Eski Datça'da Gezilecek Yerler!

Eski Datça'nın dar sokaklarında gezinirken aşağıda sıraladığım mekânları ziyarete öncelik verebilirsiniz. Böylece hem ünlü şairi daha yakından tanıma hem de Datça'nın bu kesimini özgün kılan detayları keşfetme fırsatı elde edebilirsiniz.


Orhan'nın Yeri


Yerleşimde ilk olarak Orhan'nın Yeri'ni ziyaret edebilirsiniz. Eski Datça'nın girişinde yer alan mekân, Yücel'in ardından bıraktığı anılar ile dolu. Üstelik burada dinleyeceğiniz hikâyelerin benzerlerini başka hiçbir yerde duyamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Sonuçta kahvehane, günümüzde eşine az rastlanır tarzda bir dostluğun başladığı ve geliştiği yer konumunda.


Orhan Baba, Can Yücel'i ilk gördüğünde epey çekingen davranmış. Aslında şairin sahip olduğu fiziksel özellikleri düşününce, bu davranış şekli bana epey normal geliyor. Ama bu çekingenlik, çevredekilerin yardımı ile yerini önce tanışma faslına, sonrasında ise sıkı dostluğa bırakmış. Hatta Orhan Baba, Can Yücel'in "Datçalı" olması için elinden gelen tüm çabayı göstermiş.


Can Yücel, kahvehaneye sabah saatlerinde gelirmiş. Günün yarısını burada geçirirken bir yandan demlenip diğer taraftan şiirleri üzerinde çalışırmış. Gece kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladığında ise yerinden kalkıp biraz ilerideki yolda dolmuş beklermiş. Fakat dolmuşu kaçırdığından, genelde onu evine götürme görevi Orhan Baba'ya düşermiş.


Orhan Baba, kadim dostunun vefatından sonra epey sarsılmış. Hatta bir ay boyunca mekânın kapısına kilit vurup yas tutmuş. Kendini toparladığında ise hemen Yücel'in ardından bıraktığı eşyaları özenle saklamaya odaklanmış.


Kahvehanede; Can Yücel'in masasını, fotoğraflarını ve çeşitli yazılarını, yarım kalmış şarabını, son kez kullandığı bardağı görebilirsiniz. Aslında mekânda çok daha fazla sayıda eşya varmış. Lakin başkaları için değerli olan şeyleri izinsiz alma alışkanlığı edinmiş bazı kişiler, bunların büyük kısmını sahiplenmeyi kendilerine hak görmüş.


Can Yücel Evi


Kahvehaneden ayrıldıktan sonraki durağımız, Can Yücel Evi. Onu sevenlerin deyişi ile "Can Baba" hayatının son 10 yılını bu evde geçirmiş. Vefatının ardından sevenlerinin gözünde bir mabede dönüşen ev, Yücel'in ardında bıraktığı eşyalar ile dolu. Lakin mezarına gerçekleştirilen saldırıdan beri kapalı tutuluyor.


Dolayısıyla Can Yücel Sokağı'ndaki konutu ziyaret ettiğinizde dış duvarına asılmış fotoğrafları, şiirleri ve yazıları ile yetinmeniz gerekiyor. Gerçi bana göre bu durum bile fazlası ile tatmin edici ve değerli.


Can Yücel'in Mezarı


Hazır Eski Datça'ya gelmişken, Can Yücel'in evinin ardından mezarını da ziyaret edebilirsiniz. Dini değerlere ters düştüğü gerekçesi ile 2011'de saldırıya uğrayan mezar, usta heykeltıraş Mehmet Aksoy'un imzasını taşıyan hayli özgün tasarıma sahip.


Can Yücel'in mezarı olduğunu bilmeyenler tarafından türbeye benzetilmesine yol açan mezar taşı iki bölümden oluşuyor. Dikey konumdaki ilk bölüm, bir ceninin anne karnındaki duruşunu temsil ediyor. "Can Taşı" isimli bu bölüme işlenmiş figür, akşamüstü üzerine yansıyan güneş ışığı sayesinde çok daha belirgin ve göz alıcı hale geliyor.


Mezarın "Su Taşı" adındaki yatay bölümü ise genel kanının aksine şarap dökülmesi için tasarlanmamış. Mezar taşının bu kısmı, çok daha derin bir kavramı yani hayatın akışını ifade ediyor.
Mezar taşını incelerken, Can Yücel'in "Sevgi Durağı" isimli şiirinde yer alan "Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi…" mısrasını görebilirsiniz. Bir insan, herhalde kendi hayat felsefesini ancak bu kadar güzel tanımlayabilirdi.