Cumhuriyet Tarihini Anlamak İçin Okunması Gereken Kitaplar
Türkiye Cumhuriyeti tarihini daha iyi anlayabilmeniz için okumayı tercih edebileceğiniz hepsi birbirinden değerli kitapları derledik.
1. Tek Adam Mustafa Kemal - Şevket Süreyya Aydemir
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam'da, değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel imparatorluktan ve Sevr'i imzalamış olan bir kalıntıdan, yepyeni bir ulusun, yepyeni bir devletin doğuşunu anlatıyor.
2. Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu - Andrew Mango
Uzman bir yazar, nesnel bir yapıt;
İşte Atatürk'ün yaşamı ve mücadelesi!...
İstanbul doğumlu İngiliz yazar Andrew Mango, beş yılı aşkın bir süre yaptığı araştırmalar sonucu, bu yapıtla kapsamlı ve nesnel çalışma ortaya koyuyor.
Türkiye'nin, bağımsızlığı ve varoluşu yolunda Atatürk gibi bir liderle yakaladığı olağanüstü şansı irdeleyen yazar, onu salt lider özellikleriyle değil, yakın çevresi ve insan ilişkileriyle de yansıtmayı başarırken, dönemin toplumsal yapısı ve güç dengelerine de açıklık kazandırıyor.
Prof. Geoffrey Lewis Atatürk için "O, tek bir insanın neler yapabileceğini gösteren 20. yüzyılın olağanüstü lideri" diyor. Evet, kitleleri ardından sürükleyebilen, insanları birbirine kenetleyebilen siyasal önder... Ancak sonuçta Atatürk de herkes gibi bir insan... Karizması, zaafları, kadınlarla olan ilişkileri, dostlukları, nefretleri, iyilikleri ve hatta kıskançlıklarıyla bir insan... Mango, bu olağanüstü çalışmasıyla, Atatürk'ü işte bu yönleriyle daha bir yakınlaştırıyor bize.
Bu basımda Saltanat ve Cumhuriyet dönemine ilişkin tüm yazılı kaynaklara ulaşılmıştır. Çoğu eski yazı birçok belge aslından olduğu gibi aktarılmış, döneme özgü söyleyiş ve ifade özellikleri korunmuştur.
3. Modernleşen Türkiye'nin Tarihi - Erik Jan Zürcher
1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim'den, Zürcher'in tanımlamasıyla "Üçüncü Cumnuriyet"e, yani 1980 sonrasına.
4. İttihatçılıktan Kemalizme - Feroz Ahmed
Feroz Ahmad, İttihatçılıktan Kemalizme'de Genç Türkler dönemini ve Kemalist Türkiye'yi süreklilik ve kopukluklarıyla inceliyor. Yazar, dönemin yayın organlarından konuyla ilgili kitaplara; anılardan İngiliz Resmi Arşivi'ndeki (Public Record Office) gizli-açık belgelere, mektuplara uzanan titiz bir çalışmayla, yerel ve uluslararası güç merkezleri arasındaki ilişki ve mücadeleleri; bunların arka planını gözler önüne seriyor. Ahmad, ulaştığı bilgi ve belgeleri nesnel analizleriyle okura sunuyor:
"Özgün karakterine rağmen Kemalizmin hem düşünce hem de toplumsal temel bakımından öncelleri vardı. Böyle bir ideolojiyi, Mustafa Kemal'in geliştirdiği bazı fikirlerin ilk kez ortaya atılıp tartışıldığı Genç Türk döneminin katkısını göz ardı ederek ele almak tarih dışı bir tutum olur…"
5. Milli Mücadelede İttihatçılık 1905-1926 - Erik Jan Zürcher
İttihat ve Terakki Cemiyeti 1918'de, Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından kendini feshederek tarih sahnesinden çekilmişti. Peki, ülkenin on yılına damgasını vuran, açık ve gizli siyasal mücadele konusunda en tecrübeli, en örgütlü kadroları oluşturan İttihatçılar, mütareke koşullarında tamamen hareketsiz mi kalmış, hiçbir etkinlik göstermemiş miydi? Erik Jan Zürecher, Milli Mücadelede İttihatçılık'ta, bu yöndeki resmi tarih tezinin inandırıcılığını sorguluyor, müdafaa-ı hukuk hareketinin oluşumunda İttihatçıların ne denli önemli bir rol oynadığını göstermeye çalışıyor.
Önce milli mücadele öncesindeki tarihsel gelişmeleri inceleyen yazar, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin yapısını ve faaliyetlerini, Mustafa Kemal Paşa ile İttihatçılar arasındaki ilişkileri ayrıntılarıyla değerlendiriyor. Kurtuluş Savaşı'nın dayandığı insan ve örgüt malzemesinin büyük ölçüde İttihatçılardan oluştuğunu savunan Zürcher, başta Enver Paşa olmak üzere İttihatçıların milli hareketin kontrolünü ele geçirmek için hangi fırsatları kullanmaya çalıştıkları ve bu tehlikenin nasıl bertaraf edildiği üzerinde duruyor. Bazı İttihatçıların zaferin devam etmeye çalıştıklarına dikkat çekilen eserde, son olarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın yürüttüğü muhalefet mücadelesinin ve 1926 İzmir suikasti davalarının ne anlama geldiği araştırılıyor. Türkiye'nin yakın tarihini yeni bir yaklaşımla ele alan Milli Mücadelede İttihatçılık ayrıca, gerek Türkiyeli gerekse yabancı yazarların bu döneme bakışının eleştirel bir değerlendirmesini yaparak tarihyazımını hangi faktörlerin belirlediğini irdeliyor.
6. Paradigmanın İflası - Fikret Başkaya
"Sömürü ve baskının bir aracı olan bilim ve teknoloji, hem emperyalist Batı'ya dünyanın zenginliğine el koyma olanağı verdiği için Batılılarca itiraz edilmiyor, hem de azgelişmiş ülkelerdeki işbirlikçi oligarşiler ve onların çevresi sömürüden pay alabiliyorlar. Aldıkları bu pay karşılığında kendi halklarına zulmederek, baskıyı ve devlet terörünü sürekli gündemde tuturak, eski sömürgeciyi yöneticilerin uyguladıkları baskı bile geride bırakıyorlar. Üstelik bunu "ulusallık", "ulusal çıkarlar", "ulusal güvenlik", "birlik bereberlik" gibi kavramların gerisine gizlenerek yapıyorlar. Bu anlamda bir düşünürün dediği gibi: "Hakların kendi kaderlerini tayin hakkı, bu ülkeleri yöneten oligarşilerin kendi haklarını boğazlama hakkına dönüşmüş" bulunuyor."
7. Türkiye'de Devlet ve Sınıflar - Çağlar Keyde
Bu kitap bir tarih yorumu ya da başka bir deyişle, belli bir toplumsal oluşumun analizi yoluyla bazı makro - sosyolojik soruları aydınlatmayı amaçlayan bir tarih çalışması. Türkiye tarihi böyle bir çalışmaya epeyce bol malzeme sağlıyor. Osmanlı İmparatorluğu, kapitalizmle bütünleşme süreci içinde geriledi ve çeşitli milliyetçi ayrılık hareketlerinin başarıya ulaşması sonucu parçalandı. Kapitalizmle bütünleşme, geleneksel bürokrasiye rakip bir burjuva sınıfını ortaya çıkardı. İmparatorluk parçalanırken, yeni bir ulus devleti kurup bu devleti modernleştirmeye koyulan, burjuvazi değil, bürokrasiydi. Her ne kadar yeni devlete hakim olan bürokrasi idiyse de, gelişen burjuvazi otoriter rejimi gittikçe daha çok tehdit eder oldu.
İktisadi politika açısından, bürokrasi iki savaş arası dönemin devletçiliğiyle özdeşleşmişti. 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, Amerikan hegemonyası altında bir liberalizmin ortaya çıktığı ve burjuvazinin kendi partisinin iktidara geldiği görüldü. 1960'lardaki ve 1970'lerde uygulanan ithal ikamesine dayalı sanayileşme, kapitalist ilişkilerin zamanla üstünlük kazanmasına ve kapitalist bir devletin oluşmasına yol açtı. Elinizdeki kitabında Çağlar Keyder, bu süreci, yani kapitalist gelişmenin ülke tarihinin özgüllükleri çerçevesinde nasıl şekillendiğini, Osmanlı devlet ve toplum mirasının dolaylı ve karmaşık yollarla Cumhuriyet'in sınıf dengelerini nasıl oluşturduğunu anlatıyor, sürecin dönemlerini ve her dönemin yapısal denge ve çelişkilerini inceliyor.
8. Türkiye’de Milli İktisat - Zafer Toprak
Türkiye'de Milli İktisat 1908-1918, Osmanlı İmparatorluğu'nun çözüldüğü, Balkan Savaşları ve Cihan Harbi'nin farklı iktisadi ve toplumsal örgütlenme biçimleri dayattığı, İttihat ve Terakki'nin yönetimindeki kritik bir dönemin ayrıntılı ve kapsamlı bir incelemesini sunuyor.
Tanzimat'la birlikte gündeme gelen iktisadî liberalizmin, kapitülasyonların çözümsüzlüğü ardından savaş koşulları ve güçlenen Türk milliyetçiliğiyle birlikte korumacı bir iktisat politikasına, "milli iktisat"a evrilişinin izini sürüyor. Geç dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun iktisadî yapısının olduğu kadar, Cumhuriyet Türkiyesi ile birlikte devletçiliğe, ithal ikameciliğine dönüşecek bu anlayışın tüm unsurlarıyla kavranmasına olanak sağlıyor.
9. Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923-2023) - İlber Ortaylı, İsmail Küçükkaya
"Türklerin son iki asrı bütün Doğu dünyasında ve Balkanlar'da dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihî yolculuktur. Bu nedenle de Dünya Tarihi'nin önemli bir parçasıdır ve dikkatle üzerinde durulmalıdır."
10. Kürtler - Hasan Cemal
"Kürtler" 2003'ün Nisan ayında çıktı.
Aradan sekiz yıl geçtikten sonra, 2011'in Ekim ayında, bu kez kürt sorunuyla ilgili ikinci kitabım; "Barışa Emanet Olun" yayımlandı.
1980'lerden başlayarak özellikle 1990'lı yılları ve 2000'lerin başını anlatan "Kürtler", bir yandan kürdistan coğrafyasında, diğer yandan, başta Ankara olmak üzere Washington, Londra gibi başkentlerde edindiğim bilgi ve izlenimlerle şekillendi.
Ama "Kürtler"e asıl damgasını vuran insan hikâyeleri oldu. Çünkü ben kürt sorununu okuyarak değil, masa başında değil, acıları kendi kulağımla dinleyerek, gözlerimle görerek ve meseleyi kendi yüreğimde hissederek öğrenmeye çalıştım.
Bu kitapta yalnız kürtler yok, türkler de var. Yalnızca siyaset yok, özellikle insanlar ve onların yaşadıkları dramlar davar.
-Hasan Cemal
Kürt sorunu konusundaki en yetkin kalemlerden Hasan Cemal, bugün, 2014 yılında "bu noktaya nasıl gelindi?" sorusunun yanıtlarını ve ipuçlarını sunuyor.
11. Temellerin Duruşması - Ahmet Kabaklı
Bu kitap kendisinden bir yıl sonra doğduğum Cumhuriyetimize adanmıştır. Yakın tarihimizi yalan ve yanlış okutmanın felâketli çelişkileri ve millî birliğimizde yaptığı çatlak ortadadır. Önceki (Osmanlı) devletimizle, Türklüğün son ve sonsuz (Ebed-müddet) devlet olmasını dilediğimiz Cumhuriyet'in manevî temelleri burada karşılaştırılacaktır. Türkiye'de esasen başlamış bulunan restorasyon (onarım) çağına bu kitapta bazı fikir kapılarının açılmasına çalışılacaktır.
12. Türkiye'de Sol Akımlar - Mete Tunçay
Mete Tuncay, 1936'da İstanbul'da doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu. Aynı kurumda 1961'de Siyasal Bilimler Doktoru, 1966'da Siyasal Teoriler Doçenti oldu. 1961'de Rockefeller bursuyla Londra İktisat ve Siyasal Bilimler Okulu'nda incelemeler, 1967-69'da Ankara'daki Muhabere Okulu'nda ve Harb Tarihi Dairesi'nde askerlik yaptı. 1972-1973 yıllarında bir yıl süreyle DİSK'te araştırma uzmanlığı görevini yürüttü. 1974-75'te Kültür Bakanlığı Yayınlar ve Tanıtma Daire Başkanlığı'nda, 1975-77'de Milli Kütüphane Danışmanlığı'nda bulundu. 1979'da SSCB Bilimler Akademisi konuğu olarak Sovyetler Birliği'nde, 1979-80'de Fulbright bursuyla ABD'deki Stanford Üniversitesi Hoover Kurumu'nda araştırmalar yaptı. 1987-88'de Hür Berlin Üniversitesi Cari von Ossietzky Profesörü oldu. 1967'de Türkiye'de Sol Akımlar 1908-1925 kitabını yayımladı. 1981'de T.C'de Tek-Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931 kitabı basıldı. 1982'de (Sıkıyönetimce toplatılan ve mahkemede aklandığı halde imha edilen) Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler kitabı yayımlandı. 1983'te bazı yazılarım Bilineceği Bilmek'te topladı. Aynı yıl Şubat'ında 1402 sayılı yasa uyarınca üniversiteden çıkarıldı. 1990'da Mahkeme kararıyla görevine iade edildi, ama kendisi emekliliğini istedi. 1984 yılında aylık Tarih ve Toplum dergisini yönetti. 1992'de Türkiye'de Sol Akımlar 1925-1936 kitabını yayımladı. Şuanda (2000) Bilgi Üniversitesi, Uluslararası ilişkiler Bölümü'nde öğretim üyeliği yapmaktadır.
13. Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi - İsmail Kara
Dini, siyasi ve kültürel bir hareket olarak İslamcılık batılılaşma ve modernleşme vakıasıyla yüz yüze gelen İslam dünyasının değişik coğrafyalarında birbirine benzer kalıplarla ortaya çıktı. II. Abdülhamid döneminde 'İttihad-ı İslam' adı altında siyasi bir kalkınma ve kurtuluş ideolojisi olarak benimsendi ve tahkim edildi. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra etkili bir fikir hareketi özelliğini kazandı ve din, siyaset, kültür alanlarının hemen hepsinde gözardı edilemeyecek ürünler verdi. Batılılaşma ve Türkçülük-Milliyetçilik hareketlerinin aksine Cumhuriyet dönemine zayıflayarak yansıdı. Bu çalışmada İslamcılık hareketi içinde etkili olmuş onaltı fikir ve siyaset adamının değişik alanlarda temel görüşlerini veren metinleri bulacaksınız.
14. Nutuk
Atatürk tarafından, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1927'de Ankara'da toplanan İkinci Kurultayı'nda 36 saati aşkın bir sürede ve altı günde okunan tarihi bir hitabedir. Nutuk yalnız geçmiş devrin bir hikayesi olarak geçmişimizi anlatmakla kalmayıp, yakın tarihimize de ışık tutarak milli varlığımızın bugününe de geleceğine de ışık tutabilen bir önem arz etmektedir. Ayrıca Nutuk, toplumu milli birlik ilkesi etrafında bilinçlendirip, milli irade ve milli hakimiyet kavramlarının harekete dönüştürülmesi yoluyla, TBMM'nin kuruluşundan Cumhuriyet'in ilanına kadar uzanan başarılı bir tarihi akışın gerçek hikayesidir.