Dünya'yı Alabora Eden Covid-19

“Covid-19” vürüs'ü ilk defa 2019 yılının sonlarında Çin'in Wuhan şehrinde et ve balık ürünleri pazarındaki  insanlarda görülmüş daha sonra da hızlıca bütün dünyaya yayılmıştı. Dünyayı âdeta tersine çevirerek insanların psikolojik ve sosyolojik dengelerini alt-üst eden “Covid-19” vürüs'ü  ile Dünya’nın  genelinde ve Türkiye’de hayat durma noktasına gelmiş,  eğitim sekteye uğramış, ekonomik sıkıntılar insanları alabora etmiştir.  Dünyayı alabora eden “Covid-19” vürüs'ünün;

 

Kalabalık ve yaşlı nüfusa sahip Çin'in nüfusunu gençleştirmek için uyguladığı bir politika neticesinde“Covid-19” vürüs'ünün tüm dünyaya yayılacağını  hesap edememesinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Kendimizi  ve yakınlarımızı“Covid-19” vürüsü’nden  korumak istiyorsak salgını önleyecek yasaklara ve tedbirlere de uymamız gerekiyor. Bazı insanlarımıza her ne kadar  sosyal mesafeye dikkat etmek, maske kullanmak, kısıtlamalar ve yasaklar işkence  gibi gelsede  biz bu tedbirleri; Kendimizi, çocuklarımızı, anne-babamızı ve tüm sevdiklerimizi korumak için almak zorundayız. Salgından korunmak için en önemli tedbirlerden biride TEMİZLİK. Evimizin temizliğine ve ellerimizin temizliğine dikkat etmeli kendi canımız ve sevdiklerimizin canları için gereken özeni göstermeliyiz.....

 


        Özellikle kış mevsiminin gelmesiyle ve insanlarımızın umursamazlıkları ile birlikte “Covid-19” vürüsü'nden bir günde hayatını kaybeden insanlarımızın sayısı iki yüz (200)ün üzerini görmüştür. Ne kadar acı ve üzüntü vericideğilmi?  İlk pandemi yasakları sonrasında yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum.


        Çocukların okula başladıkları ilk günlerde benim oğlanın okuluna gitmem icap etti. Okula gitmek için durakta bekliyorum. Bu sırada toplu taşıma aracı geldi. Aracın içerisine biraz tedirgin  birazda kaygılı girdim. Koltuklarda bir tane oturacak boş yer yok. Oturacak yer olmadığı gibi ayakta insanlar tıklım tıklım“İğne atsan yere düşmez” bir vaziyette maskeler ise yarı açık, yarı kapalı. Kalabalığı görünce neye uğradığımı şaşırdım. Şaşırdım şaşırmasına’ da  ağzımda durmadı.


Bu toplu taşıma aracına “ Covid-19” önlemleri girmedi mi? Dedim. Hemen ileride bir vatandaş “ Abla yasaklar kalktı ya  artık her şey serbest” dedi.


Vah be ağlasak' mı gülsek' mi halimize. İlla ki yasaklar getirilince mi zoraki' ye pandemi  önlemlerine uyacağız? Hükümet yasak getirmeden kendi önlemlerimizi alamıyor muyuz?  Kendimizi ve yakınlarımızı koruyacak tedbirleri  uygulayamayacak  kadar aciz miyiz?....


       Salgın nedeniyle binlerce, onbinlerce  canları kaybettiğimiz halde insanlarda ne mesafe var nede doğru- düzgün maskesini kullanan. Bu süreçte gördük' ki maskeler ağız ve burun çevresini kapamaktan ziyade insan vücudunun her yerinde kullanılıyormuş.(çene, baş, kol, el...gibi) Yarım yamalak kullandığımız maskeleri birde yere atmasak  ne iyi olur değilmi?.....


“Covid-19”vürüsü bizlere ağır bir imtihanı yaşattı. Yakınlarımız ve sevdiğimiz insanlar bu hastalıkla ölüm- kalım mücadelesi verirken, elimiz kolumuz bağlı   hiç bir şey yapamamanın çaresizliğini yaşıyoruz. Aynı zamanda  zorunluda olsa getirilen yasaklar bizlere kısıtlı olarak yaşamlarını sürdüren çocuklarımızı ve insanlarımızı anlamamıza vesile oldu. İnşAllah vefat sayıları çok fazla artmadan, içinden çıkılamaz durumlarla karşılaşmadan “Covid-19” vürüs’ünün tedavi yöntemleri ve aşısı bulunarak salgının önüne geçilir diye umut ediyorum.