemadaki büyük değişimin hikayesini anlatıyor. Yönetmen Önder Esmer ve yapımcı Matthias Kyska 30 Kasım Perşembe, Saat 18:00’da yapılacak gösterimin ardından seyirciyle buluşacak.
Sanki Her Şey Biraz Felaket
Açılışını Rotterdam’da gerçekleştiren Sanki Her Şey Biraz Felaket filmi Altın Koza’dan en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi senaryo ve Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından verilen en iyi film ödülün yanı sıra İstanbul Film Festivali’nde mansiyon ödülünü kazandı. İstanbul’da yaşayan dört gencin hikayesini anlatan filmin 2 Aralık Cumartesi, Saat 15:30’daki gösterim sonrası film ekibi seyircilerle buluşacak.
Daha önce de filmleriyle festivalde yer alan usta yönetmen Belmin Söylemez son filmi Ayna Ayna ile giderek muhafazakarlaşan ortama rağmen günümüz İstanbul’unda bağımsız olarak ayakta kalmaya çalışan üç kadının kesişen hikayelerini anlatıyor.
Birlikte Yaşam Filmleri
Festival’de bu sene yine göçmenlerin hikayelerini merceğe alan filmler gösterimde. Yoksulların ve ezilenlerin hayatları üzerine büyük bir başarıyla aktaran büyük yönetmen Ken Loach son filmi “Umudunu Kaybetme” ile festival seçkisinde yer alıyor.
Yönetmen Aylin Kuryel ve Fırat Yücel, Türkiye’den Amsterdam’a yerleşen ve edebiyatın en zor çevirilen kitaplarından olan “Ulysses”i Kürtçeye çevirmeye çalışan Kawa Nemir’en hikayesini seyirciyle buluşturuyor.
Ünlü yönetmen Fatih Akın son filmi Ren Altını Irak'taki cehennem gibi bir hapishaneden 1980'lerde ailesiyle birlikte göç eden Alman Gangsta rap’inin muhtemelen en özgün temsilcilerinden ve daha çok sahne adı Xatar ile anılan Giwar Hajabi’nin otobiyografik romanını sinemaya aktarıyor.
Göçün acı verici hatıralarına dair bir başka yolculuğa da “Köpekler ve İtalyanlar Giremez” filmiyle çıkıyor. Film, 19. yüzyıl sonunda yaşayan İtalyan göçmen kuşağının yaşamlarına tanıklık ederken cesaretlerine saygı duruşunda bulunuyor.
Son olarak Fransız Kültür’ün desteğiyle izleyiciyle buluşacak olan Suriye’nin Kayıp Ruhları filmi Suriyeli göçmenlerin geldikleri savaş ortamına dair bir perspektif sunuyor. Film, işkenceyle öldürülen 27 bin sivil tutukluya ait fotoğrafların, 2014’te Suriye rejiminin gizli arşivlerinden Caesar kod adlı eski bir asker tarafından çalınıp kamuya açıklanması ile başlayan soruşturma sürecini ele alıyor.
Kadın Hikayeleri
2022 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ünlü yazar Annie Ernaux’nun yazıp anlattığı, oğlu David Ernaux-Briot’nun yönettiği Super-8 Yılları, Annie Ernaux’nun yazarlığa adım atmadan önce çekilmiş 8mm hatıra filmlerini bir araya getiriyor. Tunuslu bir kadın ve dört kız annesi olan Olfa’nın iki kızının ortadan kaybolmasının ardından yaşadıklarına odaklanan Dört Kız Kardeş ve Milena Aboyan’ın ataerkil baskıların genç kadınların üzerindeki etkisini anlatan filmi Elaha dikkat çeken kadın hikayelerini başarıyla sinemaya aktarıyor.