Uyuşturucuya Kolay Ulaşılıyor, Kullanan Tedavi Olmak İstemiyor

Sosyolog Şükrü Bilgiç, Kahramanmaraş’ta uyuşturucu madde kullanan kişilerin yapılan tüm çalışmalara rağmen tedavi olmak hiçbir programa katılmadıklarını söyledi. “Uyuşturucu Maddeye Kolay Ulaşılıyor” Kişilerin maddeye kolay ulaştığına dikkat çeken Bilgiç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Uyuşturucu maddeye kolay ulaşmak madde kullanmaya devam etmenin en önemli sebebidir. Uyuşturucu maddeye kolay ulaşılmasının birçok sebebi vardır. Bunların başında: uyuşturucu maddeye dönüştürülebilen bitkilerin her iklimde yetişmesi; her kullanıcının potansiyel bir satıcı/torbacı olması; yeterli ve istenen düzeyde güvenlik tedbirlerinin alınmaması; uyuşturucu madde ile mücadelenin sadece resmi kurumlardan beklenmesi; ihbar ve şikâyet mekanizmanın yeteri kadar bilinmemesi ve güvensizliği; ihbar ve şikâyette bulunan kişilerin kimliğinin ifşa edileceğine ilişkin olumsuz bakış açısı; uyuşturucu maddenin az yer tutması ve kolay saklanması; uyuşturucu madde ticaretinde yüksek miktarda paraların dönmesi, madde ticareti elinde bulunduran mafya, terör, örgüt vb. yapıların maddenin yakalanmaması ve madde kullanımının devam etmesi için durmadan yeni önlemler alması.” “Özgüven Eksikliği Uyuşturucu Kullanımını Etkiliyor” Uyuşturucu kullanımının 2 nedeni olduğunu belirten Sosyolog Şükrü Bilgiç şunları söyledi: “Bunlardan ilki sorunlardan kaçış diğeri ise eğlenmektir. Bağımlılığa yol açan her madde ventral striatal alanda yer alan nuc. Accumbens’de Dopamini artırır. Dopamin etkisi ile birey her defasında bu hazzı yaşamak için madde kullanmaya devam eder. Oysa dopamin sadece uyuşturucu maddeler değil; atletik başarılar, bilimsel kazanımlar, güzel bir senfoni, bir kitap veya orgazm da dopamini artıran doğal nedenlerdir. Bunlara ‘doğal uçuşlar’ denir. Beynin haz için özel bir eczanesi vardır. Bunu keşfetmek/keşfettirmek lazım. Özgüven eksikliği, madde kullanıcıları okul veya çalışma hayatı gibi birden fazla alanda yaşadıkları başarısızlıkları hayatlarının geneline yaymışlardır. Gençlerin başarısızlığına aile fertlerinin olumsuz tutumları, maddeyi bırakma konusundaki başarısız girişimleri de eklenince madde bırakma konusundaki özgüvenleri neredeyse tamamen yok olma aşamasına gelmiştir.”