Bu Filmleri Herkes İzleyemez!

A Serbian Film (Srdjan Spasojevic, 2010)
Baştan anlaşalım, bu filmi izleyecekseniz sonrasında yaşayacağınız zihinsel travmayla ilgili sorumluluk kabul etmiyoruz. Sizi filmden haberdar etmemiz tedavi masraflarınızı karşılayacağımız anlamına gelmez. Filmin konusu falan hiç önemli değil, böyle detaylarla yorulmanıza gerek yok, hatta bu filmi izlemek konusunda halen fikriniz sabitse biz müsaade isteyelim en iyisi!

Cold Fish (Sion Sono, 2010)
Sıradan bir adamı alın ve onu türlü sapkınlıklarla dolu bir yaşamla tanıştırıp tüm kırmızı çizgilerini yok edin, o adamı en fazla ne kadar delirtebilirsiniz? Bu sorunun cevabını Cold Fish adeta her sahnesiyle tokat gibi vuracak yüzünüze. Mideniz ve yüreğiniz el veriyorsa Syamoto'nun her yeni sahnede başına yıkılan dünyasına hoş geldiniz!

Gozu (Takashi Miike, 2003)
Böyle bir manyaklıkla karşılaşmadığınıza adımızın Postkolik olduğu kadar eminiz. David Lynch filmlerini gizemli ve anlamlandırılamayacak ölçüde sürreal mi buluyorsunuz? Gozu ile kıyasladığınızda her biri ancak Recep İvedik kadar karmaşık kalacak! Bu bir sinema deneyiminden bile fazlası, Gozu resmen deliliğin ta kendisi!

Haute Tension (Alexandre Aja, 2003)
Tüm zamanların en şiddetli filmlerinden biriyle tanışmaya hazır mısınız? Kanın bir dakika bile durmadığı bu çılgın filmde arkadaşını sapık bir katilin elinden kurtarmak için canla başla mücadele eden bir kadının akıllara durgunluk veren macerasına tanık olacaksınız. Sizi şimdiden uyarıyoruz, bu filmi fazla tok karnına seyretmeyin!

Ichi the Killer (Takashi Miike, 2001)
Sinema tarihi bu ölçüde manyaklığı az görmüştür. Kafadan kontak karakterler karnavalı adeta bu film! İşkence, cinsi sapkınlık, kan ve dil! Evet, yanlış okumadınız, dil. Ichi the Killer'ı izlemeyenle sinema konuşmayı reddediyoruz! Bu cins bir manyaklığı tecrübe etmeyenle olmaz!