TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili ve Ak Parti Kahramanmaraş milletvekili Habibe Öçal, geçtiğimiz günlerde andımız ile ilgili yapmış olduğu açıklama hakkında bir yazılı basın açıklaması yaptı.
Öçal, “Açıklamalarım sebebiyle, şahsıma ve aileme yapılan hakaretleri ve karalama kampanyalarını şiddetle kınıyor, hukuk önünde hesaplaşacağımızı bildiriyorum.”dedi.
İşte Habibe Öçal’ın yapmış olduğu açıklamanın tamamı: “Şura-ı Devlet vazifesi amacıyla kurulan ve idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığını denetlemek için var olan Danıştay geçen hafta, “Andımız” adında otoriter bir yönetim anlayışı tarafından dayatılan metnin tekrardan okullarda okutulmaya başlanması ile ilgili talihsiz bir karar vermiştir. Bu karara tepki olarak yapmış olduğumuz açıklama sonrası, aleyhimizde örgütlü bir karalama ve linç kampanyası başlatılmıştır. Görüşlerimden ziyade şahsımın, aile çevremin oldukça çirkin ifadelerle hedef alındığı bu kampanya, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve partimizin bugüne kadar ortadan kaldırmak için mücadele verdiği pespaye bir siyaset yapma tarzının son kalıntılarıdır. Kirli ilişkilerle biçimlenen böylesi siyaset yapma tarzına –hamdolsun- bugüne kadar teslim olmadım, bundan sonra da olmayacağım.
Açıklamalarımın arkasındayım. Danıştay’ın bu kararı; Hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmıştır. Yürütmenin yetkisinde olan bir alana girmiştir. Ayrıca yerindelik kararı vererek hükümet gibi davranmıştır. Bu karar; AK Parti hükümetiyle son bulan vesayet anlayışının yeniden hortlatma girişimidir. Danıştay böyle bir kararla yasayı ve anayasayı alenen çiğnemiştir. Böyle bir kararı kabul etmemiz mümkün değildir.
Etnik kimliği ne olursa olsun Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Boşnak vs. hangi ırktan olursa olsun, hepimiz büyük TÜRK milletinin eşit parçalarıyız. Kimlik vurgumuz kırıcı, dışlayıcı değil tam tersine kucaklayıcı ve kapsayıcı olmalıdır. Kimseden milletçilik, milliyetçilik ve hukuk dersi almaya ihtiyacımız yoktur. Kimsenin de benim mensubiyetimi sorgulama hakkı yoktur. Hepimiz Âdem’in çocuklarıyız. Biriz ve beraberiz. Bu birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan karanlık eller, “Andımız” üzerinden nifak sokmaya çalışmaktadır. Biz bunun karşısındayız ve buna müsaade etmeyeceğiz.
2013 yılında AK Parti olarak, bizler, genç zihinlerimizi millet olarak tarihsel mirasımıza aykırı, otoriteryan yönetim anlayışının eseri olan bu ayrıştırıcı, ötekileştirici metinden kurtarmıştık. Ancak Danıştay’ın talihsiz kararıyla yeniden gündeme gelmiştir.
Partimiz, hükümet ederken ortaya koyduğu icraatlarla ve kendi projeleriyle milletin önüne çıkmış ve milletimizin tasvibine, desteğine mazhar olmuştur. Milletimiz partimizin icraatlarını onaylamıştır. Milletin verdiği bu takdir etme, yönetme yetkisinin herhangi bir kurum tarafından gasbı kabul edilemez. Aksi halde seçimlerin ve hikmet- i hükümetin bir anlamı kalmaz.
Türk milletinin millet olma şuur ve hissiyatı en iyi ifadesini İstiklal Marşında bulmaktadır. Bunun dışındaki hiçbir metin üzerinde antlaşmadık ve “and” olarak kabul etmedik, etmiyoruz.
Ve diyoruz ki; TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK DEVLET!
Bu vesileyle bu açıklamalarım sebebiyle, şahsıma ve aileme yapılan hakaretleri ve karalama kampanyalarını şiddetle kınıyor, hukuk önünde hesaplaşacağımızı bildiriyorum. Danıştay’ın Hukuka aykırı olan bu karını bir kez daha kabul etmediğimizi ifade ediyor, milletimi ve aziz Kahramanmaraşlı hemşehrilerimi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”