Ne diyordu Üstat : “Dinler kalp ve gönül üzerine kurulmuştur. Halk din sömürüsünü affetmiyor. Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmışsa mutlaka yıkılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı 1949 yılında din derslerini kabul etti, yıkıldı. Demokrat Parti 1957 yılında Saidi Nuri’nin cübbesini bayrak yaptı ne oldu, yıkıldı. Süleyman Demirel 1960’ların ortasında Nurcuların, tarikatların,Süleymancıların sakallarını okşadı ne oldu, yıkıldı. Haç seferleri düzenleyen ANAP ne oldu yüzde 20’ye indi. Halka güvenmek gerekiyor. Her kim ki din sömürüsünü kullanır bir süre yararlı olur belki ama mutlaka bir gün yenilgiye uğrar.”

***

Bir şeyleri yeniden keşfetmeye gerek yok. Yıllar yıllar önce Mumcu bu konuşmasında dinin nasıl sömürüldüğünü kısaca özetlemiş. Kendisinin bu düşüncesine katılıp katılmamak sizlere kalmış ama geçmişte olan yaşanmışlıklardan bizler bir türlü ders çıkartamıyoruz. Yaşanılan bir olayı üç gün sonra unutup kısır, bağnaz yaşantılarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Birtakım tabular içerisinde yaşantımızı kısıtlayarak geleceğimize haksızlık yapıyoruz! Hayatımızın her alanında dini kullanarak kendimize rant oluşturmaya çalışıyoruz.

Nedir bu dil, din, ırk takıntımız?

Neden bizden olmayanı, bizim gibi düşünmeyeni öteliyoruz?

Bir hatayı başkası yaptığında meydanlarda taşlayarak yuhalıyoruz ama aynı hatanın kat ve kat fazlasını biz yaptığımızda dilimiz bir yerlerimize kaçıyor. Başımızda takke, elimizde tesbih, dilimizde salâvat var ama kalbimizde kötülük, fitne, fesat var, yüzümüzde ise meymenet yok! Sözde kul hakkı yiyenler münafık, öze gelince ise yemeyen keriz oluyor! Okumuyor, yazmıyor, araştırmıyor, kulaktan dolma bilgileri kendi yaşantımıza uyarlayarak hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz.

***

Maalesef bizler dine uymak yerine dini kendimize uydurarak kendimizi âlim gibi göstererek sapkın düşüncelerimize alet ediyoruz. Afyonu patlamamış kişileri de bu emellerimizde basamak yaparak enkaz toplumu oluşturuyoruz.

İnsan pazarında armut 5, ayva 6, liyakat 2,  güven 3, tevazu ise 4 kuruştan satılıyor almazmısınız?