Game of Thrones

Eğer entrika, strateji ve şehvet ilginizi çekiyorsa mutlaka izlemeniz gereken dizilerin başında Game of Thrones geliyor. Kısa sürede en çok izlenen diziler arasına giren dizi G. R. R. Martin'in "Buz ve Ateşin dansı" kitap serisinden uyarlandı. Derebeyliklerden oluşan alternatif bir dünyada geçen bu dizi, aynı zamanda bünyesinde eser miktarda büyü, insan dışı yaratıklar ve ejderha da barındırıyor. Diziyi izlerken dünya tarihine yapılan göndermeleri keşfettikçe dizi sizde bağımlılık yapmaya başlıyor. Kendine has bir felsefesi olan bir yapım olduğundan aynı zamanda sizi gerçek dünyadan da bir miktar uzaklaştırıyor.

La Casa de Papel

Sıradaki dizi suç ve aksiyon severleri ekran başına kilitleyecek La Casa de Papel. Dizi İspanyol yapımı. Bir grup dolandırıcı çeşitli sebeplerle bir araya geliyor ve Madrid'de bulunan darphaneyi ele geçirmeye karar veriyorlar. Son derece zekice bir plan yapıp darphaneyi basıp çalışanları da rehin alarak kendileri için para basmaya başlıyorlar. Her bölümde ha yakalandılar ha yakalanacaklar derken aslında her şeyin planın bir parçası olduğunu gördükçe dizideki zekâya daha da hayran oluyorsunuz. Hesap edilmeyen tek bir şey var dizide o da aşk. Aşk sahneleri biraz brezilya dizilerini anımsatsa da dizinin akıcılığını öyle fazla etkilemiyor. İşin ilginç yanı suç dizilerinde çoğunlukla polisten yana olurken bu dizide heyecanla karakterlerin polisi alt etmelerini bekliyorsunuz. O nedenle alışagelmiş suç dizilerinden biraz daha farklı.

Dogs of Berlin

Polisiye severlerin ekran başından ayrılmadan izleyebilecekleri sürükleyici bir diğer Alman yapımı dizi. Alman milli takımında oynayan başarılı bir Türk futbolcunun öldürülmesiyle başlayan Dogs of Berlin, Almanya'daki çeteleşmeye ve toplumsal yapıya eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Bunu yaparken güncel siyasetten besleniyor. Irkçılık, sosyal entegrasyon, futbol dünyasındaki yozlaşma gibi kavramların altını çizerek izleyiciye ayna tutuyor.