Özdemir Asaf hakkında pek bilinmeyenler!
Galatasaray Lisesi’nde okuduktan sonra Kabataş Lisesi’nde öğrenimine devam eden ve buradan mezun olan Asaf, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yükseköğrenimine başlamıştır. Hukuk Fakültesinin ardından aynı üniversitede İktisat Fakültesinde ve Gazetecilik Enstitüsünde de öğrenim görmüş, ancak üç fakülteyi de tamamlamamıştır.
Daha çok şair kimliğiyle tanıdığımız Özdemir Asaf, aynı zamanda çevirmen, öykü ve deneme yazarıdır.
28 Ocak 1981’de aramızdan ayrılan Asaf’ın ilk eşi Sabahat Selma Tezakın’dır. İkinci eşi ise, Türkiye’nin ilk kadın fotoğrafçısı Yıldız Moran‘dır. Asaf’ın bu iki evlilikten 4 çocuğu olmuştur.
Kısa bir süre sigorta prodüktörlüğü yapan Asaf, Zaman ve Tanin gazetelerinde çevirmen olarak çalışmıştır.
Bu dönemde yazıları çeşitli dergilerde yer alan Asaf’ın, ilk yazısı Servet-i Fünun 1939 yılında Uyanış dergisinde yayımlanmıştır.
Sanat Basımevi ve Yuvarlak Masa Yayınları
Özdemir Asaf, 1951 yılında Sanat Basımevi’ni kurmuş ve matbaacılık yapmaya başlamıştır. 1955 yılında ise, Yuvarlak Masa Yayınları’nı kurmuştur.
Asaf, şiir kitaplarını Sanat Basımevi’nden ve diğer kitaplarını, Yuvarlak Masa Yayınları’ndan çıkartmıştır.
Kitapları
Dünya Kaçtı Gözüme, 1955
Sen Sen Sen, 1956
Bir Kapı Önünde, 1957
Yumuşaklıklar Değil, 1962
Nasılsın, 1970
Çiçekleri Yemeyin, 1975
Yalnızlık Paylaşılmaz, 1978
Asaf’ın toplu şiirleri ise, 2008 yılında Çiçek Senfonisi ismiyle yayımlanmıştır.
Asaf, 1962 yılında Mehmet Ali Aybar öncülüğünde kurulan Temel Hakları Yaşatma Derneği’nin kurucularından biridir.
İlk olarak, kendinden önce gelen Garip akımıyla İkinci Yeni’yi bir araya getiren şiirler yazan Asaf, özellikle 1955 sonrasında bu iki akımdan da uzaklaşmış ve soyut şiir yazmaya başlamıştır.
Bilmeceyi çağrıştıran şiirlerinde insanları, anıları ve nesneleri felsefeyle buluşturmuştur.
Şiirlerinde toplumsal ve bireysel çatışmaları, benzerlikleri ve karşıtlıkları kullanmış ve izlenimlerini soyutlaştırarak aktarmıştır.
Asaf’ın şiirlerinin teması, genellikle sevgi, ölüm, ayrılık ve yalnızlıktır. Bu temaları kendisinin geliştirdiği bir mizah anlayışı içinde kaleme almıştır.
Dönemin şairlerinden özgün diliyle ve söyleyiş tarzıyla ayrılan Asaf, sık sık sözcük oyunları ve kapalı ifadeler kullanmıştır.
Kısa ancak yoğun bir söyleyiş tarzı geliştiren Asaf, geleneksel Türk şiiriyle batı şiirini harmanlamayı başarmıştır.
Özdemir Asaf, yazı ve şiirlerinde kullandığı Asaf ismini, babasının Mehmet Asaf olan isminden almıştır.