En iyi korku kitapları!
Stephen King – Hayvan Mezarlığı
Korku kitapları listemize, usta yazar Stephan King’in beyazperdeye de aktarılan kitabı Hayvan Mezarlığı ile başlıyoruz. Louis Creed ve ailesi yaşadıkları bir travmanın ardından sakin bir kabaya taşınmaya karar verirler. Yeni evlerine yerleştikten kısa bir süre kedileri kaybolur ve ölü olarak bulunur. Louis, kızının bu duruma çok üzüleceğini düşünür. Komşuları Jud, kediyi geri getirmenin bir yolu olduğunu belirtir. İşte bütün felaket de bundan sonra başlar. Jud ve Louis kediyi hayvan mezarlığına değil evlerinin yakınlarındaki bir Kızılderili mezarlığına gömer. Söylentilere göre bu mezarlığa gömülenler, kısa bir süre sonra tekrar dirilir. Gerçekten de kedi ertesi gün canlanıp eve dönmüştür. Bir süre sonra Creed ailesi için acı olaylar üst üste yaşanmaya başlar. Doğaüstü olaylarla kurgulanmış bu kitap, size gerilim dolu anlar yaşatacak.
Howard Phillips Lovecraft – Deliliğin Dağlarında
Miskatonic Üniversitesi’ne bağlı bir ekip, bilimsel araştırma yapmak amacıyla Antarktika yolculuğuna çıkar. Ekibin en temel amacı, ölü kıta olarak adlandırılan Antarktika’da milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların fosillerini bulmaktır. Bilim insanları Antarktika’ya ulaştıklarında daha önce örneği görülmemiş bir fosil türüyle karşılaşır. Bunun üzerine grup ikiye ayrılır ve farklı yerlerde çalışmaya başlarlar. Bir süre sonra aralarındaki telsiz iletişimi kesilir. Ekibin lideri William Dyer ve asistanı kaybolan grubu aramak için yola koyulur. Bu yolculuk onların hayal dahi edemeyeceği bir keşifle sonuçlanır. Korku filmlerinden fırlamış gibi görünen groteks yapıların olduğu kadim bir şehirle karşılaşırlar. Dünyanın ölü olarak bildiği bir kıtada “Eskiler” adı verilen bir uygarlık vardır! Eskiler artık bu şehirde yaşamıyordur. Ancak geride bıraktıkları, bilim insanlarına dehşeti yaşatacaktır. Okurların kitap kapağını kapattığında, korku duygusunu yeniden tanımlamak isteyeceğine eminiz!
Josh Malerman – Kafes
Netflix filmi Birdbox’a ilham veren Kafes, kıyamet sonrası dünyayı anlatır. Dünya, görülmemesi gereken korkunç “bir şey” tarafından istila edilmiştir. Geride kalan bir avuç insan gibi Malorie ve çocukları için de hayatta kalma savaşı büyük bir trajediyle başlar. Herkesten uzak terk edilmiş bir evde yaşayan Malorie ve ailesi, daha güvenli bir yere ulaşmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Ancak bu yolculuk bilinmeyenlerle doludur. Görülmemesi gereken varlığa tek bir bakış atmak insanları ölümcül bir deliliğe sürüklemektedir. Bilinmeyen bu tehlike karşısında göz bandıyla yapılan yolculuk, tüyler ürperden gelişmelere yol açar. Kafes, akıcı ve soğukkanlı anlatımıyla okuyucuyu diken üstünde tutacak bir maceraya sürüklüyor.
Stephen King – Mahşer
2019 yılına kadar Stephen King’in anlatılarını, sadece romanlarda olabilecek ustaca işlenmiş kurgular olarak kabul ediyorduk. Mahşer’i okuduğunuzda bu fikrinizin değişeceğine eminiz! King’in 1978 yılında yayınlanan bu romanı, biyolojik deneyler yapan laboratuvardan hasta bir teknisyenin kaçmasıyla başlar. Kısa bir süre sonra insanlığın 99’unu yok edecek mutasyona uğramış grip virüsü tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Halk, hayatı kaosa çeviren bu virüse “Süper grip” adını verir. Virüsle enfekte olmayan bir grup insan, kendilerini bu kabustan kurtaracak bir lider aramaya başlar. Hayatta kalan yüzde birlik dilimdeki insanlar; iyiler ve kötüler olarak iki gruba ayrılır. İnsanlık belki de son kez büyük bir savaş verecektir. Tabi bu sırada okur; karantina, izolasyon ve mesafe gibi kavramlarla sıkça karşılaşır. Korku, gerilim, aşk, bilinmezlik ve realizm dolu bu kitap, size çok tanıdık gelecek gerilim dolu bir hikâyeye odaklanıyor.
Mary Shelley – Frankenstein
Mary Shelley korku edebiyatına Frankenstein kitabıyla damga vurmuş bir isim. 1818 yılında yayınlanan kitabın günümüzde hala okunuyor olması, Frankenstein’in harika bir kurguya sahip olduğunu gösteriyor. Victor Frankenstein, annesinin zamansız ölümüyle sarsılan bir tıp öğrencisidir. Annesinin ölümü onu o kadar etkilemiştir ki okulda öğrendiği bilgilerle ölümden yaşam üretmeye karar verir. Bu amaç uğruna ölülerden uzuvlarını toplar ve laboratuvarına kapanır. Victor uzun çalışmalarının ardından ölümden yaşam üretmeyi başarır. Ancak yarattığı canlı onu dehşete düşürür. Karşısında soluk ciltli, korkunç bakışlı ve dev bir canavar vardır. Kendi yarattığı bu canavardan korkan Victor Frankenstein, laboratuvarını terk ederek evine kaçar. Geri döndüğünde yaratık orada değildir. Victor kendi vicdanıyla sürekli hesaplaşmak zorunda kaldığı, dehşet dolu günler yaşamaya başlayacaktır.
Adam Nevill – Daire 16
Daire 16 gibi bazı kapıların hiç açılmaması gerekir… Burası Londra’nın zengin bir semtinde bulunan 50 yıldır kimsenin adım atmadığı bir dairedir. Daire 16’ya kimsenin gelmesinin bir sebebi vardır. Ancak bazı şeylerin gizli kalması gerekir. Amerikalı genç bir kadın Apryl, teyzesinden kalan miras almak için Londra’ya gider. Daire 16’nın kapısı bir kere aralandıktan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. İlginç ve gerçekçi karakterler, tüyler ürperten gelişmeler ve sürpriz bir son… Son yılların en başarılı ismi Adam Nevill’in Daire 16’sı, heyecanın sürekli tırmandığı gerilim dolu bir kitap.
E. T. A. Hoffmann – Şeytanın İksirleri
Alman edebiyatının en bilinen korku-gerilim klasiği olan Seytanın İksirleri, doğaüstü güçler tarafından esir alınan Medardus’un hikayesini konu alır. Medardus, eğitimi bittikten sonra rahip olmayı hayal eden bir keşiştir. Eğitim aldığı manastırda “Şeytanın İksiri” olarak isimlendirilen bir kutsal eşya vardır. İçeni deliliğe ve kötülüğe sürükleyen bu iksire dokunmak kesinlikle yasaktır. Ancak keşişlerin nefislerini terbiye etmek için ortadan kaldırılmaz. Bir süre sonra dünyevi hazların peşinden sürüklenen Medardus, aydınlık ve karanlık tarafıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Büyük günahlar, işkenceler, korku, ölüm kokan zindanlar, delilik ve lanetin kol gezdiği bu hikâye, korku-gerilim severler için bir başyapıt!