Yol filmlerinin altında karakterlerin; zincirlerini kırma, yeni arayışlar içinde olma, hayatı karşı bakış açısını muhtelif biçimde ifade etme teması vardır. Onlar hayatlarına dair keskin haritalar çizerken ve akla hayale gelmeyecek maceralara kapı aralarken biz bazen afallamış bazen şaşırmış bazen gülmekten yıpranırcasına tanıklık ederiz tüm bu olanlara... Münzevi kahramanlarımıza eşlik ederiz dakikalar boyunca.
İşte Ben de kıyıda köşede kalan bu güzel filmleri sizler için derledim.Eğer siz de Camus gibi '' Yolculuk bizi kendimize geri getirir.'' diyorsanız hepinize iyi seyirler.
10. Büyük Yolculuk (2004)
Müslüman bir ailenin oğlu olan Reda ailesiyle birlikte yıllardır Fransa’nın güneyinde yaşamaktadır. Reda’nın Arapça’dan başka bir dil konuşmayan tutucu babasının ölmeden önce yerine getirmek istediği son bir dileği vardır: hacca gitmek. Bunun için de oğlunun kendisini Mekke’ye götürmesini istemektedir. Fransız bir sevgilisi olan Reda sınavlarını bahane etse de babasını ikna edemez ve arabayla Fransa’dan yola çıkarlar. Başlangıçta yolculuk çok zor görünmektedir. Babayla oğlun hiç ortak noktaları yoktur çünkü. Mecbur kalmadıkça konuşmazlar bile. Aralarında sessiz bir iletişim kurulur. Reda yolculuğun tadını çıkarmaya çalışırken, babası ise kendisine ve yerine getirmek istediği bu kutsal göreve saygı duyulmasını beklemektedir. Aralarında iletişim bile mümkün değilken babayla oğul yavaş yavaş birbirlerini tanımaya başlarlar. Ne yazık ki yolculuğun da sonu yaklaşmıştır...
9. Çift Şeritli Asfalt Yol (1971)
Monte Helman’ın 1971'de yönettiği “Two-lane Blacktop” tarihin belki de tek existansiyel otomobil filmi olarak ders kitaplarına geçti. beach boys üyesi Denis Wilson’un tamirci, dönemin en ünlü folk şarkıcısı James Taylor’ın şoför ve Yarren Pates’ın çok konuşan gto sahibi olarak rol aldığı filmde neredeyse hiç konuşma yok.
8. Bela (1971)
Sinamanın dahi çocuğu Steven Spielberg'ün yönetmenliğini üstlendiği, TV için çekilmiş ama bizde ve bazı ülkelerde sinemalarda oynamış müthiş bir gerilim. California'da önemli bir toplantısına yetişmek için yolda yalnız başına araba kullanan David Mann, önündeki kamyonu geçince kamyon tarafından tehdit edilmeye başlar.
7. Uçaklar, Trenler ve Arabalar (1987)
Neal Page (Steve Martin) işten çıkmayı sabırsızlıkla bekliyordur; çünkü o gün bayramdı ve o uçak biletlerini ayırmış kendi evine gidecektir. İşten birazcık geç çıksa da yine de hava alanına ulaşması fazla uzun sürmeyecektir. Ve işten çıkan Page hemen bir taksi aramaya başlar, pek taksi bulunmayan saatlerdi, Neal sonunda bir taksi bulur fakat bir anda bir adam (John Candy) aniden taksiye biner ve gider. Neal Page geç de olsa oraya ulaşır ve bir anda aynı adama yani Del Griffith`e havaalanında rastlar. Daha sonra aynı uçakta yan yana oturan ikili bir anda uçakta sorun çıkmasıyla inerler ve şimdi Neal Del`le birlikte türlü araçlar kullanarak eve ulaşmalıdır. Fakat tamamen uyumsuz olan ikilinin anlaşması zor olacaktır, Neal Page çok konuşmayan ve tek isteği eve gitmek olan birisi, Del ise karısını kaybetmiş ve hiç susmayan bir satıcıdır.
6. Bilinmeyen Yol (2002)
23 yasına girmek üzere olan Neal dogum gününde yasamı hakkında bir cevap almayı diler.babasının kendisine almış olduğu arabayı görmek için dışarı çıktığında kafasına bir su kovası düşer ve bilinçsizce bayılır.hastanede kendine geldiği zaman onu hayatı ile ilgili soruların cevaplarını verecek olan yolculugu başlar...
5. Ananı da (2001)
Julio ve Tenoch, hayali bir kumsala doğru bir yolculuk planlarlar ve kendilerinden yaşça büyük olan Luisa ile birlikte sürpriz bir yolculuğa başlarlar, İki arkadaşın da Luciaya aşık olması yol boyunca aralarındaki arkadaşlık ilişkilerinin de iç yüzünü ortaya çıkaracaktır...
4. Temmuz'da (2000)
Daniel, öğrencileriyle yakın ilişki kurma konusunda isteksiz davranan, kendi dünyasına gömülü genç bir öğretmendir. Juli ile tanıştıktan sonra yaşamının yeni bir yön alabileceğine inanmaya başlar. Çünkü kadın, Daniel'in falına bakmış ve hayatının aşkını pek yakında bulacağı konusunda onu ikna etmiştir. Bir süre sonra adam, bir Türk kızı olan Melek'e tutulur ve peşinden Türkiye'ye gitmeye karar verir. Juli ise Daniel'in peşindedir ve birlikte bir dolu sürpriz ve tesadüflerle dolu keyifli bir yolculuğa başlarlar.
3. Kaptan Fantastik (2016)
Ben (Viggo Mortensen) ve Leslie (Trin Miller) 6 çocuklarıyla birlikte şehirlerden ve insanlıktan uzak, ormanlık bir bölgede yaşamaktadır. Ben, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin politikalarına ve toplumsal normlara karşıdır. Çocuklarına zorlu doğa şartlarında hayatta kalabilmek için her türlü eğitimi vermişlerdir. Ancak herhangi bir resmi eğitimleri bulunmamaktadır. Bipolar olan Leslie'nin hastaneye yatırılmaya mecbur kalması, sonra da intiharıyla tüm düzenleri alt üst olur. Leslie'nin zengin ve muhafazakar babası Jack (Frank Langella) kızının Hıristiyan töreniyle gömülmesi için ısrarcı olduğunda Ben ve çocukları, Leslie'ye kendi istediği şekilde son görevlerini yapabilmek için, çocukların hiç alışık olmadığı bir dünyada zorlu bir mücadeleye başlayacaktır.
2. Puslu Manzaralar (1988)
Puslu Manzaralar bir yolculuk filmi. Film, iki çocuğun Almanya'da yaşadığını düşündükleri babalarını bulmak için çıktıkları yolculuğu anlatıyor. Yolculuk boyunca karşılaşacakları pek çok zorluk onları, babalarına ulaşmak için harcadıkları çabadan uzaklaştırmayacak. Bu yol ikisinin de çocukluktan yetişkinliğe geçiş yolculuğu olacak aynı zamanda.
Film, Venedik Film Festivali'nde Gümüş Aslan kazandı,1989'da En İyi Avrupa Filmi seçildi. Aynı yıl Berlin'de "Interfilm" ödülünü aldı.
1. Koca Dünyada Kurtuluş Pusuda (2008)
Bir oyunda neler vardır? Ülkesini arkasında bırakmış, hafızasını kaybetmiş ve aşkını unutmuş genç bir adam için oyun tek çıkış yolu olabilir. Bu bir Alman olmak için büyüyen bir Bulgar gencinin öyküsüdür. Bir araba kazasından sonra Alex adını bile hatırlayamaz. Hafıza kaybını tedavi etmek için büyükbabası Bai Dan Bulgaristan'dan Almanya'ya gelir ve torununun geçmişini hatırlaması için geldiği ülkeye spiritüel bir yolculuk düzenler. Zaman geçer, mekan değiştirirler, Avrupa'nın yarısını geçerler, oyunların en basiti ve en karmaşığı olan tavlayı oynarlar. Bu oyun Alex'in kim olduğunu idrak etmesine yardımcı olur ve oyun öyküde semboliktir. Ellerimizde tuttuğumuz zar kaderimizdir, şans ve yetenek arasındaki çizgide de hayat oyundur.