Diyetisyen Ve Yaşam Koçu Melike Bektaşoğlu, “Bugünlerde özellikle bolca bu vitamininin adını duyuyoruz biz D vitaminini hormon olarak kabul ediyoruz vücutta birçok fizyolojik olaya katılıyor ve vücutta eksik olması birçok olumsuz etkilere sebep oluyor.  D vitamininin çok çeşitli  immünomodülatör, anti-inflamatuvar, antifibrotik ve antioksidan etkisiyle bilinen bir steroid hormon olmasında kaynaklanıyor. Özellikle anti-inflamatuvar olmasında dolayı bu hastalıkla mücadelede önemli bir yeri var.

Bu konunun çıkış noktasına bakarsak: Güney Yarım Küre’de COVID-19’a bağlı ölüm oranının Kuzey Yarım Küre’ye göre daha düşük olmasıyla D vitamini ve Covit - 19 ilişikisi daha çok dikkat çekmeye başlamşıtır.

Ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki bazı bölgelerde ölüm oranın daha düşük olması D vitamini desteği kullanımının yaygın olması ve eksikliğinin sık görülmemesi ile ilişkilendirilmiştir (Panarese & Shahini, 2020; Rhodes, Subramanian, Laird, & Kenny, 2020).

İsviçre’ de yapılan bir çalışmada Covit -19 pozitif tanısı alan bireylerin genelde D vitamininin daha düşük çıktığı gözlemlenmiştir ((D’Avolio vd., 2020).

Farklı bir çalışmada : D vitamini desteğinin, akut solunum yolu enfeksiyonu riskini azalttığı belirlenmiştir ((Martineau vd., 2017).

Yeterli D vitamini alımı yetişkin erkek ve kadınlar için 15 mcg/gün, yaşlılar için 20 mcg/gün olarak belirlenmiştir ( TÜBER, 2015).

Bizim bu noktada yapabileceklerimiz: D vitamini kontrolü yapılmalı ve eksikliği varsa yerine konulmalı.

Covit - 19 çok güncel bir konu olduğu için net bir bilgi söylemek çok güç.Bu konu üzerinde çalışmalar devam etmektedir.dedi’’