Mardin Müzesi’ni Ziyaret Etmek için Nedenler!

Geleneksel taş işçiliğini yansıtan mimarisiyle dar bir sokakta konumlanmış müze şehrin tam merkezindeki tarihi kent meydanında. İçeri girdiğinizde bambaşka bir dünya karşılıyor sizi, büyülü atmosferinde kaybolurken iyi ki gelmişim diyeceğiniz onlarca neden buluyorsunuz.


Mardin Müzesi Şehrin En Güzel ve En Özel Binalarından Biri!
Mardin Müzesi'nin olduğu binanın tarihi de tıpkı içindekiler gibi eski. 1895'te Süryani Katolik Patrikhanesi olarak yapılan bu binayı inşa ettiren kişi de Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni. Kültür ve Turizm Bakanlığı binayı Süryani Katolik Vakfı'ndan satın alarak restorasyondan geçirmiş ve 2000 yılında da kent müzesi olarak hizmete açmış.
Şehrin geleneksel evlerinin dokusunu merak ediyorsanız içine girip görebileceğiniz en iyi örneklerden biri de Mardin Müzesi. Kalenin eteğinde dizilen diğer evler gibi sarı kalker taşından yapılmış müze binası üç katlı. "U" planlı ve çift girişli olan binanın sütun başlıklarındaki taş işçiliği de daha içine girmeden çarpılacağınız ilk detaylardan. Binayı gezip terasa çıktığınızda ise muhteşem bir Mezopotamya manzarası sizi bekliyor.


Mardin Müzesi'nde 45.000'in Üzerinde Eser Sergileniyor
Turizmin en yoğun olduğu sezonlarda ziyaretçi akınına uğrayan müzedeki eserler Paleolitik Çağ'dan günümüze kadar geniş bir dönemi kapsıyor. Kategorilere ayrılmış teşhir salonlarında ise Eski Tunç Çağı, Asurlar, Urartular, Persler, Grekler, Roma - Bizans İmparatorlukları, Selçuklular, Artuklu ve Osmanlılardan kalan oldukça seçkin eserler sergileniyor. Bu eserler arasında tabletler, altın – gümüş sikkeler, gözyaşı şişeleri, değerli madenden takılar, kılıçlar, tespihler ve daha nicesi var. Hepsini hakkını vererek incelemek istediğinizde müzeyi gezmeniz yarım gün sürebiliyor.


 Beş Bölümden Oluşan Müzenin Teşhir Salonlarında Büyüleyici Bir Tarih Şölenine Şahit Oluyorsunuz.


Mardin Müzesi tıpkı kalın ciltli bir tarih kitabı gibi; okurken sayfalarında kayboluyor ve ışınlanıp satırlar arasına giriveriyorsunuz. Müzenin 5 salonunun her biri de o tarih kitabının bölümleri; İnanç, Arkeolojik Kazılar, Sahte Eserler, Ticaret ve Yaşam gibi kategorilerle ayrılıyor.
İnanç Salonu Mezopotamya'daki dinleri ve inançları temsil eden eserlerin sergilendiği salon. İlk çağ inançlarından başlayan kronoloji Paganlık'tan Hristiyanlığa, İslamiyet'ten mezhep inanışlarına kadar engin bir bilgi geçidi. Ölü gömme geleneklerinin, büyü ve bereket ritüellerinin tematik anlatıldığı inanç salonunda ilginizi çekecek birçok eser göreceksiniz. Urartu mezarlarından çıkarılan kemerler, adak levhaları; Selçuklulardan kalan ve üzerinde garip insan betimlemeleri bulunan saray su kabı; Kızıltepe kazılarında bulunan ölü kültü heykelcikleri de bu eserlerden sadece birkaçı.


Arkeolojik Kazılar Salonunda Mardin ve yakın civarındaki kazılardan çıkarılan eserleri göreceksiniz. Ilısu Barajı Projesi dahilinde yapılan kazılar, Dara kazısı, Mardin Kalesi kazıları, Nusaybin Mor Yakup Kilise kazısı gibi birçok kazıdan çıkan buluntular bu salonda sergileniyor.
Ticaret Salonu paranın ortaya çıkışı, yazının icadı, ticaretin başlaması gibi birçok yapı taşıyla şekillenen bir ekonomi özeti. Konu para olunca camekanların ardında en çok sergilenen eser elbette ki sikkeler ve mühürler oluyor. Duvarlardaki panolarda da “'Mezopotamya'da ticaret nasıldı”' sorusunun cevaplarını bulabileceğiniz bilgilendirmeler yapılmış.


Yaşam Salonu Mardin ve çevresinin etnografik yapısını tanıtmak için kurgulanmış bir salon. Mardin'in yöresel kıyafetleri, müzik aletleri, geleneksel alışkanlıkları, mutfak gereçleri gibi birçok detayla bu salonda tanışabiliyorsunuz.


Bir Müzede Hiç Sahte Eserler Salonu Görmüş Müydünüz? Mardin Müzesi'nde Var!


Ve başka hiçbir müzede de yok zaten. Bu salon müzenin 5 bölümünden biri ve zengin eser portföyüyle oldukça şaşırtarak karşılıyor sizi. Çünkü sergilenen eserlerin tümü farklı farklı zamanlarda düzenlenen operasyonlarla ele geçen imitasyonlardan başka bir şey değil. Anadolu'nun zengin tarihinden koparılan birçok eserin yurtdışında olduğu düşünüldüğünde tarih kaçakçılığının yüzyıllardır işlenen bir suç olduğu da ortaya çıkıyor. Bu salon da suçun ne denli büyük olduğunun bir kanıtı sanki!


Teşhir Salonlarında Göreceğiniz Sürekli Definesi'nin Zenginliği Göz Kamaştırıyor


Mardin Müzesi'nin en dikkat çekici eseri 2009'da Kızıltepe'nin Sürekli Köyü'nde bulunan ve köyle aynı ismi alan Sürekli Definesi. Yapılan kurtarma kazılarında ev olduğu düşünülen bir yapının mutfak bölümünde 4 adet küp bulunmuş. Ve bu küplerin içinden de 9 ila 14. yüzyıl arası Abbasi, Eyyubi, Bizans, Artuklu dahil birçok döneme ait altın – gümüş eserler çıkmış. Bu eserlerden 344 adedini sikke diğerlerini ise ziynet eşyaları oluşturuyor. Bir koleksiyon gibi nitelendirilen bu eserler en çok da Kırk Haramiler masalındaki hazineyi çağrıştırıyor. Ve ne tesadüftür ki kazının yapıldığı yere 5 km uzaklıkta da adı kırk hırsız manasına gelen "Celdiz" diye bir yer bulunuyor.
Tarihteki İlk Tapu Senediyle Mardin Müzesi'nde Tanışıyorsunuz
Müzenin Ticaret Salonu'nda sergilenen tapu senedi dünyanın en eskisi. Nusaybin'deki Girnavaz kazılarında bulunan bu kil tablet M.Ö. 7. yüzyılda bir meyve bahçesinin satışı için düzenlenmiş. Tapunun üzerindeki metinde bahçenin Nabulu şehrindeki konumu ve borcunun kapatılıp kaç gümüşe alındığı da yazıyor. Tıpkı günümüzdeki gibi alıcı – satıcı – düzenleyiciisimlerinin de unutulmadığı bu tapunun tek eksiği imza olsa gerek!

 

Mardin Müzesi'ni En İyi Özetleyen Cümle "Müzeler Yaşamları Değiştirebilir!"


Mardin Müzesi sadece tarihi eserlerin sergilendiği ya da atölyelerle eğitim veren bir yer değil; aynı zamanda insanları, kültürleri buluşturup kaynaştıran sosyal bir kimliği de var. Soyut veya somut tüm kültürel mirasları korumayı misyon edinen müzenin Uçurtma Festivali, Çelbira Bağbozumu Festivali, Müze Sokağı peyzaj çalışmaları, "Mardin'in Sesleri" film izletisi, masal buluşmaları, müzik dinletileri, Bilali Şenlikleri gibi birçok etkinlikte rolü var. Daha iyi bir dünyada daha bilinçli bireylerin yetişmesi için emek veren müzede amaç, geçmişi anlayarak bugünü kavramak ve geleceği de bugüne göre kurgulamak!