Bağlanmaktan Değil Bağımlılıktan Korkun!
Partnerinizden kısa süreli bile ayrılamazsınız. Kısa süreli bir ayrılık bile size aşırı endişeli hissettirir. Yaptığınız her şeyde kendinizden memnun olmak için sürekli olarak partnerinizin onayına ihtiyaç duyarsınız. Örneğin, sadece partnerinizin yaptığınız seçimi onaylayıp onaylamayacağını görmek için, en sıradan şeyleri bile ona anlatmak istersiniz. Kimin kimi daha çok sevdiğini belirlemeye çalışarak, ilişkinizde puan tutarsınız. Her küçük romantik hareketi takip edersiniz veya birbirinizin yaptığı fedakarlıkların aynısını yapmaya çalışırsınız. Ancak hatırlatalım ilişki, bir yarış değil…
Partnerinizi gittiğiniz her yere götürürsünüz, hoş karşılanmasalar bile… Partnerinizi kaybetme fikri sizi bir paniğe sokar. İlişkinizin sona ermesi, hayatınızın da sona ermesi gibi gelir. Kendi tarzınıza sahip olmak yerine, hayatınızdaki kişiyi etkilemek için giyinir, makyajınızı yapar ve saçınızı şekillendirirsiniz. Partnerinizden sürekli sevgi ve şefkat beklersiniz. Peki karşı taraftan beklediklerinizi siz ona veriyor musunuz? Kendinizi sadece ilişkinize adarsınız ve en yakın arkadaşlarınızla bile iletişiminizi minimuma indirirsiniz.
Arkadaşlarınız veya aileniz sevgilinizi dahil etmeden planlar yapmaya çalışırsa, tamamen ilgisiz kalırsınız. Etrafınızda kim olursa olsun, partneriniz olmadan kendinizi sıkılmış hissedersiniz. Çift olarak yapılamıyorsa, daha önce zevk aldığınız herhangi bir aktivite veya hobiden vazgeçersiniz. Partneriniz, arkadaşlarıyla zaman geçirmek veya bireysel bir hobi yapmak isterse bu planlara sizi dahil etmediği için kendinizi kötü hissedersiniz. İlişkinize önemli miktarda para harcarsınız, hatta bu borç almanızı gerektirse bile.Ne zaman ilişkinizde güvensiz hissetseniz, partnerinizin dikkatini çekmek için tartışma çıkarırsınız.