Medeniyetten uzakta yaşayan en vahşi kabileler!
Surma Kabilesi - Etiyopya
Etiyopya'nın güney kesiminde yaşayan Surmalar, savaşçı özellikleri ile civardaki pek çok kabilenin korku ile yaklaştığı bir kesim. Kabile en çok hasat sezonu geldiği zaman kabile yerlilerinin yapmış olduğu ritüeller ile dikkat çekiyor. Ritüele göre erkekler ellerindeki sopalar ile güç gösterisi yapıyor.Donga isimli bu ritüel, eş bulmak ve anlaşmazlıkları düzeltmek için uygulanıyor.Tabii bu ritüel için bir takım hazırlıkların yapılması gerekiyor. Sopalarla yapılan dövüş öncesinde Surma kabilesi üyeleri daha önce inek idrarı ile yıkadıkları kaplara taze inek kanı ekliyor.İneğin kanı hayvanın vücuduna açılan bir delikten geliyor ve doldurma işlemi sonrasında delik çamur ile kapatılıyor. Ritüel için inekler öldürülmüyor.Savaşçı kabile üyesi kanı hemen içiyor ve dövüş için hazır hale geliyor.
Sentinelese - Hindistan
Dünyanın bilinen en vahşi kabilesi olan Sentineleseler, insanları kesinlikle adalarına yaklaştırmıyor.Yabancılara karşı oldukça saldırgan olan kabile üyeleri, adalarına yaklaşan insanları okları ile öldürüyor. Kabileye yakın konumdaki balıkçıların birçoğu zehirli ok ile hayatını kaybediyor.
Dani Kabilesi - Endonezya
Dani Kabilesi, ritüelleri ile isminden epey bahsettiriyor.
Bu kabilede yaşayan kadınlar, kocaları öldükten sonra yas tutmak için el parmaklarını kesiyor. Bu gelenek oldukça yaygın! Hatta hangi kadının evli hangisinin dul olduğunu parmak sayısına göre anlayabiliyorlar. Bu ritüel aynı zamanda ruhların kocalarına olan öfkelerini dindirmek için yapılıyor. Kesilen her bir parmak ile kocalarının öteki dünyada daha güçlü olduklarına inanılıyor.
Papua Yeni Gine Kabileleri
Papua Yeni Gine'de halkın büyük çoğunluğu kabileler şeklinde yaşadığı için gelenekleri de birbirine benzeyebiliyor.Bunlar arasındaki en bilineni ise hiç şüphesiz ölen insanların mumyalaştırılması geleneğidir.Mumyacılar, kadavranın ayak, diz ve dirseklerine kesik atarak vücuttaki yağın akmasını sağlıyor. Hatta bambu dallarının bağırsaklarına sokarak arkada tek bir tanecik bırakmıyor.Çıkarılan yağ, ölen kişinin yaşayan yakınlarına sürülüyor. Aynı zamanda artanlar yemek yağı olarak da kullanılıyor.Böylelikle ölen kişinin gücünün yakınına geçeceği düşünülüyor.Bu işlem sonrasında ölü kişinin anüsü, gözleri ve ağzı dikilir. Ayak tabanları, dili, avuç içleri kesilerek eşine verilir.Ardından bir çukurda tütsülenerek kurutulur ve toprak boyası ile kaplanır.Hükümet şimdilerde bu ritüeli yasaklamış olsa da yerli kabileler hala geleneği sürdürüyor.Mumyalar, Morobe Dağındaki falezlere yerleştiriliyor.