O Kahramanların Kasasında Sadece 48 Kuruş Vardı!

Kurtuluş Savaşı'nı yönetecek ilk Meclis'in toplantılarının yapılabileceği bina yokluktan var edilerek kuruldu. Halk evinden halılarını, çatısından kiremitlerini söküp Meclis'e getirdi. Vekillerin oturacağı sıralar okullardan, teneke sobalar, gaz lambaları kahvehanelerden toplandı. Milli Mücadele'yi örgütleyen ekibin kasasında ise sadece 48 kuruş vardı.

Mustafa Kemal, 27 Aralık 1920'de Ankara'ya geldi. Karargâhını Ziraat Mektebi'nde kurdu. Mustafa Kemal'in Ankara'daki ilk günlerinde direnişi örgütleyen kadronun kaynak sıkıntısı başlamıştı. Mazhar Müfit Kansu'nun bir gün ziyaretine, Ankara Müftüsü Rifat (Börekçi) Efendi geldi. Kansu telaşlandı, "Eyvah simdi Müftü Efendi'ye kahve ısmarlamak lazım, kahve var ama şeker yok, benim iki parça şekerim var; onu da masanın gözüne saklamıştım. Ya şekerli kahve isterse? Ya sigara da vermek lazım gelirse? Çünkü şeker çok pahalı idi."

MUSTAFA KEMAL HAKKINDA İDAM KARARI

Milli Mücadele'ye destek olmak için subaylar ve aydınlar gizliden Ankara'ya geçerkenİstanbul'daki Divan-ı Harp, Mustafa Kemal Paşa'nın idamı kararını alacaktı.

Yunan Büyük Taarruzu, 23 Ağustos 1921'de başlatıldı. Sakarya'nın gerisinde tertiplenen Türk ordusu, üstün düşman güçlerine karşı efsanevi bir direniş gösterdi. Sakarya Savaşı ile Yunan Büyük Taarruzu geri püskürtüldü. Yunan kolorduları, Afyon - Eskişehir çizgisinde savunma hattı oluşturdu. Sakarya Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal'e Mareşallik rütbesiyle Gazilik unvanı Meclis tarafından verildi. Meclis'te özgüven yerine gelmiş ve taarruz için sesler yükseliyordu. Ancak Mustafa Kemal, gerçekçi ve sabırlıydı. Yaklaşık bir yıl süreyle orduyu güçlendirmek için çalıştı. Sovyetlerden silah yardımı sağlandı. İstanbul'daki gizli örgütlerin kahramanları tarafından kaçırılan silah ve mühimmat, denizyoluyla İnebolu'ya oradan da Ankara'ya getirildi. Kurtuluşun ordusu, 186 bin kişilik bir kuvvete çıkarıldı. Yunan kuvvetleri 220 bin civarındaydı ve motorize güç bakımından üstündü. Mustafa Kemal, 17 Ağustos 1922'de Ankara'dan gizlice ayrıldı. Hayır duasını aldığı annesine bile cepheye gittiğini söylemeyecekti. Başkomutanın Ankara'dan ayrıldığı anlaşılmasın diye Anadolu Ajansı'nda 21 Ağustos 1922'de Çankaya'da bir çay daveti vereceği haberi yapıldı. Önce Konya'ya buradan da Akşehir'e geçti. Son hazırlıkları yaptıktan sonra Şuhut üzerinden gece yarısı Kocatepe'ye geldi. 26 Ağustos 1922'de sabahın erken saatlerinde Kocatepe'de Mustafa Kemal'in yanında Hoca Paşa dediği Fevzi Paşa ile İsmet Paşa vardı. Kocatepe'nin tam karşısında Yunan ordusunun merkez kuvvetleri bulunuyordu. Yunan ordusuna merkezinden güçlü bir saldırı ile yarma harekâtı yapılacaktı. Yani kuvvetin merkezine yıldırım baskın. Saat sabahın 04.30'unu gösterdiğinde Afyon ovası, Türk topçusunun seri atışlarıyla sarsıldı. Savaş 4 gün boyunca çok çetin geçti. 30 Ağustos'ta Başkomutan Meydan Muharebesi kazanıldı. İzmir'e kadar kovalanan Yunan ordusu imha edildi. Kurtulanlar da, deniz yoluyla Anadolu'yu terk etmek zorunda kaldı.